bugün

durduk yere beyaz eşya alma sebebidir.

günlerden pazartesiydi. her zamanki gibi yine o mağazanın önünden geçiyordum. işte o zaman bir kez daha onu gördüm ve fark ettim ki, bu kız hayatımın kadını olmaya aday. çünkü ben geçerken o beni görmese bile kalbim krize giriyor, elim ayağım gangnam style klibindeki küt saçlı ibne gibi birbirine dolaşıyor.

bir kaç günün sonunda daha fazla dayanamadım ve içeri girdim. ahşap sandalyesinde oturuyor, 17 inç lap top ekranına bakıyordu. içeri birinin girdiğini duymuş olacak ki gözlerini slow motion efektiyle ekrandan alıp bana çevirdi. dik dik gözlerine bakmaya devam ettim, dayanamadı başka yere kaçırdı gözlerini. ağır adımlarla yaklaşmaya devam ederken ben, o da hoş geldiniz demeye hazırlanıyordu ki sözünü başlamadan kestim.

- merhaba.
+ merhaba.
- ben buzdolabı almak istiyorum.
+ tabi.
- yalnız siyah olacak, siyahtan başka renge katiyyen tahammülüm yok.
+ siyah mı ?
- evet.
+ e şey maalesef gri var olmaz mı ?
- olur.
+ *

bana buzdolabının özelliklerini anlatmaya başladığında donup kalmıştım adeta.

Enerji verimlilik sınıfı: A++
kWh/yıl: 0.849 kWh
Toplam brüt hacim: 507 l
Soğutucu bölmesi: 371 l
Dondurucu bölmesi net hacim: 98 l
Dondurma kapasitesi (kg/24 saat): 9 kg
Elektrik kesintisinde saklama: 15 saat
iklim sınıfı: SN-T
Kapı menteşesi - sağ, Değiştirilebilir
Boyutlar (YxGxD): 185 x 70 x 76 cm (derinlik ölçüsüne kapı kolu dahildir)
AKSESUARLAR
2 x Yumurtalık

buzdolabının ücretini ödedikten sonra ''başka bir arzunuz'' diye sordu, minumum on saniye kadar yüzüne baktım, gözlerinin içine baktım. o küçücük gözlerde, masmavi rengin içinde kendimi görmenin hazzını bir kaç saniye de olsa deliler gibi yaşadım.
(bkz: amsalak panpalara tavsiyeler)

geçen gece bende kalan tatlı kızdır.

not: aşure yedik ve ayrı uyuduk.
bir benzeride tarafımdan media markt'ta yaşanmıştır.