bugün

birkaç satırda anlatılabilecek, belki de özetin özetinin özeti hayat hikayeleridir. neden birkaç satır demeyin, bir sebebi yok. benim 1 satır bile etmeyen hayatımın birkaç satırlık hikayesi:

bir tünelde beklerken buldum kendimi.
adeta uçtum. tünelin dışına çıktım.
kendimi bir fanusta buldum.
bekledim.

bir tünelde beklerken buldum kendimi.
adeta yüzdüm. tünelin dışına çıktım.
kendimi bir fanusta buldum.
bekledim.

bir tünelde yürürken buldum kendimi.
adeta süründüm. tünelin dışına çıktım.
kendimi kaybettim.
o.çocuğu
hayatı bir kaç satıra sığdıranların hikayelerdir.

sahi ya ben neden gelmiştim diye sorasım var çoğu kez. bu işte bir tuhaflık var ama neresinde. ya ben çok yanlışım tüm dünya doğru. benim doğru olmama imkan yok çünkü...

oysa tüm cevaplar yalan.
annesi; köy ağasının, çobana, aşık en küçük, en kıymetli hafız kızı, babası; kendi fabrikalarındaki kocası hapiste yatan işçi kadına vurgun, küçük çaplı chuck bass'çilik oynayan zengin piçi olup, bir önceki çocuklarını doğum esnasında kaybettiklerinden, ''doktorun çocuk yapmanız anne için hayati risk taşıyor.'' uyarısına binayen korunan bir çiftin, dandik bir prezervatif sayesinde hayata merhaba demiş, ne fazla, ne noksan oğullarının anlatabileceği en uzun hikayedir.