bugün

mazotu 1 ytl yaparlar. sözlerinde de dururlar. ama gerekli kaynağıda benzini 5 ytl yaparak, ekmeği 3 ytl yaparak, soluduğumuz havayada vergi koyarak sağlarlar. bu memlekette ne zaman halka güzel şeyler vadediliyorsa, sırtındaki kamburu daha da büyüyecektir.

1 koyup 5 almak (bkz: körfez savaşı)
Seçimlere bir aylık az bir zaman kaldı ya; bütün muhalefet partileri seçim vaatlerini sıralamaya başladılar. Muhalefet partileri, özellikle
GP, CHP ve DP atmasyon yarışına girdiler. 1950 Genel Seçimleri'nden bu yana, ben ömrümde bu kadar saçma sapan palavraların sıralandığı
bir seçim hatırlamıyorum.
Dünkü Radikal'in manşeti harikaydı. CHP'nin seçim bildirgesi hakkında, arkadaşlar 'CHP'nin vaatlerinde bir tek cennet eksik' başlığını atmışlardı ('Cennet' de laikliğe aykırı görüldüğü için vâdedilmemiş olabilir). Baykal'ın, tamamı da büyük maliyetleri olan vaatlerine kaynak olarak hiç açıklaması olmadığını da belirtelim.
Öyle ya, bekâra karı boşama kolay demişler. CHP tek başına iktidara gelemeyeceğini pekâlâ biliyor. En fazla koalisyon ortağı olabilir; bu takdirde de ortağını bahane ederek vaatlerinden sıyrılıverir. DP, hele GP'nin ise barajı geçmeleri zaten imkânsız. GP, bu endişesini gazetelere verdiği 'Barajı geçtik' propagandasıyla bir bakıma açığa vuruyor.
Böyle olunca da gelsin palavralar, martavallar, atmasyonlar...
***
Bugün sizinle en çok atılan seçim palavrasını ele alacağız: 'Mazot 1 YTL'.
Bu palavrayı önce Cem Uzan'ın GP'si başlattı ve iktidara geldikleri takdirde mazotu 1 YTL'ye satacaklarını söyledi. DP Genel Başkanı Ağar hızını alamayıp, 'Biz 1 liranın altında satacağız!' diye palavra atma yarışına iştirak etti. Çiftçiye 'yeşil mazotu' (!) daha da ucuza satacakmış. Baykal hiç geri kalır mı? Mazotu önce 1 YTL'ye satacaklarını; daha sonra yarı fiyatına satacaklarını, son olarak da mazottan ÖTV'yi kaldıracaklarını söyledi.
***
Biz de Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'i aradık. Kendisine, 'Mazotu siz niye 1 YTL'den satmıyorsunuz?' diye sorduk. Her zamanki mütebessim hâliyle, 'Bu mümkün değil' cevabını verdi ve rakamları sıraladı:
Mazotun rafineri çıkışı 74 kuruş, dağıtım, nakliye ve satış gideri 41 kuruş. Demek ki, hiç vergi alınmasa bile mazotun maliyeti 115 kuruşla geliyor. Bu durumda mazotu 1 liradan satabilmek için halkın sırtından subvanse etmek gerekiyor. Mazottan toplam olarak 123 kuruş ÖTV ve KDV alınıyor. Böylece, ortalama vergili dağıtıcı fiyatı 216 kuruş, bayi fiyatı da 238 kuruş oluyor.
Petrol ve petrol ürünleri fiyatları, 2001 krizinden sonra kurulan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından denetlenmektedir. 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren ise fiyatlar dağıtım şirketlerince piyasa ekonomisi kuralları içerisinde belirleniyor.
Bu durumda, mazotun ucuzlaması için ya Türkiye'nin, Ortadoğu'daki gibi yeni ve zengin petrol kaynakları bulması veya dünya piyasalarında petrol fiyatlarının ciddî şekilde düşmesi gerekir.
1 liraya mazot vaadi bir palavradır. Çünkü;
1. Türkiye'deki petrol üretimi çok düşüktür ve Türkiye bu konuda tamamen dışa bağımlıdır. AK Parti iktidara geldiği zaman petrolün varil fiyatı 25 dolar civarındayken bugün 60 doların üzerine çıkmış ve yaklaşık 2,5 misli (% 130) artış göstermiştir. Halbuki Kasım 2002'deki mazot fiyatı 1.246'dan 2.238'e yükselerek % 79 oranında artmıştır. Yani, petroldeki artışın sadece yarısına yakın kısmı mazot fiyatlarına yansıtılmıştır.
2. Petrol üreticisi ülkeler haricinde dünyanın bütün ülkelerinde petrol ürünlerinden en az maliyeti kadar vergi alınır.
Bu vergi, devletin ana gelir kaynaklarından birini meydana getirir. Verginin azaltılması, bu suretle mazotun bir miktar ucuzlatılması mümkündür. Ancak, bu takdirde azalan vergi gelirlerine karşılık ek kaynak gösterilmesi lâzımdır.
3. Mazot, çiftçiye ayrı fiyattan satılamaz. Serbest piyasa ekonomisinde çift fiyat uygulaması yapılamaz.
Bu nevi müdahaleler piyasa ekonomisinin işleyişini bozar.
***
Lâkin ne gam... Nasılsa iktidara gelecekleri yok.
Ruhi Su, dâvudî sesiyle eski plakta söylüyor:
'At martini de bre Hasan
Dağlar inlesin'

Düzeltme: Dünkü yazımızdaki '2003 tarihi' yanlışlıkla '1993' olarak çıkmış. Özür diliyor ve düzeltiyoruz.

Hasan Celal Güzel

22/06/2007