bugün

ford' dan massey fergusona
480'lik fiattan 70 66 s'ye

ankara ovalarında başlayıp istanbul beşiktaş traktör bayilerine uzanan bir aşk hikayesi...

patosu takıp sapı samanı ayırmaktı onun şaçlarıyla oynamak,

pulluğu takıp tarlayı sürmek gibiydi onun yatakta attığı tırnaklar,

römorkun arkasına atıp tarlaya götürüp nadasa bırakmak gibiydi onunla ayrılık,

damperi kaldırıp indirmekti onunla sevişmek.

balya dolu römorkla rampa çıkarken vitesi düşürüp ara gaz vermek gibiydi tavşandan kaplumbağaya geçmek,

römorksuz halde yolda hızlı bir şekilde giderken, ön tekerin taşa denk gelip traktörün sekmesi gibiydi onun kucakta sekişi.

el gazını çekip hunharca köklemekti onu sevmek.
bak fakı baba,
bu bb' ye dön de bir bak. bu bb varya bu bb, tarımla çok yakından ilgili.
işe yarar. bir el at derim. bir el at ki memleket tarımı kurtulsun.

not: harbiden traktörcü olmalı bu bb. bir fırsat verseler, " sürmeyeceği tarla " yok bunun.
işi gerçekten biliyor. biçer döver' den de anlıyorsan işsiz kaldığında beni bir ara arsizz.