bugün

Bir yapragin durdugu yerde
Renklerin sesi vardir
Örer isigini kirpiklerinden
Bakisi kanatlanir uçar uzak denizlere,

Derinlerin güz günesine söyledigi
Sularin dilindedir
Akar acinin damarlarindan bir orman
Kardesi yagmur serinligi.

Dudaklarinin kiyisinda duran
O kirik dali alip
Olanca yaziyla atinca sulara
Güz kizil bir yaprak olur
Yazi kanar,
Agir agir isleyen bir sevdaya.

Unutulmus muydu
Yillarin örseledigi çiçek ormani
Bir dal
Bir dal akan sularin kiyisinda,
Döker yapraklarini
Giden unutulmus bir sesin kendisi midir?
Çigliklarini yaralarina sararken
Gecenin görmedigi
Geçip giden zaman;
Bir çizginin rengi olup
Islendi bakislarimiza
Yorgun vapurlarla dönsek bile
O yanmis kiyilardan
Bir mavi durur uzaklarda
Daha gidilmedik,
Sularin gizledigi koylarda
Kum tanesinde isler zaman
Yapraklarin sesiyle. * *
tıklım tıklım yalnızdır....

ayrıca: bir kum tanesinin bir araya gelmesi ne demek ya..
Bir kum tanesi olsam,

Mîrâca çıkarken yapışsam mübârek ayaklarına;

Hiç bırakmasam ve şâhid oluversem, kimsenin şâhid olamadığı sırlara;

Ebûbekir olsam,

"sadakte" diyebilsem, özümle, sözümle, yaşantimla...

Bir bulut olsam, onunla hicret etsem; hüzün şehrinden nur diyarına...
"Bir kum tanesiyim ama çölün derdini taşıyorum."
(bkz: mevlana idris zengin)