bugün

bu hikayedeki olay ve kahramanlar tamamen hayal ürünüdür, kendi hayal dünyamdan alınmıştır...

******

karşımda kettle ın kapağı basınçtan hafiften açılıp kapanıyordu...

kız arkadaşım da sayılmazdı daha, 3. buluşmamızdı...

kafede oturuyoruz, o kadar karizmatiğim ki, keskin bakışlar ,hafif sırıtmalar...

sonra burnumda bi rahatsızlık hissettim, galiba burnumda bi sümük parçası kurumuştu ve acayip rahatsız

ediyordu. onu çıkarmalıyım ama nasıl? lavaboya mı gitsem felan derken üşendim.kız camdan dışarı dalmış

bakarken parmağıma peçeteyi sarıp burnuma soktum alacak gibiydim ki o sırada "çıt" diye bi ses çıktı ,nerden

geldiğini tam anlamamıştım ama çıktı işte amk, kız kafasını çevirince birden,ben de o görmeden parmağımı

hemen çıkardım.

bu hamlemle boku yerinden oynatmıştım tabii , fay hattı gibi bi dürttün mü durmiyi ha...

ben nefes verdikçe o da kapak gibi açılıp kapanıyor.

artık çok riskli bir dönemeçteydim , sert bi şekilde nefesimi çekip boku yeniden yerine oturtmalıydım ...

nefesi çektim ama ne yazık ki sert bi şekilde de geri verdim amk... bok önce deliği kapattı sonra basınçtan

masaya yapıştı...

gördü mü emin değildim bu riski almalıydım,aklıma sikimsonik bir fikir geldi...

sanki bok varmış gibi * birden kahkaha atmaya başladım masaya kapaklandım "

ahhahaha uhuhuhu hihih hülüdühühülüdü" diye gülüyorum bok var sanki ~evet bok vardı ama kimse bilmiyordu

değil mi?? cinyıs...~ ,sonra bok parçasını dilimle yok etmeye çalıştım ben dilimi sürttükçe o daha da

yapıştı masaya, sonra mecburen kaldırdım kafamı " çoh iyi ya çoh komikli" dedim. kız o noktaya gözlerini

odaklamıştı artık, salyaların içinde yeşil bi şey duruyordu...

son hamlemi yaptım ve "aaa fıstık mı o yeaa "dedim parmağımı götürdüm sıyırdım ve ağzıma aldım " çohh iyi

çoh da güzel tadı" dedim...

***

sonra kendime geldim kettle son noktadaydı, fokurdama sesleri... eskiyi unutmalıydım.

burnumda yine bir bok parçası vardı ama bu sefer yalnızdım ne de olsa, parmağımı yavaşça götürdüm burnuma

soktum bu sefer rahatça alabilirdim ve aldım da, artık parmağımdaydı ve kimseyi benden alamayacaktı

basınca duyarlı bok , onu fırlatıp atacaktım... o sırada ısınan suyun basıncının artmasına tepki

mekanizması olarak ayarlanmış kettle ın otomatik kapanması gerçekleşti,

düğme "çıt" diye attı... "çıt" ...

parmağım istemsizce ağzıma gitti, içimde, bir yerlerden bi ses "yakalanma!" dedi.

galiba biraz da pavlov'un köpeğiydik biz...
(bkz: inci sözlük efsanesi)
(bkz: yaratıcılık sıfır)