bugün

torunların dedeleri ile ilgili yaşadıkları hadiseler sonucu gerçekleşen diyaloglardır.

tanımı yaptık, şimdi size dedemle yaşadığım bir olayı anlatayım;

dede, 30 yıl önce yaşadığı köyünde amcasının oğlu ve köyün öğretmeni olan ve daha sonra istanbula göçüp yıllar önce aldığı gayrimenkullarla zenginleşmiş kişiye * hep imrenmiştir.

bir gün büyük oğlunun evine gider. orada bu kişinin facebookta hesabına rastlar, oğlu gösterir. olay üzerine torununa rastlayınca;

+geçen gün mikail'e gittim bilgisayarında ali hocanın resmini gördüm, vay babağnın dedeğnin... bana da yapabilin mi öyle ?
-tamam böyükbaba ben internete girince yaparım.
+para neyim gerekiyo mu ? gayıt parası falan ? gerekiyosa süyle oğlum.
-yok böyükbaba yav ne parası ben halletcem damam.

(zannediyorki ziraat'te sıra beklenip para yatırmak gerekiyor, desem inanacak, parayı vermeyede hazır. öyle ifrit olmuş.)

bir kaç gün geçer, arar torunu ulaşamaz, sonunda düşürür.

+la nağbıyon gaç gündür arıyom açmıyon ?
-telefon kapalıydı böyükbaba yav.
+halettin mi benim işi ?
-böyükbaba wireless yok imkan olunca haletcem tabi.
+ ben ağnamam öyle vayfıs falan ben sallancak adam mıyım la ?
-tamam böyükbaba olmuş bil.

düşünün artık. yaşanmıştır. şahıs isimleri değiştirilmiştir.

görsel
- cola iciyon mu
dede: iciyom. Var mi?
- yok. Sorayim dedim.
yas 14
dede sorar : önüğü arkanı tıraş idiyon mu la?
arkadaş :hı ne öhöhö.. geldim anne..
geçirdiği bypass ameliyatından sonra asabiyeti bir iken on olan dedemle, yazlığımızda yaşanan ilginç bir anımı paylaşayım;

denizden gelmişim, hava cayır cayır. duş alıp yemek yiyeceğim. bahçede çim biçen, daha doğrusu biçmeye çalışan dedemi görüyorum.

ben: dedeciğim, hava zaten çok sıcak. şu makinayı ver de çimleri ben biçeyim. sen git otur, dinlen.
dede: (sinirli bir "bırak şunu" hareketiyle) ya ben biçerim, karışmayın işime! hem siz ne anlarsınız çim biçmekten!

"yapacak bir şey yok" deyip içeri dalıyorum. ısrar etsem iyice köpürecek.

10 dakika geçiyor. o esnada; benden önce kuzenlerimin, dayılarımın falan da gidip aynı teklifi yaptığını, dedemin onları da aynı şekilde terslediğini öğreniyorum.

sonrasında dede ile yan komşu hasan abi arasındaki diyaloğa, havlumu asmak için çıktığım terastan şahit oluyorum:

komşu: ali amca, hava çok sıcak. istersen bırak ben biçeyim çimleri.
dede: yok sağolasın komşu, Allah razı olsun. zaten sana sıra gelinceye kadar kaç tane genç var hanede, biri de koşup "bırak dede, biz yapalım" diyor mu?!

ah bu dedeler, niye hep böylesiniz!*
Geçen bir davet üzerine çıktık evden gidiyoruz, gideceğimiz yolları da tam bilmiyoruz ama dedem bildiğini iddia ediyor. Garanti olsun diye de navigasyon açık.

Kadın oradan konuştukça dedemin tepesi atıyor. Dedem sola dön diyor, navigasyon devam et diyor. Navigasyon sağ diyor, dedem devam diyor derken adam çıldırdı onu kapat beni dinle yoksa söker camdan aşağı atarım dedi. baston da elinde insan korkmuyor değil, e kapattık tabii.

Sonra gideceğimiz yere çok geç varabildik. Ama olsun dayak yemedim.
güncel Önemli Başlıklar