bugün
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil23
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri25
- mesajın altlarda kalmış kusura bakma diyen kadın10
- karadeniz bölgesinde yaşamak13
- sözlükteki erkek nüfusu9
- filistin'in türklere ihanetleri sıralı tam liste23
- arkadaşlar bu alınır mı9
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi8
- ruh varsa neden görünmüyor8
- buluşunca sürekli derslerden konuşan erkek8
- bu başlıkta konya'yı övüyoruz16
- yemek yemeyi sevmeyen insan8
- ileride evleneceğiniz kişi şuan ne yapıyor9
- anın görüntüsü18
- nişanlı kalmanın saçma olması12
- icardi190513
- akp chp yakınlaşması12
- tayyip erdoğan'ın israil anadolu'ya girecek demesi21
- beni özlediniz mi8
- okula bikiniyle gelen kız8
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması16
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı21
- 15 mayıs 2024 türkiye japonya voleybol maçı13
- karşı cinse giyim önerileri16
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım20
- türklerin çok kolay devlet kurması9
- maca sekiz13
- en obez özelliğiniz17
- mauro icardi'nin karısı8
- larisalisa'nın parayla şukulatması8
- namuslu erkek bulmanın çok zor olması16
- herkesin merak ettiği o piç erkeğim soru alayım18
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi12
- sütyen takmaktaki inanılmaz mantık hatası19
- şampiyonluk için yanak okşatmak52
- gençler iş beğenmiyor8
- sevdiğiniz sözlük yazarları16
- kızılcık şerbeti dizisi12
- iki adım atınca kan ter içinde kalmak8
- embesil yazarlar8
- en nefret edilen yazarlar8
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin14
- kaç yaşındaki insan evde kalmıştır14
- larisalisa15
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri16
- aç karnına poğaça yemek11
- otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin zamlanması19
- jose mourinho28
- en dindar özelliğiniz12
- chat sitesi kurmak9
-"nereden geldin", dedi gölgem?
-"yorgunum, konuşacak halim yok", dedi bedenim, "az müsaade et, soluklanmalıyım..."
-"seninle bütünleşemiyorum, tamamlanamıyorum", dedi gölgem.
-"artık takip edilmekten, sağımı-solumu,önümü-arkamı kolaçan etmekten bıktım", dedi bedenim.
-"bitti mi?", dedi gölgem.
-"en zor soruyu soruyorsun", diye kesip attı konuyu bedenim.
işte burada başlamış gölge ile bedenin hikayesi. beden artık gölgesini almadan gezmelere, keşiflere, eğlenmeye, üzülmeye, hayatı tüketmeye tek başına gitmeye başlamış, gölge ise kaderine yanıp tutuşmaya... beden isyanlarını en hırçın şekilde dile getirmeye başlamış, gölge içine akıtmaya ahdetmiş adeta. katre katre içine sızan zehirden kurtulmayı da hiç akıl edememiş, hiç de akıl etmeyi merak etmemiş. bölük pörçük hikaye tam da burada başlamış, burada ortak kaderleri artık ayrık kadere dönmüş.
sonra zaman gelmiş, zaman gitmiş ve gölge ile beden bir olamamış, bütün olamamış kendilerinde, paylaşımın istikrar girizgâhında. alışkanlığa boyun eğmeyi çabuk öğrenmiş gölge ama beden buna asla eğilmemiş, karşısında bükülmemiş; çokça umursamaz görüntü çizmiş ama umursamadığından değil de çokça inancı yitirmenin geri dönüşü olmadığını bildiğinden. aslında bunu gölgeye anlatmak istemiş istemesine de, bazı şeyler kelimelerle sınırlandırılamayacağı gibi, karşındakinin anlamayacağını da düşünmek varmış ve en kahredicisi de bu inançta yanılmayacağını bilmesi imiş.
tarafgir gibi görünen ve tüm iğretiliği ile iticiliği suratlara bir küfür, bir şamar gibi vuran sessiz çığlık halleri daha da bir huzursuzluk, gerginlikler yaratır olmuş aralarında. beden artık bu durumda kendini çok fazla esir, bu debdebenin kem tarafı görmeye başlamış. çekip gitmek bir anlamda çareyken bir anlamda da aslında çözüm değilmiş.
etin tırnaktan ayrılması çok acı verici değil miydi? gölge nasıl ayrılacaktı bedenden? gölgesiz bir beden siluetten ibaret olmaz mıydı? tek tipliğin kuşatılmışlığına yenilmez miydi? hem yeni bir başlangıç ona göre miydi? nasıl sona erdirecekti bunca kötü giden şeyleri ve sorular silsilesini? bir diğerini dur durak bilmeden pervasız ve fütursuzca takip eden huzursuzluklar, endişeler nasıl bertaraf edilecekti birbirinden ayrılmaz bütün olarak?
çok düşündüler, çok kavruldular ve yok oldular küllerinde. yeniden doğmayı bedenin hin fikri yaptı. anlaşma yaptı gölge ile. dedi ki:
-" güneş ikimizin olsun, geri kalanlar kendimizin. güneşte sen ve ben, diğerlerinde sadece kendimiz... bence budur hayatın anlamı, ilişkin paylaşımı. kimse bir diğerinin hayatına etmesin gölge ya da olmasın ikizi."
çok seven ve onsuz olamayan gölge, çaresiz kabul etmiş aslında sual barındıran sualsiz teklifi.
işte bu yüzden ilişkilerde bir taraf daha mutsuzken, diğer taraf daha gamsızmış, işte bu yüzden biri aşıkken diğeri maşukmuş.
(bkz: aşık ile maşuk).
-"yorgunum, konuşacak halim yok", dedi bedenim, "az müsaade et, soluklanmalıyım..."
-"seninle bütünleşemiyorum, tamamlanamıyorum", dedi gölgem.
-"artık takip edilmekten, sağımı-solumu,önümü-arkamı kolaçan etmekten bıktım", dedi bedenim.
-"bitti mi?", dedi gölgem.
-"en zor soruyu soruyorsun", diye kesip attı konuyu bedenim.
işte burada başlamış gölge ile bedenin hikayesi. beden artık gölgesini almadan gezmelere, keşiflere, eğlenmeye, üzülmeye, hayatı tüketmeye tek başına gitmeye başlamış, gölge ise kaderine yanıp tutuşmaya... beden isyanlarını en hırçın şekilde dile getirmeye başlamış, gölge içine akıtmaya ahdetmiş adeta. katre katre içine sızan zehirden kurtulmayı da hiç akıl edememiş, hiç de akıl etmeyi merak etmemiş. bölük pörçük hikaye tam da burada başlamış, burada ortak kaderleri artık ayrık kadere dönmüş.
sonra zaman gelmiş, zaman gitmiş ve gölge ile beden bir olamamış, bütün olamamış kendilerinde, paylaşımın istikrar girizgâhında. alışkanlığa boyun eğmeyi çabuk öğrenmiş gölge ama beden buna asla eğilmemiş, karşısında bükülmemiş; çokça umursamaz görüntü çizmiş ama umursamadığından değil de çokça inancı yitirmenin geri dönüşü olmadığını bildiğinden. aslında bunu gölgeye anlatmak istemiş istemesine de, bazı şeyler kelimelerle sınırlandırılamayacağı gibi, karşındakinin anlamayacağını da düşünmek varmış ve en kahredicisi de bu inançta yanılmayacağını bilmesi imiş.
tarafgir gibi görünen ve tüm iğretiliği ile iticiliği suratlara bir küfür, bir şamar gibi vuran sessiz çığlık halleri daha da bir huzursuzluk, gerginlikler yaratır olmuş aralarında. beden artık bu durumda kendini çok fazla esir, bu debdebenin kem tarafı görmeye başlamış. çekip gitmek bir anlamda çareyken bir anlamda da aslında çözüm değilmiş.
etin tırnaktan ayrılması çok acı verici değil miydi? gölge nasıl ayrılacaktı bedenden? gölgesiz bir beden siluetten ibaret olmaz mıydı? tek tipliğin kuşatılmışlığına yenilmez miydi? hem yeni bir başlangıç ona göre miydi? nasıl sona erdirecekti bunca kötü giden şeyleri ve sorular silsilesini? bir diğerini dur durak bilmeden pervasız ve fütursuzca takip eden huzursuzluklar, endişeler nasıl bertaraf edilecekti birbirinden ayrılmaz bütün olarak?
çok düşündüler, çok kavruldular ve yok oldular küllerinde. yeniden doğmayı bedenin hin fikri yaptı. anlaşma yaptı gölge ile. dedi ki:
-" güneş ikimizin olsun, geri kalanlar kendimizin. güneşte sen ve ben, diğerlerinde sadece kendimiz... bence budur hayatın anlamı, ilişkin paylaşımı. kimse bir diğerinin hayatına etmesin gölge ya da olmasın ikizi."
çok seven ve onsuz olamayan gölge, çaresiz kabul etmiş aslında sual barındıran sualsiz teklifi.
işte bu yüzden ilişkilerde bir taraf daha mutsuzken, diğer taraf daha gamsızmış, işte bu yüzden biri aşıkken diğeri maşukmuş.
(bkz: aşık ile maşuk).
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar