bugün

elimi çeneme götürüp 5 dakika bekledim.
(img:#285198)
zira ve keza kelimelerini cümle içinde mümkün olduğunca çok kullandım ama sanırım yine olamadım. çok üzgün bişeyim şu an.
balkonda kahvemi yudumlarken gazetelere şöyle bir göz attım.
trentemoller falan dinledim ayrıca iamamiwhoami, Nils Frahm, Jay-Jay Johanson,Jonathan Johansson,Miike Snow,The Irrepressibles falan dinledim.

yeni müzikler keşfettim, friends'e başladım. eöeee bi de çikolata kaçamağı yaptım. fakat sandalyeden düşmedim.
ayaklarımı kaşımamak için komple gittim yıkandım.
Kafede otururken selam veren kızları siklemedim.
konuşmamın içine benim bile anlamını bilmediğim kelimeler serpiştirdim. *
Sandalyeyi tavana asıp götümü parmakladım. Sonra da sandalyeden düştüm.
göz kalemiylen gözümün içinisiyaha boyadım. eyeliner süremiyorum hem sevmiyorum hem becerisine sahip değilim. evde kalır mıyım acaba sözlük?
bir kavanoz nutella yedim.
ulan yine laikçi. sabahtan beri lady macbeth izliyorum sözlük. gebericem.
le espri.
Tezer Özlü okudum.
Yann tiersen ve Beirut dinledim, daha ne yapiim şimdi de fular takıp istiklalde tur atıcam.
starbucks'a gidip (bkz: java chip chocolate) içtim.*
eve girerken ayakkabılarımı giydim, evden çıkarken ayakkabılarımı çıkardım.
ah tatlım ya diye konuşmalara başlayıp, bir atasözü, deyim söylemeden önce 'ıı siz türkler ne diyor?' diye ağzımı yayarak konuştum.
dün şevval samın konserini en önlerde iki elimi birleştirerek ve sürekli tebessüm ederek izledim. sabah çişimi yapmadım, enteller çiş yapmıyormuş. sabah cumhuriyet gazetesi aldım, yolda düşürdüm. gözlük alcam bi de giyim tarzımı değiştiriyorum güncel şeyler yerine 40-50 sene öncesinden gelicem giyim konusunda. sanırım ben bir entelim artık.*
dün akşam konaktaki fransız kültür merkezinin düzenlediği konsere gittim* ve adam konser sırasında fransızca şeyler söyleyince alkışladım*.
fazıl say'ı savundum. * *
Siyah eldiven (bu yaz günü) siyah gözlük siyah alakkabı ve siyah bir anahtarlıkla takıldım. kısacası siyah bir gün..
gece dışarı çıkıp çıkmama konusunda avrupa futbol şampiyonasından bahseden sevgilime futbol çok bayağı/ tekdüze/ sıradan / kaba/ eğreti/ gereksiz vs. dedim. ortaçgil dinlerken, karakalem resim tekniğine yeni yaklaşımlar getirdim. fularım rüzgarda savrulurken, elimdeki bir gün gazetesindeki yüksek doz duyarlılık içeren haberi abimin gözüne soktum oku diye. siyasal partiler, oluşumlar vs. çok sıktığı için bünyemi gittim bağımsız bir dernek kurdum. organik tarım konferansı verdim. vivaldi'nin dört mevsim'i eşliğinde yeni avrupa bağımsız filmlerinin fragmanlarını izlerken sakalıma şekil verdim. uykusuz da mizah mı yapıyo diyerek topladım keçi sakallı fularlı ekibimi yeni dergi çalışmalarına başladım. iç mimarlık ve tasarı eğilimimi dizginleyemeyip zaha hadid'le kritik bir belgesel filme el attım. bjork'un son deneysel çalışmasını yetersiz bulunca irlanda ve izlanda'dan birkaç müziyene el verdim. 60'larla ilgili müzik çalışmalarını bir kitapta toplayarak gelecek nesile önemli bir armağan bıraktım. çektiğim kısa filmleri çöpe attım ve sanatsallığın doruğunda 4 saat 19 dakikalık bir başyapıt yapmak için çalışmalara başladım.
ayak üstü kulağımı deldirdim. nasıl olduğunu anlamadım ama sanırım galyana geldim ve alel acele delindi ve bitti.
namazın yarısında çıktım.
Kalktığımda doğruca melisa çayı içtim güne fireş başlıyorum yaa.