bugün

thaumetopoea pityocampa latince ismi olup, kızılçam basta olmak üzere çam türlerine verdiği zararla tanılır asıl bi kelebektir. mücadelesi kimyasal, biyolojik vemekaniksel olarak yapılabilir.
çam ağaçları şubatta başlayıp mart ortalarına doğru bir grup böceğin ya da kurtçuğun saldırısına uğrar, bunlara çam kese böceği denirmiş. mevzuu ise bu böceklerin şerefsizliği.

imdi bu böcekler ipekimsi bir kese içinde çam ağacının bir dalının en ucunda beslenmeye ve büyümeye başlıyorlar. bir ay kadar sürüyor (benim gözlemim bu) sonra iyice serpilen turuncu çizgili bu siyahi kurtçuklar, keseden dışarı çıkıp, dalın ucundan, köküne kadar özsuyunu emmeye başlıyorlar sanırım, zira asalak olarak, kese ile asıldıkları dalda hiç canlı iğne yaprak bırakmıyorlar. özellikle genç çam ağaçlarını 2-3 kese ile tamamen kurutabiliyorlar. bundan dolayı ulaşabildiğim ve kese oluşumu yeni başlamış dalları en yakın mesafeden kırıp uzağa, mümkünse otobüslerin ezebileceği bir asfalta fırlatıyorum, zira kuşlar bu kurtçuklara hiç ilgi göstermiyorlar, bunlarda güzelim çam ağacını öldürüyorlar. aslında hayvan öldürmem ama bu şerrolar beni tav ediyorlar.

geçen gün aramızdaki bu tav olma durumu intikama dönüştü. yeni açılmış bir keseden fırlamış 10-15 civarı kurtçuk dalın köküne doğru eme eme harekete geçmişti ki olaya müdahil oldum, dalın bu kısmı kırmak için bayağı kalındı. ama azim ettim, kastım ve dalı kırdım, devasa bir keseyi yola fırlattım.

buraya kadar benim vahşetimden başka bir şey söylemedim değil mi? hayır efem, dalları sallama ve kırma aşamasında bu şerrolar ne püskürttülerse artık, elim şişti, bu yazıyı bile zor yazıyorum(azim işte), kollarım kaşındı, kızardı. ensem keza kızarık içinde. kendilerini de iyi koruyor ipneler. ama yılmam arkadaş, çam ağaçlarına zarar vermenize izin veremem, değil mi? hayır. bir kaç gün sonra, kurtardığım çam ağacını yerde gördüm, yanında da bir buldozer. ne hoş değil mi? bense kollarımda, ensemde kızarıklar ve parmaklarımda şişlerle güler misin ağlar mısın modundayım. hay amınıza koyayım sizin e mi?

(bkz: devam edecek)
kelebek geliyor çam ağacına, bazen iki ibreyi birleştirerek, yumurtalarını bırakıyor. ilk başta 3-5 mm olan bu yavrular bir ay içerisinde 35-40 mm'ye ulaşıyor. sonra bu böcekler çam ağacı ile besleniyor ve bir iki sene aynı ağaç saldırıya uğramışsa büyümesinde gerileme başlıyor. kuşlar yiyemiyor bu şerefsizleri zira felaket bir savunmaları var. dokunduğu yerde oluşan alerjik tepki yarım saat içinde ufak kaşıntılar ile başlıyor, sonra kanatırcasına kaşıma hissi uyandırıyor.

tedavi : ilk önce temizinden kabadan bir iğne yiyorsunuz, sonra kızaran yerlere yarı sıvı bir merhem sürülüyor, sonrasında ağızdan antihistaminik ilaçlar ile tedaviye devam ediliyor. ancak bilemediğim bir nedenden dolayı yapılan iğne bende her nedense felaket bir hâlsizlik yarattı, gerçi 2-3 saat sürdü, nedenini bilmiyorum.

temizinden içinde 50-60 tane olgunlaşmaya yakın böcek olan, açılmamış bir kozayı ağaçtan ayırdım, muyluyum huzurluyum, bakalım kaşıntılar ne olacak, bir iğne daha yermiyiz acep? yalnız şu var bu ayırma işleminde, ağacın reçinesinden dolayı eliniz yapış yapış oluyor ki ben bu reçine kokusuna hastayımdır. sanki ağaç bana teşekkür ediyor bu koku ile diyerek aslında abartılmış bir animizm sergilerdim ama bana bile saçma geldi.
eşleştikden sonra öldüklerini bildiğim kelebek familyasından olan canlı.

(bkz: http://www.agaclar.net/index.php?id=1817)
hayvanlar aleminin orospu çocuğu . yine çıkmaya başlamıştır. ezince sarı-yeşil bir sıvı çıkıyor çok acayip.