bugün

fenerbahçe ve galatasaray arasındaki fotoğraf savaşlarını anladık, zaman zaman da gülümsetti. yalnız şu dünkü deklarasyon savaşlarıyla durum farklı eksenlere saptırıldı ve zaten çokta temiz olmayan futbolumuzun tekrardan ağzına sıçılmaya başlandı. hem de zevkle sıçılıyor.

kulüpler yanar döner politikacıların izinden giderek sadece kendilerine adalet isteyerek mide bulandırıyor. tabii bunu yaparken pastadan hangimiz daha fazla pay alırız mantığını ve çıkarcılığı içselleştiriyorlar. hakemler bilindik günah keçileri. önce hala yerinde olmasını ve yüzbinleri arkasına toplamasını esefle kınadığımız aziz yıldırım bu yeteneksizi bir daha maçımıza vermeyin derken işi zıvanadan çıkarıp arada sırada hakem odası falan basmayı alışkanlık haline getiriyor. ne olmuş altı üstü hakem bir maç kötü yönetmiş. beşiktaş'ın paşa maçında başına gelenler fenerbahçe'nin başına gelseydi tepkisi ne olurdu bilemiyorum. belki, o işe yaramaz tff'yi basarlardı. bilmem kaç metre uzaktan taç atışı kullanmalar, topu ele alıp sahayı gezmeler / turlamalar. neyse boşa konuşuyoruz ülkenin en baba hakemi cüneyt çakır kadıköy 'de maçı doğru düzgün yönetemedi.

gelelim pastanın diğer sahibi hani bana hani bana diyen cimbom'a. dünkü gece yarısı muhtırasıyla fener'e hakemlere baskı yapma mesajı verirken kendisi antalya maçını garantilemenin peşine düştü. bak bir hata olursa hesabını sorarız tehditini savurdu.

yani kısaca burası türkiye. ne denli bağırır çağırırsam işim kolay hallediliyor. galatasaray'ın fenerbahçe'nin yaptığına benzer bir tavır takınması futbolsever olarak (özel de bir beşiktaşlı olarak) fazlasıyla rahatsızlık verdi bana.

ersan haksız atıldı,45 dakikayı haksız yere 10 kişi oynadık. biz iki kulüp arasındaki deklarasyonlarla uğraşıyoruz. beşiktaş bağırmıyor gene. fener ve cimbom'un ağzından salyalar saçılıyor. belki bağırıp çağırmadığı bu iki kulübe uymadığı için seviyoruz beşiktaş'ı. orası da ayrı mesele.

dün fehmi besler söylüyordu. bu bruno alves hala kırmızı kart görmeden bu lig nasıl devam ediyor anlamıyorum diye. al benden de o kadar. en az 4-5 kırmızı olmalıydı şimdiye kadar ki beşiktaş'a 5 kırmızı çıkmış.
hakemlerin soyunma odasında ısınmasına neden olan, yakında maç yönetirken ellerinin ve ayaklarının tir tir titremesini görebileceğimiz futbolu saha içinden çok saha dışında oynamaya yönelik çirkin hamleler bütünüdür.

geçen maç sonu hakkımız yendi diye bik bik öten aziz yıldırım paşa maçında alves ve emre'nin yaptıklarıyla ilgili neden bir kelime etmiyor. çünkü takımı maçı kazandı. işler normale döndü. anlayışınızı seveyim. gerçi uzayda bile şikesi kanıtlanmış adamdan anlayış bekliyoruz ya neyse.