bugün

çocukluğumuzun yaratıcılıklarından vazgeçilmezlerindendir. araba, gülen surat, ağaç, isim, gibi farklı şeyleri işleriz üzerine. mutlu oluruz. kendimizi ifade ederiz. sonra yazacak bir yer kalmaz hohlamaya başlarız...

(bkz: ne güzel günlerdi)
(bkz: kalp içine sevdiceğinin adını yazmak)
Dış yüzeyden vuran yağmur taneleri ve iç taraftan buğulanmasına neden olan sıcacık nefesin camın üzerinde oluşturduğu tuvale birer fırça gibi kullanılan parmaklarla kağıda çizilenden daha özgür bir şekilde akıldakileri aktarmak.
Ya bırak kalp çizeceksin, kalbe giren çıkan ok çizeceksin o, amma şiirlemiş olayı, zaten ya akar o ya da buğu gider,

En iyisi kalbe giren ok, seni seven çok.
Genelde tuttuğum takımın adını yazdığım küçüklükten kalma alışkanlık. Bu başlık beni mutlu etti şimdi.
genelde çöp adam ve ev olur.
Parmak izinin kaldığı yerlerden süzülen damlalarla bozulacak resmi çizmektir.

Dokunduğu her şeyi mahvettiğini gösterir insana.
çocukluğumun iç burkan anılarımdan biridir,dışarıda cama çılgınca vuran yağmur damlaları içeride ise ben ,amaçsızca cam buğusuna resim çizen ben.hatırlattığı durgun bir çocukluk geçirdiğimdir benim için , artık büyüdük ama yine aynı hüzün yalnız bir farkla artık bir tık ötede bazı düşünceler,olmasını istediğim aşık olduğum insanla yağmur altında yürümek saatlerce ıslanmak diye ifade edeceğim bir durumdur.
Evdeki bütün camlara adımı yazardım onu da sacma sapan resimlerle süslerdim sonra da annemden dayak yerdim.
içten içe bazı şeyleri aynı yerde tekrar tekrar yapabilme isteğiyle cam buğusunda yapılan eylemdir. Hem hatırlama hem de unutma düşüncesini yanyana ifade eder. Kendi içinde bir devinimdir, her gün yeni bir resim.
Dışarısı yağmurluysa ve kulaklık takılıysa gerçek huzurdur kısaca.