bugün

teknik direktör ile futbolcunun kavgasında akla gelen ilk sorudur.
bu konuyla ilgili bir alıntı paylaşmak istiyorum

Carvalhal mi, Quaresma mı?
Erdoğan Aksoy

Rüyamda görsem inanmazdım.
Fatih Terim’in 2.sınıf futbolculardan oluşan yeni takımının Beşiktaş’a 19 puan fark atacağını rüyamda görsem inanmazdım.
Kalkar, bir tarafımı örter, “rüyalar ters çıkarmış” der, tekrar yatardım.
Ama maalesef gelinen nokta bu.
Fark 19 puan.
Takım dağılma aşamasında.
Herkes suçu bir birine atıyor.
Tüm teknik kadro ve futbolcuların kenetlenmesi gerekirken, herkes birbirini yiyor.
Halbuki Carvalhal Fatih Terim gibi tek horoz olmayı becerebilseydi, 19 puan fark tersine olurdu bu sefer.

Bu arada fark ettim ki Portekizliler de aynen biz Türklere benziyorlar.
Gurbete çıkmışsınız...
Topu topu üç beş kişisiniz...
Bir araya gelmiş Guti gibi bir horozu da yollamışsınız...
Sırt sırta verip bir birinizi kollayacağınıza tam tersini yapıyorsunuz.
Aynen bizim gibi birbirlerini yemekten işlerini yapamıyorlar.

Yaklaşık 2 sene oldu.
Quaresma’nın nasıl oynaması gerektiğini ne Schuster ne Tayfur ne de Carvalhal çözemedi.
Halbu ki çözüm çok basit.
Quaresma önce sağ kanatta oynadı sağ bekin hemen önünde.
ilk geldiği günlerdeki heves ve birkaç maç dışında pek verimli olamadı.
Bazen de sol kanatta oynadı, yine sol bekin hemen önünde.
Bu iki kanatta da defansa hiç yardım etmedi.
Hangi kanatta oynadıysa o kanat yol geçen hanına döndü.
Oynatmayın kardeşim bu adamı kanatlarda, mecbur musunuz?
Eşyanın tabiatına aykırı bu durum.
Teknik direktör kompleksinden başka bir şey değil bu durum.
C.Ronaldo, Messi kanatlarda adam mı kovalıyor?

Yıllar önce Rıdvan Dilmen’in bir demecini okumuştum:
“Recep’i geçiyorum, Rıza geliyor karşıma. Rıza’yı da geçiyorum, Recep yetişiyor tekrar” diye.
Quaresma’dan da ne Recep-Rıza olur ama….

Quaresma’nın oynayacağı ve yararlı olacağı tek yer var; o da forvet mevkii.
Topu kaybederse eğer, kalesinden en uzak yerde kaybetsin diye.
Orada da serbest oynaması gerekiyor.
Kafasına göre takılsın yani.
Seyirci gaz verirse defansa da gelir, şut da çeker, gol de atar.
Ama eğer kanat oynatıp defansa gelmesini şart koşarsan, önünde oynadığı takım arkadaşı ile deyim yerindeyse “papaz olur”.
Ekrem'in, ismail'in aldığı tepkilerin bir sebebi de budur.
“40 yıllık Kani, olur mu Yani…?”
Quaresma önceden de böyleydi, 40 sene geçse de böyle olacak.
Mal bu, transfer ettiyseniz eğer böyle olacağını da bilmeliydiniz.
Maharet onu kaybetmek değil, adam etmek değil, etinden sütünden maksimum faydalanmak.
Quaresma’nın tek korkusunun kadro dışında bırakılmak değil de Avrupa Şampiyonasına gidememek olduğundan da eminim, ayrı konu orası.

Hatırlar mısınız Lucescu’yu?
Disiplinsiz Sergen’i adam etmiş, her maçta yararlanmıştı nerdeyse.
Tümer’i deseniz, gazetecinin biriyle maç sonunda röportaj yaparken terli terli üşütmesin diye üzerindeki paltoyu örtmüştü üstüne kendi eliyle Rumen Hoca.
Daha önce dedim ya, kimisini döve döve oynatırsınız, kimisini de seve seve.

Carvalhal öyle mi ya,
Schuster’den sonra ilaç gibi gelmişti camiaya.
O ne güzel demeçler.
O ne güzel söylemler, davranışlar.
O ne naiflik.
Adamın kızı ile evlendiresi geliyor, “eniştesi” olası geliyor neredeyse.
O derece yani.

Fakat söylemleri ile icraatları tutmadı birbirini.
Maalesef kadro üzerinde hakimiyet kuramadı.
Yıldızlardan %50 kapasite bile alamadı.
Guti’yi oynatamadı, Fernandes’i 5-10 maç kesti.
Hala iddia ediyorum.
Play-off’lara kadar puan farkı 10-12’ye düşsün, Beşiktaş tüm rakiplerini eze eze yenerek şampiyon olur.
Ama ideal kadrosuyla.
Aykut Kocaman’ın, Fatih Terim’in Beşiktaş’ın yıldızlarına gıpta ile baktıklarından da eminim.
Hatta pusuya yattıklarından da şüphem yok.
O yüzden Beşiktaş’ın değerlerini pisi pisine kaybetmesine de anlam veremiyorum.
Burak da böyle gitmişti zaten Beşiktaş’tan…

Atletico Madrid maçında hatayı yapan Quaresma değil Carvalhal’di.
Veli zaten sol bek oynamasını bilmiyor, tuttu bir de Quaresma’yı önüne koydu.
20-25 dakikaya kadar gol zaten “geliyorum” derken bile hatasını görüp önlem alamadı.
Devre arasında da Quaresma’yı oyundan çıkararak “tek suçlu” damgasıyla seyircilerin önüne attı.
Hadi diyelim devre arasına kadar beynine kan gitmedi; devre arasında sok ismail’i Necip’in yerine.
Sol kanatta ismail ile Necip önlü arkalı oynasın.
Oyunu çevirebilecek tek futbolcu vardı zaten, tuttu Quaresma’yı çıkardı.
Büyük bir fırsatı da tepmiş oldu böylece.

Bir sözümüz de Başkan adaylarına.
Şike operasyonu sonrasında ne demişti taraftarlar hapisteki Beşiktaşlılara; “Temizlenin de gelin…”
Şimdi ise tanıdığım taraftarlar diyor ki; “Birleşin de gelin…. Ama sorun çıkarmayacaksanız…”

alıntıdır.

yorum sizin halimiz duman.
erdoğan aksoy' un her cümlesi dikkatle okunmalı, ders çıkarınmalıdır. beşiktaş'ın eksiklerini bu kadar sade ve öz bir dille anlatmış. tüm beşiktaş taraftarlarının ve camia' nın okuması gereken yazı budur!