bugün

mevzu bahis akraba evliliğinden doğan bir çocuksa, hiç de hoş karşılanmayacak durumdur. insan bile bile çocuğunu ateşe atar mı ? bir ömür boyu sakat kalmasına nasıl göz yumabilir ? o da ayrı tartışma konusudur tabi.
endişe etmeye gerek yok, fenerli doğan bazı çocuklar sonradan cimbomlu olabiliyor.
sadece nefes alıp vermek yaşamak değildir. doğduktan sonra yaşadığını hissedemeyecek, anlayamacak bir bebeği dünyaya getirmek, ona bakacak olan ailenin üzüntüden bitmesi demektir. o bebek, hep bebek olarak kalmayacağı gibi anne-baba da hep genç ve sıhhatli kalmayacaktır. 60' ında bir annenin 30' lu yaşlarda zihinsel ve bedensel engelli çocuğunu kucaklayamayıp ihtiyaçlarını karşılayamamasının vereceği üzüntüyü tasavvur etmek ne mümkün. hepimizin zihinsel ya da bedensel engelli olma potansiyeli var ama bile bile bir bebeği böyle bir hayata mahkum etmek de sevap sayılmaz.
Bu nasıl bir haksızlık dedirten olaydır. O çocuğun tüm yaşam haklarını elinden alarak ona en büyük iyiliği yapmak yerine, özürlü doğmasını sağlayıp yaşamı boyunca ona eziyet etmek daha mı mantıklıdır? hayatı boyunca belki hiç yürüyemeyecektir, konuşamayacaktır. söylemek istediği yapmak istediği birçok şeyi yapamayacaktır. Normal insanların istekleriyle hayalleriyle onların ki aynı kefeye bile konulamayacaktır. Hayatını dar ve ucuz kapalı bir kutu içinde yaşamasından da doğmaması gereken çocuktur. *
hiç bir açıklaması yoktur. kendince haklı olduğunu düşünsede yapılan sadece o çocuğa haksızlıktır. vicdansızlıktır.
engelli olması onun yaşamamasına engel teşkil etmediğinden dolayı doğru olan harekettir.
evet engelli olan bir çocukla daha çok ilgilenmeniz gerekir ama o sizin bir parçanızdır ve hayat ne olursa olsun devam ediyordur.

engelli olduğu için bir bebeği öldürmek cinayetten başka bir şey değildir...
fedakarlik gibi gozukse de o cocugun hayatini cehenneme cevirmektir. kim ne derse desin ozurlu cocuklar iyi egitim alabiliyor mu? hayir. ozurlu cocuklar iyi tedavilerden gecebiliyor mu? zengin degilseniz hayir. ozurlu cocuklara annesinden baska bakan cikiyor mu? hayir. peki ya bana birsey olursa bu cocuk ne olur diye dusunmeden atilan bu adim ne kadar dogru? hic dogru degil. fedakarlik yapmak ugruna o cocugu hapishaneye benzer bir yasamin icine tikmak son derece bencilcedir. o cocuk her zaman birilerine ihtiyac duyacaktir siz yanindayken tamam peki ya size bir sey olursa? olumsuz degilsiniz ki! o zaman ortada kalmasi daha mi iyi olacak? bu konu iyice dusunulmelidir hem de her acisindan. dusunulmeden atilan her duygusal adim gelecek sikintilari beraberinde getirir.
özürlü tabiri aşağılamak amaçlı kullanılmadığı sürece yanlış bir tabir değildir. böyle bir bebeğin bu şartlar altında doğmasını engellemek bir cinayet olarak adlandırılmamalıdır. o zman tüm anne adayları cinayet işlememek için 'eli yüzü düzgün ,sağlıklı olsun yeter.' tabirini kullanıyorlar baksanıza. engelli bir çocuğa gidip sorun bakalım 'keşke böyle yaşamak zorunda kalmasaydım' demeyen bir engelli çocuk varmıdır? yanlış anlaşılmasın burda engellilere karşıt bir tutumum yok sadece onlarında 'insan'gibi yaşamalarını yeğlerdim.
düşünerek ilerisi için neler yaşıyacağının farkındaysa ve o çocuğa bakacak özel eğitim aldırcak maddiyata sahipse niye olmasındır. fiziksel özür , yahut down sendromuna sahip bireyler iyi bir eğitim aldıklarında topluma faydalı bireyler olabilirler sorun yoktur. ancak tanımı yapan sevgili yazarımız dikkat etmeden yanlışlıkla yazmış otizmide.
otism doğumdan önce farkedilmez günümüz uygulamalarında belli genetik çalışmalar yapılsada belli kromozomlar üzerinde yoğunlaşılsada şu anda bir tespiti yoktur. bu yüzdendir ki otismli çocuk doğuracağını bilemeyecektir fedakar annemiz.
(bkz: otizm)
Yaşıtları koşup eğlenirken o neden öyle sandalyesinde kalsın.