bugün

sorduğum sorudur. ulan işiniz gücünüz yok mu lan sizin elinizde telefon pokemon avliyor sunuz..
bu pokemon konusunda kendimi anlatayım size..

çocukluk dönemimizde sayesinde güzel hayaller kurduğumuz, bizlere gezgin olmayı düşündürebilmiş, tasolarıyla sokak başlarında oyunlar oynatmış hatta kartonlara pokemon çizilerek dövüştürülerek çizim konusunda bile destekleyebilmiş bir çizgifilmdi kendileri.

düşünün ki kendi zamanınızda heidi yi evine ziyerete gittiğinizi, ya da şimdilerde olduğu gibi tom ve jerry kovalamacasına katılabildiğinizi ya da mesela acme diye bir şirketin gerçekten olduğunu ve çakal ile beraber değişik düzenekler kurduğunuzu. çünkü o çizgi film böyleydi gerçekten, eğitmenler yayan gezerek pokemon toplarlardı.

zaten günlük yürüyüşünü yapan insanım. önceden kulaklığı takardım telefon cebimde dururdu öyle yürürdüm. şimdi elimde yürüyorum sadece. eskiden yarım saat yürürdüm şimdi yumurta açılsın diye 10 km yürüdüğüm oluyor ama bunun zarar olduğunu düşünmüyorum aksine faydası var. yürüyüş parkurunun başına pokestop koymuşlar. her turda çevirip üç tane oketopu alıyorum. park 600 metre. her turun sonuna ödül konmuş gibi yani. ya da bi yere giderken yolda mesela navigasyon niyetine açıyorum, çok da fark etmiyor şimdi ha candy crush oynamışsın ha önüne çıkan pokemonlara top atmışsın. mesela ailem bi yere giderken genelde evde kalmayı tercih ederdim şimdi önden atılıyorum ben de gelicem diye. yani diyebilirim ki bu oyun bir oyun bağımlısı nesli sokağa çıkarabildi.

kendini kaybeden yok mu var, onlara ben de kızıyorum. millet gözünü ayırmıyor telefondan yürürken. ezilip gidecekler. ya da yakalayamayınca adam sinir krizine giriyor. alt tarafı oyun çok da umrumda değil şahsen ama yakalayınca da mutlu olmuyor değilim.

oynamıyorsanız oynamayın ya da muhabbetlere katılmak zorunda değilsiniz, ilginizi çekmemiş olabilir ama gömmeyin oyunumuzu ya. zaten bi süre gider sıkar sonra ya da insanlar normal hayatlarını oyuna değil de oyunu normal hayatlarına adapte edebilmeyi öğrenir.