bugün

ders sırasında makara geyik yapan, vize final zamanı muntazam defter tutan arkadaşlarından yüzü kızarmadan "notlarını verirmisin fotokopi çektirecem" diyebilen öğrencidir.
bir tek kendisini akıllı zanneder. bir tek kendisini zeki zanneder. enayiler defter tutsun, ben istediğimi yapayım, nede olsa yazan var ben yazarak yorulmayayım dersi dinleyeyim gibi bencil düşünceler içerisinde olan insandır.
memlekette bu yüzden emeğe saygı yok. bu yüzden o kadar emek sarfedilmiş kitapların korsanları alınıyor. bedavacılık beleşçilik ne kadarda doğal karşılanır olmuş.
fotokopi çektirmek isterken hiç mi yüzü kızarmaz bu insanların. "neden defter tutmuyorsun, beni neden enayi yerine koyuyorsun " sorusuna sadece kıs kıs gülerler. bide defter tutan arkdaşlarını inek diye tabir etmezler mi... netice itibari ile
okul yan gelip yatma yeri değildir.
bunların birde normalde suratına bakmayıp özellikle de sınav dönemi sırf not yüzünden .ötünü yalayan versiyonları vardır ki ibret olsun diye köprüden sallandırılasıdırlar.
(bkz: isteyenin bir yüzü vermeyenin iki yüzü)*
evet biraz haylaz olabilirler ama çan eğrisini bahane edip "tek ben geçeyim bu dersten, başka kimse geçmemeli, ne verecem defter mefter" şeklinde bencilce düşünenlerden daha "üniversiteli" dir.
umut kırtasiye sayesinde ağiz kokusu çekmeden para karşiliği giderilen ihtiyaçtir.

edit: artık umut not satmıyomuş, ben onlar sayesinde okulu bitirdim. tüm i.i.b.f lilere geçmiş olsun.
üniversite öğrencisine yakışan davranıştır. bu yaşta gezip tozmak, eğlenmek varken derste ömrü çürütmeye gerek olmadığını düşünen öğrencidir. ne de olsa bir ömür boyu çalışacağızdır.
okul çıkışı not tutan çalışkan arkadaşını da yanına alıp fotokopi çektirmeye kırtasiyeye giden orada diğer çalışkan ve tembellerden oluşan sırayı bekleyip hem kendine hem çalışkan arkadaşına eziyet eden ve hatta servisi kaçırttıran uyanık öğrenci modeli.
(bkz: ben yaşadım ben bilirim)