bugün

Tesadüfen gözüme çarptı, TRT televizyonu bir şaka programı yapmış. Yapar tabii, kim karışır. Ama işin içine devlet ve şaka kavramları girince durum biraz ilginç oluyor. Bir kere bizim halkımız devletin kendilerine kamera şakası yapmasına pek alışık değil. Devlet daha çok bürokratik şakalarıyla gündeme geliyor. Ölen insanlara vergi tahakkuk ettirilmesi, kadınların askere çağrılması, 10 sene hapis yatan bir insanın suçsuz olduğunun anlaşılması gibi pek de hoş olmayan şakalar yapıyor devlet. Böyle gören, bunlara alışan insanlar da karşılarında devletin mikrofonunu ve devletin gizli kamerasını görünce haliyle biraz geriliyorlar, kasılıyorlar...
TRT'nin kamera şakası programını sunan arkadaş da gergin. 'Efendim biz size şaka yaptık...' Şakaya maruz kalan vatandaş daha da gergin. 'Hö?..' 'Bakın kameramız orada, el sallayın...' Zavallı vatandaş rahatlayamıyor bile. Mikrofon devletin, kamera devletin. Şaşkınca bakıyor sadece. Sunucu üsteliyor. 'Efendim bunun bir şaka olduğunu anlamadınız mı yoksa?' Son derece saygılı ve resmi bir dil. E tabii ki, şimdi kalkıp koskoca devlet, vatandaşının ensesine şaplak atıp 'bugün Cuma enseyi kapa' diye şaka yapacak değil ya. Şakalar da bir nizam ve intizam içinde olmalı.
TRT kurumunun yıllardır içine düştüğü bir açmaz var. Özel kanallarla rekabet edebilmek adına onların silahlarını kullanmak, ama bir yandan da devletin otorite ve ciddiyetine yakışır kalabilmek. Tabi bir diğer yandan da sevgili halkını eğiterek, onlara doğruyu ve güzeli göstermek gibi bir de misyon yüklenmek. Yıllar önce arabesk müziğin alıp başını gittiği bir ortamda devlet duruma el atmış, milli ve doğru bir arabesk müziği yaptırarak TRT'de yayımlatmıştı. Yanlış hatırlamıyorsam şarkıyı Hakkı Bulut söylemişti ve 'henüz üç yaşında bir kardeşim var, seni ondan bile kıskanıyorum' şeklinde sözleri vardı.
Bizim naçizane düşüncemiz devlet televizyonunun hangi amaçla olursa olsun özel kanallarla pek yarışa girmemesidir. Onlarla aşık atmaya ve eksik kalmamaya gayret ettikçe yaşadıkları kaos daha da büyüyecek, kendi geleneklerini korumakla reytinge oynamak arasında sıkışarak iyice darlanacaklar. Çünkü bunun sonu yok.
TRT bu bataklığa saplandıkça yeni yeni programlar gelecek. Mesela bir milli gelin-kaynana yarışması bekliyorum ben. Gelin adaylarının kavga etmediği, annelere son derece saygılı ve hanım hanımcık davrandığı, alışveriş listelerinin karşılıklı hoşgörü esaslarına göre yapıldığı ve örgülerin örülerek dantellerin işlendiği bir örnek yarışma. Ya da ıssız bir adada bir araya gelen gençlerin yaşadığı Survivor adlı macera-yarışma programının alternatifi. Erkekler ayrı, kızlar ayrı bir bölümdeler. Erkeklerin saçları düzgün tıraş edilmiş, bıyıklar dudak hizasında. Kızlar ise edep ölçüleri içinde giyinmiş ve örtünmüşler. Issız adadan şişelerle mektuplar gönderip büyüklerinin ellerinden küçüklerinin gözlerinden öpüyorlar. Hörmetle...

can barslan