bugün

hasan davut fındıkçı adlı genç bir yazarın güya israil karşıtlığı yapanlara verdiği güzel bir derstir.

--spoiler--
Dünyada olan bitenleri sadece medyadan takip ederek tavır alan bir insan, tam da sistemin beklediği yemi yutup reaksiyona giren insandır.
iktisatta siyasette sanatta baş köşeleri tutmuş, eskicilikten antikacılığa pırlantacılığa kader bir şekilde bilim ve ticaret dünyasına itmiş bu kavmi. Karl Marx’tan isaac Newton’a, Borsa ve modern bankacılığın kurucusu Amsche Rotschild’den bir çok filozof ve ideoloğa, Bilderberg ve CFR gibi think tank kuruluşları ve yetiştirdiği adamlardan BM ve tüm alt kuruluşlarına kadar Yahudi ve Yahudi aklı ürünü olması masum bir tesadüf değildir.
Doları Amerikan parası olarak biliriz, halbuki Amerikanın merkez bankası yoktur, parası özelleştirilmiş çok seçkin birkaç Yahudi hanedanın elindedir. Zaten esas sahibi de üzerinde yazar, kocaman vesikalığını koymuştur…
Şimdi kalkmış Loreal kullanma Koka kola içme demek geç kalınmışlığın ve çaresizliğin serzenişidir. Gazze’li çocuklara ağlamak erdemli bir tutumdur evet, peki devlet ve milletimiz için ne yaptık? Hükümeti orayı burayı eleştirmek dışında hangi taşın altına elimizi koyduk? Hangi akımı başlattık? Hangi tedbirleri aldık? Uyanış için neler yaptık? Koca bir hiç!.. Arabistanlı Lawrance Arapça öğrenip Arap bedevilerini Osmanlıya karşı ayaklandırırken biz bu gün burnumuzun dibindeki 300 milyonluk Arap dünyasının halini havalini anlamak için kaç kelime edebildik? Günlük 50 kelimeyle konuşan bir gençliğimiz var, nereden geldiğini bilmeyen ve doğal olarak nereye gideceğinden habersiz.. Allah cümlemize şuur nasip etsin..
Bir furyadır almış başını gidiyor, israil mallarını boykot edecekmişiz! Neyi boykot ediyosun sen? Öyle bir finans sistemi kurmuş ki, kokakola değil hac malzemecisinden seccade alsan yine Siyonist kesesine birkaç sent bırakıyorsun. Harcı borcu krediyi öyle kurmuş. Sistemin içindesin, dışarı çıkmadan göremezsin. Büyük tabloya gel, en büyüğüne bak. Biz ne kadar birlik olabiliyoruz? Falanca cemaat, filance tarikat, filanca mezhep. israil’in bu katliamlarını Siyonist olmayan Yahudiler, yani daha “bizcesi” olan Musevi çoğu guruplar meydanlarda en az bizler kadar lanetliyor bu Siyonist vahşeti. Velhasılı kelam, firavun firavunluğunu icra etmedeyken, nerde bizim “Musa”? Sorsan herkes Nemrut’a karşı, peki hangimiz ibrahim’in safındayız? Bıraklaım israil’i boykot ayaklarını, ciğeri öyle değil bunları düşünerek soğutalım, ne dersiniz?
ideolojilerin taht kavgalarıyla bölük pörçük birbirimizi yerken kim getirecek kaybolan yıllarımızı? insan hakları dünya adaleti barışı yalan, demokrasi de zengin ve güçlüleri daha zengin ve güçlü yapma sistemi.
Artık şu ucuz boykot ve lanet okuma ayaklarını bırakıp, lanet edilecek asıl yerin cehaletimiz olduğunu görmeliyiz. Üç beş milyon Yahudi kavmi içinde bir Theodor Herzl çıkıyor ve Siyonizm ideasıyla devlet kuruyor, yaklaşık 2 milyar müslüman içinde bir Selahaddin çıkmıyorsa durup biraz düşünmek lazım…
islam dünyasının hastalığı başta düşmanların fitnesi değil, düşman fitnesine “lebbeyk” diyen haset ve kıskançlığıdır! içlerine düşmüş tefrika yani ayrılıklar temelde birlik olunması gerekirken teferruatı bahane ederek uçurumlar oluşturmak islam dünyasını başsız, istikametsiz ve habersiz kıldı. Çok güçlü kolları, geniş omuzları, kaslı gövdesi, kavi bacakları olan islam dünyasının malesef beyni yoktur. işte bu başsızlık yüzünden siyasetimiz kanamaktadır.
Özetle sistemi kuranların bahçesinde onlara galip gelmeye çalışıyoruz.. Ve haliye başaramıyoruz. Önce tüm fikriyatımızla yenilenmeli, sonra oyunu kuran olmalıyız, çünkü sistem de kumar gibi, sadece kuran kazanıyor… Oyuna gelen değil, yani “player” değil oyunu kuran “loader” olursak başarıcaz…
Harun Davut Fındıkçı – Uluslararası ilişkiler – 15.07.2014
--spoiler--