bugün

Selam lan binler.
Şöyle inci gibi giriş yapayım istedim. Lise ikideyken başımdan geçen bi kız dalgası mk. Her neyse?..
Ağa gençlik yıllarım, okula gidiyorum ama okulu takan kim? Sabah elde bi defter ceketin cebinde rulo yapılmış halde, akşama kadar o dersi nasıl asarım, bu kızı nasıl etkilerim, nerde hınzırlık bizde. Sınıfın en arka sırasında yerim rezerv. Kankamla ders boyunca kaynatıyoruz. Hocaları takan zaten yok. Onlarda alışmış okula, fuck you system deyip derslerini 15 dakika anlatıp, sonra da ne haliniz varsa görün gibisinden yakamızı salıyorlar. Arada dersten atıyorlar, eve giden kim? Kesin annem ya çobanlık yaptıracak, ya da çit neyim tamir ettirecek. Akşama kadar okul etrafında sürtüyorum, akşam da kankalarla beraber köyün yolunu tutuyorum.

Fakirlik diz boyu, okul ilçe merkezinde, köyden okula kadar her gün 1 saat yolu tepiyorum. Arabaya verecek para yok mk. Bi Allah’ın kulu da yolda durup almıyor amünüm. Bazen römorklu traktör neyim geçerse koşup yapışıyoz. Yürümekten iyidir ağa. O dersi sen kaynatırsın, bu dersi ben, gel zaman git zaman, bitirdiğim ortaokulda bi kız var dediler. Öğretmen kızıymış. Orta üçte. Benden iki sınıf altta okuyor. Durur muyuz, ben ve ikizim bu kıza kafayı taktık. Akşamları Orhan gencebay’ın bir teselli ver’ini dinleyip efkârlanıyoruz, efkârlandıkça da kızı nasıl ayartacağımıza dair planlar yapıyoruz. Okuldan kaçıp kızın evinin oralarda dolaşmalar, okul çıkışını tutup kızın yanında artistikler yapmalar falan…

N’apalım n’apalım diye düşünüyoruz. Kızın evinin oraya Orhan gencebay’dan hatasız kul olmaz kasedini bıraktım. Bu bir imzaydı. O dönemlerde sağlam Orhancıyım mk. Bütün şarkılarını ezbere biliyorum. Bir konuda fazla gerilince, Orhan babanın kasetlerinin isimlerini kronolojik sıralamaya göre kafamda sayınca sinirim geçiyor. Lan o bu şu derken mahalleden bi kankim var, adı semih ibnenin. bana bi kıyağı olduğunu söyledi. ‘’söyle lan gavat’’ dedim buna. Bu anlatmaya başladı, bunların ilçe merkezinde bir evleri var. Zengin piç. Evlerinin üst katında bizim manitanın kankası oturuyormuş. Kankasının adı Zeynep. Aynı sınıfta bizim manitayla bu Zeynep. ‘’güzeeeel’’ dedim ellerimi ovuşturarak. Planı kafamda yaptım. Bu sefer bu iş tamamdı. Kızı avucumun içine alacak girişimlere start verilmişti. Semih bini zeynep’e gidip durumu anlatıyor. Zeynep şırfıntısı ilk etapta olmaz falan diyor ama semih salar mı yakayı. ‘’söyleyeceksin gız orosbu, yoksa tuğçe’lye dudak dudağa öpüştüğünüzü herkese söylerim ’’ diye tehdit etmiş. Bu semih piç olmasa iyi çocuk lan. Neyse bizim Tuğçe olayı bizim manitaya anlatıyor. ‘’ikizler seni seviyor , benle haber gönderdiler, buluşmak istiyorlar’’ demiş. Vay anasını. Lan ne buluşması? Gang bang mi yapacağız mk? Bizim manita da olayı dakkasına babasına anlatmış. Tezgaha geldik edriyın. Bu bizim kasedi de kızdan önce babası bulmuş mu sana, daha dur, başka bi kankamız da başka binlik yapmış. Onu da anlatayım.

Bizim komşu ilçede okuyan bi tane kuzen var. Olaylarımızı biliyor ibne. Kızın ev numarasını da sülalecek biliyoruz. Bu pezevenk dersin birini asmış ve diğer ilçeden anksörlü telefondan aramış evi. Pezevenk, bize acımıyorsun, jetona verdiğin parayada mı acımıyorsun? Hayır işi olsa yardım etmezler mk. Neyse diyalog şu:
Kuzen: alo
Kızın annesi: alo
Kuzen: sinem evde mi?
Annesi: n’apacaksın sinem’i?
Kuzen: bir şey yapmayacağım, az işim var sadece.
Annesi: ne işin var oğlum?
Kuzen: sevişcem iki Dakka analık, amma da uzattın ha!
Annesi: dur lan piç, geliyorum okula!
Kuzen: o kadar zahmet etme analık, pastaneye gel, oradayım.
Annesi: senin ağzına s…. Piç!
Kuzen: hazır açmışken o işi de yaparız.
Dıt dıt dıt

Tabi bu konuşmadan sonra haberim oldu. Piç kuzen yatılı kalıyor orada. Bizim evde telefon zaten yok ki arayıp görüşelim sürekli. Neyse ağa, okulun bahçesinde voleybol falan oynuyoz. Voleybol sahamız yok mk. iki odun dikiyoruz sağlı sollu, bi ip ger, saha sınırlarını da ayağımızla çizip devam. Biz fakiriz, okul bizden fakir. Her neyse okul müdürü beni gördü. Yanına çağırdı, kaşlar çatık her zamanki gibi hur çocuğunun. Belli bu sefer daha sinirli. Tehlikenin gelişini hissediyorum son günlerde. Fırtına öncesi sessizlik var. Bu fırtına yakında kopar diyorum ama ne zaman? Müdür ‘’nerede ikizin?’’ diye sordu. Buralarda bi yerdedir, alıp geleyim deyip aramaya gidiyordum ki ensemden kaptı bin. Anladı kaçacağımı. Ahaha yaraklara geldik amk. Kesin bu sefer sikecekler. ‘’sen benim odaya geç, ben buldururum’’ onu deyip nöbetçi öğrenciyi yanına çağırdı. Neyse ben geçtim müdür odasına, birazdan bizim bin müdürle babalık girdi odaya. Bi anda rengim attı mk. Anladım pis tongaya bastık. Bunlar bizi fena gibecekler. Neyse birazdan bizim ikiz de geldi. Gel memati dedim, tabi içimden. Bizim kayınpeder lafa girdi. Aşağı yukarı on yıldır bu ilçede görev yaptığından falan bahsetti. Bi sürü köyde tanındığını falan söyledi. Ajitasyon yapıyor mk. Altı üstü kızını seviyoruz, yemedik ya. Arada bir telefon falan diyor, biz anlamıyoruz aq. Piç kuzenin yaptığından haberimiz yok.

Devam ediyor kayınpeder; ‘’sizin bi pezevenk varmış, haber götürüp getiriyormuş’’ anlamamışa yatıyoruz. Satmıyoruz arkadaşımızı. Mertlik var mk. Sikseler ağzımızdan semih’in adını alamazlar. Az sonra odaya Rasim hoca girdi. Aha da yaraklara geldik dedim. Bu oç kulaklarımızdan tutup kafa atıyor. Bunun dayağını yemeyen okulda okudum diyemez. Biz ikizle renkten renge giriyoruz. Bi ara kaçmayı düşündüm, müdür kapının ağzında, imkanı yok. Pencere baktım. ikinci kat, sorun değil ama parmaklık var. 10 cm aralıktan geçebilir miyim diye biraz düşündüm, yok olmaz o iş. O dayağı yiyecez artık, kaçarı yok

Kayınpeder tekrar soruyor pezevengimizi, bizim tepki; ‘’amaa hocaaağğm’’
Rasim hoca bağırdı; ‘’kimlan!’’ ikisimle aynı anda semih. Ahaha, göte geldi bizim semih. Biz dayağı yicez, o da yesin mk. Neyse semih’i de çağırdılar. O da girdi, kapıdan girerken de ‘’beni çağırmışsınız hocam’’ der demez bizi ve Rasim hocayı gördü. O halini hatırladıkça hala gülüyorum olum. Ala bula oldu mk bildiğin. Gök kuşağı gibi rengaren. Rengi atarken tur bindiriyor herif. Bizim kayınpeder buna sen pezevenk misin der demez girişti. Şöyle soluksuz 10 dakika dövdü. Yıkılıyor bin, su döküp ara veriyor, tekrar girişiyor. Ringe arada havlu atıyoruz ama tınlayan kim? Topuk tekme, çeneye shoryoukenli aporkat, hadoketler havada dönüyor. Semih gardını alıp bekliyor anca. Karşılık ver diye tempo tutuyoruz kenardan, bizi duyduğunu bile sanmıyorum. Neyse araya Rasim hoca girdi ‘’Ben hallederim hocam’’ deyip sırayı devraldı. Kayınpeder ve müdür odadan çıktı. Artık Rasim hocayla odada başbaşaydık. Adam kapıyı kilitleyip anahtarı yuttu. Gandalf’ın lord ring’de kadim dünyanın iblisine seslendiği şekilde ‘’buradan asla geçemezsiniz!!11!’’ dedi. ibne açma ve germe hareketleri yapıyor. Ellerini ovuşturup boynunu bir sağa, bir sola yatırıp kütletiyor. Ben hemen araya girdim, zekamı konuşturmanı zamanı gelmişti. Yoksa çok pis dövecek bu bin.
+hocam, Newton yıldızların spektrometresini bulsaydı, şu an einstein’dan daha büyük astro fizikçi olmaz mıydı?
-ben şimdi seni astronot yapacağım, yıldızlara kendi gözünle bakarsın!
Zekam bu noktada işe yaramamıştı. Neyse ki okulda seviliyoruz mk. Rasim hoca da ilk semih’den giriş yaptı adam yürüyen ölü, hala onu dövüyor. Biz ikizimle köşeye geçtik, kıkırdaşarak gülüyoruz. Durum değerlendirmesi yapıyoruz. Şu tekmeyi yemeseydi iyiydi, bu sol kroşe sağlamdı. Bizim semih nakavt oluyor, hoca tekrar kaldırıyor, bahis oynuyoruz ikizimle. Bu sefer nakavt olmadan 5 saniye mi yoksa 10 saniye mi dayanacak diye. Ahaha, 3 saniye dolmadan yere yığılıyor ibne. Artık semih’in işi bitti. sıra ikizimde. Şöyle bi 15 dakika da onu dövdü. Ben semih’le ilgileniyorum o aralık. Ama Allah var, ikizimin yediği her yumruktan sonra Cüneyt arkın filmlerindeki gibi benim canım yanıyor.dayağı o yiyor, acısını ben çekiyorum mk. Semih’i oturttum bi sandalyeye, nasılsın kanka diye sordum. ‘’öğrentmen olmasaydı ona gösterirdim, Daha bitmedim, sabaha kadar devam edebilirim’’ diyor bin. Tutmayın küçük enişteyi. Gözler falan kapanmış, önünü göremiyor bin, hala devam edecekmiş. Ahaha

Baktım bizim ikizle son rötüşlerini yapıyor Rasim hoca. Sıra bana geliyor. Dayağın kokusunu ensemde hissediyorum artık. Adam son ejder vuruşu sitiliyle yaptı. ikizimin yerden kalkacak takadı kalmamış olacak ki ölü gibi yatıyor. Belki numara yapıyordur deyip, kalk lan hemen pes etme diye bağırdım. Sıra bana ne kadar geç gelirse, o kadar iyi.bu beni hiç silkemedi. Sanırım bayıldı. Belki de ölmüştür deyip 3 kulhu 1 elham okumaya başlamıştım ki uçan tekme sol taraftan beri çeneme doğru geldi. Dur mına koyim, daha namaz kılacaktım. Duvara öylece yapıştım aq. Adam üstüme üstüme geliyor, duvara tırmanıyorum, vampir gibiyim lan. Hoca ayağımdan tuttuğu gibi karşı duvara fırlattı. Sanırım o an kanatlarım kırıldı, zira daha da duvara tırmanamadım. Beni yasladı duvara, seri yumruklara başladı. O an burnumu ve 3 dişim kırıldı. Mola işareti veriyorum, hocanın mola vereceği yok. Tam karşılık verecek oluyorum, öldürücü darbeyi indiriyor hur çocuğu. Bu beni kündeye alıp fırlatmasıyla ikizimin yanıta attı. ikizim o aralık biraz kendine gelmiş. Ben ölü numarasına geçtim. Mk malı ikizimle beni karıştırdı. Ahaha, planım işe yaradı, beni bırakıp ikizimi biraz daha dövdü. Böyle de zekice planlarım vardır. Müsabaka sona erdi artık. Hoca kapıyı açtı, siktir olun lan diye bağırdı. Ben kendimi bahçeye atar atmaz yeri öptüm ilk olarak. Özgürlüüüüük diye bağırdım.

Neyse hacı, o dayağı yedikten sonra köyün yolunu tuttuk, izci kolu gibi 10’ar adım arayla yürüyoruz. Surat zaten folloş olmuş. Arka mahalleden beri ilçeye uğramadan tüyüyoruz. O oralık mahallenin diğer binleri peşimizden geldi. Hadi bunları şikayet edeceğiz dediler. Lan gerek yok, azıcık bir şey okşadılar falan diyoruz ama surat yalan söylemiyor mk. ilk olarak sağlık ocağına gittik, rapor alacağız. Oradaki görevli olan Hamit abiye durumu anlattı bizi yönlendiren dallamalar. Adam jandarma, tutanak falan diyor. Hasiktir Rıfat abi deyip oradan uzaklaştık. Bu olay eve yansırsa okuldan alırlar mk. Sonrasında ya oto tamirci yanına ya da inşaata neyim çalışmaya yollarlar. Zaten peder bey okuldan almak için bahaneye bakıyor. Yok abi falan deyip oradan uzaklaştık. ilçe milli eğitim temsilciliği mi ne var, oraya gidiyoruz. Sözde müdür bize sahip çıkacak. ilk olarak bizi yönlendiren akıl kutusu müdürle konuştu. Müdür buna sen de dayak yedin mi diye sordu, bu yok deyince dayak yiyenler dışındakiler çıksın dedi. Neyse biz üçümüz kaldık. Adam şöyle bi baktı bize. Gülüyor ibne. N’oldu lan size diye sordu. Bir şey yok abi, bisikletten düştük dedim, asdfghjk xd xd diyerek cümlemi devam ettirdim. Bu dieo dur Allah’ını seversen zaten ortalık karışık asdfghj yaptı. Dalga geçiyor pezevenk. Sonra öğretmenlerle konuşacağını söyleyip bizi odadan çıkardı.

Hem dayağı yedik, hem de cümle aleme rezil olduk. Ama peder beyin haberi hemen olmadı, bu sevindiriciydi. O morluklar falan 15 günde geçti. 15 gün boyunca eve akşam ezanından sonra gidip, sabah ezanında çıktım. Anlamadı anne ve babamlar.

Not:
O senenin sonunda kayınpeder ilçeden taynını aldırdı. Şu an emekli oldu, memleketinde ikamet ediyor. Faceden arada takip ediyorum, yaşlanmış.

Manitam evlenmiş, tombilinin teki olmuş. Bunun için dayak yediğim için lanet ediyorum. Hatta askerlik yaparken bu yol kesmesinde karşılaştık. Arada faceden yazışıyorum.

Rasim hoca üst sınıftan bir kaşarla evlendi. Kendisi zaten yaşlıydı ama zengindi de. Kız kapağı attı. Aldığım duyumlara göre ölmüş olabilir. Kız şeyiyle fındık kırıyor adamın mirasını yiyerek.

Semih antalya’ya taşındı. Orada yaşıyor ibne. O kadar dayağı ben yesem, ben de kaçardım mk. Ahaha

Diğer ilçeden telefon açarak ortalığı karıştıran bin kuzen bodruma yerleşti. Orada güvenlik. Pezevenk o kadar dayak yedirtti bize.
ikizim üni bitirdi ama hiçbir halt olmadı. Resim öğretmenliğini seçersen böyle sap gibi kalırsın. Arada grafit benzeri resimler yapıp facede paylaşıyor. Naspın başka garibim?

Benden hiç bi halt olmadı. Geçen avmde yeni bi kız gördüm, üni 3’te okuyormuş. Buna birkaç Orhan gencebay kasedi verdim düzgünce paket yapıp. Ağabeylerim ülkede derece yapmış kungfucu dedi, tabi yemedim bu blöfünü. Bunu kendime ayarlayacağım.
eskiden hocalarda cidden acıma yoktu.Herkesin ipne bir kuzeni vardır.
güncel Önemli Başlıklar