bugün

gaz çıkarmak.
gecenin son otobüsü gelmiş( BOi) , oturacak yer yok ve mecbur binmek zorundasın ama kahven bitmedi. sonuç:
elinde yarım kalmış atmaya kıyamadığın nane likörlü kahvenin, şoförün yaptığı ani bir fren sonucu otobüsün ortasına saçılmasıdır. kocaman damlalar halinde yere yayılmış kahverengi lekeler kendini cinayet mahalinde hissettirir. insanların bakışlarını hiç söylemiyorum.
lise 1'e gittiğim zamanlar. ben de mevsimsel alerji var. bahar aylarında fena olurum baya. genelde yanıma selpak alırım burnumu silerim sürekli. o gün de almamışım aksilik ya. ve o gün de ayrı bi kaşıntı ve akıntı aldı beni. kıvranıyorum resmen. bindiğim otobüs de 40 dakikada bir geçiyor. inmeye cesaret edemedim. çocukluk işte. in aşağı al mendilini gerekirse girme ilk 2 derse. neyse otobüs tıklım tıklım. tam önümde dikilmekte olan 2 3 kişiye sordum onlarda mendil yok. yanımda oturan bi abla vardı ona sordum onda da yokmuş. artık ulaşabileceğim başka kimse kalmamıştı ve ben de son raddedeydim artık. üzerimdeki hırkayı( bahar ayında hırka giyiyorum ya tam çömezmişim ben) çıkardım ve okul durağına varana kadar yarım saat hırkaya burnumu sildim. nerden baksanız bi yarım litre mukus çıkmıştır burnumdan. utancımdan kafamı kaldırıp kimse bana bakıyo mu diye bakamadım. zor zamanlardı.
telefonunuzun arabesk rap çalması. Tabi bu telefonun sahibi için pek de rezillik sayılmasa gerek.
tam inecekken, merdivenlerin orda ki direğe poposunu koyan kadını yanlışlıkla avuçlamak.
arkadaş grubumuzla otobüsteyiz, cevizlibağa gidiyoruz. yusufpaşada otobüsün kapısı açıldı. yolcular indi. kaptan kapıyı kapattı. bizim arkadaşın kolu kapının demirlerinin arasındaymış. bana bakıp şoföre kanka kapıyı aç diye bağırdı. can havliyle neyin ne olduğunu unuttu garibim.
Ortamdaki ağır osuruk kokusunun sizden geldiği düşünülmesi.
sene 2002, kadıköy-sultanbeyli otobüsü (14S), üniversite 2. sınıfta bendeniz
yaşlı bir kadına kıçım değmiş, basbas bağırmaya başladı
"sapık" diye diye bağırdı
otobüs ikiye ayrıldı
birinci grup, kadına hak verip bana bakıp "cık cık cık" dedi
ikinci grup, bana hak verip, kadına "saçmalama teyze" dediler
benim beynim döndü, konuşmalar kulağımı delip geçti
hiçbir şey diyemeden ilk durakta indim
hâlâ aklıma geldikçe kendime kızarım;

inmeden önce şu yaşlı sürtüğün kafasına bir şaplak vurmadım, diye.

ulan fantazi yapıyordu herhal "gencin biri beni mıncıklasa" diye.
olmayınca şansını bende denedi kaltak!
kızlarla ilgili konuşan birinin başka bir kişi tarafından kendi annesine laf atıyormuş gibi anlaşılmasıdır. otobüste birbirlerine giriyorlardı az kalsın.
Şoförle sohbet ederken şoförün beni eleştirmesi. Laf bi konudan açılır ve şoför başlar bana yok şöyle yok cevap veriyorum. Adamın cevap şu:
-sus cevap verme amcana.
lan koca adamım bana ne eleştiri yapıyon.
şoförün yolculara adres sorması. evet efendim bizzat yaşanmış bir olaydır. olayın kahramanı da benim. adanada, üniversiteden kırmızı diye tabir edilen belediye otobüslerine bindim. tam kartımı okutacaktım ki şoför -dur okutma, gel şuraya şoförün yan tarafı otur dedi. ne olduğunu anlamadım ama işime de gelmedi değil, hatta bir ara acaba g*tü kaybettim mi acaba diye düşünmedim değil. neyse sürmeye başladı ve bana yolu bilmediğini çarşı tarafına nasıl gidileceğini sordu. o hatta arkadaşı varmış onun işi çıkmış, bu turu o atacakmış. abi herşey güzel de nasıl adanalısın sen yaa. insan çarşıya gitmeyi bilmez mi. hayır zaten iki yol var otobüsüm güzergahı da dümdüz yol. her neyse yola devam ediyoruz, sonradan aklıma geldi ben çarşıya kadar gitmiyordum ki. şoföre nasıl söylerim diye düşünürken, hani kafanın üstünde bir ışık yanar ya, aynen öyle oldu işte. ineceğim yere yakın şoföre inmem gerektiğini söyledim. adam kendi eviymiş gibi hayatta bırakmam ayakları çekmesin mii. durağa yanaştı yolcular binmeden otobüsten bir inişim var. binecek olanlar bomba ihbarı mı var gibisinden bakışlarla beni izlediler, o an otobüsten uzaklaşırken, otobüsün içindeki herkesin bana baktığını gördüm. bence otobüste yaşanabilecek en rezil sahnelerden biri de budur.
Eğer otobüs tıklım tıklım doluysa ve yolları bölgeleri tam bilmiyorsanız ve yakınınız tarafından aranırsanız hapı yuttunuz demektir olaylar şöyle gelişir:

- alo x nerdesin
- otobüsteyim geliyorum ( zaten bi kısım size bakıyordur)
- tamam da nerdesin ?
- işte yeni bindim.
- peki nerdesin nerde ( arayan kişi bir türlü tatmin olmaz eğer telefonunuzu sesi hoparlördeymiş gibi çıkıyorsa durum daha da vahimdir , dükkanlardan marketlerden yardım alınır bir yer bulucağım diye , en sonunda otobüs durur o otobüs durağın tepesinde yazan şey söylenir.)
- sütçü imamdayım
-orası neresi ki

böylelerinide tanımasak dövmek sevaptır efendim.
Otobüs çok kalabalıktır tutunacak yer kalmamıştır ve otobüs aniden fren yapar, tam düşeceksinizdir ki refleks olarak yanınızda bulunan adamın kolundan tutarsınız. Düşmemişsinizdir ama utançtan sadece ''Pardon'' diyebilmişsinizdir.
birini fordlarken başkaları tarafından fark edilmek ve linç edilme tehlikesine girmek.
(bkz: dukkani acik unutmak)
uzun ve virajı bol yollarda midesi dayanıksız insanların kusmasıdır.. kusan için rezillik, ağızdan çıkanları gören için ise büyük bir imtihandır!
Herkesin sizden pencereyi acmanizi bekledigi bir anda pencereyi acamamak.
(#16855664)
en kötüden nispeten daha az kötüye doğru
1-) Avukat arkadaşımın çok güzel bir müvekkilinin başına gelen olay: muavinin gecenin bir saatinde kasıtlı olarak masturbasyon yapıp kızın omuzuna boşalması: firmadan dava açılmamak ve basına verilmemek karşısında yüklü bir tazminat aldılar, yurtdışı tatili de kopardılar, arkadaşım da gitti hatunla, bir güzel de götürdü kızı valla.
2-) Moladan sonra yanımda oturan şahısla aldığımı zannettiğim bisküviyi sonuncusuna kadar paylaşmak, daha fazla yemek için hızlı hızlı götürmek, elemanın her sohbet açmaya çalıştığında lafı ağzına tıkmak, adamdan 2 saat sonra indiğinde kendi bisküvimin baş üstündeki bölmede bulunan montun cebinde olduğunu fark etmek: başıma gelen bir olaydır.
3-) Üniversiteye giderken okulun en güzel kızlarından biri olan ve sadece üç beş kelime sohbetten ibaret olan samimiyet varken ani frende iki elle birlikte kızın göğsüne girmek: başıma gelen olay, yanda duran amcanın müstehzi gülümsemesini unutamıyorum.
salak şoförün aniden fren yapması sonu düşmek.
en kalabalık anında üzerinizdeki birşeyin yere düşmesi ve onu almaya çalışırken kafanızın önde duran teyzenin poposuna girmesi.
Fordlarken fordlanmak.
denk geldiğim olay, orta kapıda ki iki kişi kavga ediyordu, durup dururken en arkada ki adamın biri atarlanıp otobüsün tavanına vurdu, yeter lan dedi, sonra daha arkadan bambaşak bir adam gelip bunu dövdü, neden vuruyorsun diye, bildiğin bir otobüs dayak gördüm. Adamın yerinde olduğunu düşün, atarlanıyorsun biri geliyor seni dövüyor. Suçun filan da yok..
taciz etmeye çalışan pisliğe iğne batırmak o pislik için yeterince rezildir.
altına sıçmak.