bugün

(bkz: ironi)
(bkz: paradoks)
yol ayrımıdır. burda ateistler beyinleriyle, inananlar kalpleriyle hareket eder.
evrim teorisini bitiren sorudur. an itibariyle insanlar akın akın varoluşçuluktan yaradılışçılığa depar atmaktadırlar.
kainattaki kozalite yani nedensellik prensibinin big bangle kainata yerleştirilen bir kanun olduğunu düşünemeyenlerin sözüdür.
eğer doğru bir mantık önermesi olsaydı, iğnenin ustasının da iğnenin özelliklerine sahip iğne benzeri bir usta olması gerekirdi.
nedensellik madeninden yapılan, sebep sonuç sivriliğindeki kainat iğnesinin ustası aynı nedensellik ve sebep sonuç özelliklerine sahip olmak zorunda değildir.
allah dediğimizde zaten sonsuz bir varlık anlıyoruz. en azından müslümanların inandığı allah böyledir.
müslümanların sonsuz allah inancını eleştiriyoruz deyip afrikadaki taşlara ya da ağaçlara tapan bir kabilenin sonlu ilahını eleştirenlerin absürt iddiasıdır. başlangıcı olmamak zaten sonsuzun özelliğidir.
matematikteki sonsuz sayısının bile başlangıcını ve sonunu bulamayacak olanların, sonsuz allahın başlangıcının olmadığına itiraz etmeleri abartılı bir mantık yanılgısıdır.
genişlik, yükseklik, derinlik ve zaman boyutlarını yoktan yaratanı bu boyutlarla sınırlandırmak isteyenler, çivi, tutkal ve ağaçtan yapılan sandalyenin ustasının da çivi, tutkal ve ağaçtan yapılmış olduğunu iddia etmiş sayılırlar. çünkü iki mantık da aynıdır.
çerçeve, kağıt ve boyadan oluşan resmin ressamı, çerçeveyle sınırlı, yağlı boyayla boyanmış bir kağıt ressam değildir.
bu arada önümüzdeki bilgisayarın akıllı bir tasarımcı ya da mühendis tarafından oluşturulup oluşturulmadığı gerçeği, o tasarımcının nereden geldiği, hangi göz ya da saç rengine sahip olduğu, annesinin babasının olup olmadığı sorularıyla bağlantılı bir gerçek değildir.
o bilgisayarın akıllı bir yapıcısı olduğuna olan inancımız, tasarımcının bütün kişilik ve varlık özelliklerinden bağımsız bir mantıksal zorunluluğun eseridir.
mesela bankanın önündeki bankamatiğin kendine kendine oluştuğunu hiç düşünmeyiz ve bu bankamatiği oluşturanın nasıl var olduğunu bilmezsem onu inkar edeceğim, bu bankamatik makinesinin kendi kendine oluştuğunu iddia edeceğim demeyiz.
kainatın bütün parçalarında böyle bir yaratıcının etkisini, ilmini, gücünü, şuurunu, varlığını görüp de, o yaratıcının nasıl var olduğunu bilmediğinden dolayı inkar ettiğini söyleyen kişi, kapısının önündeki sokak lambasını oraya dikenin özelliklerini bilmediğinden dolayı, o sokak lambasının orada kendi kendine oluştuğunu iddia eden kişi gibidir.
bu arada allah için sorulamayacak böyle mantıksız bir sorunun cevabını bulmak için milyonlarca sebepler zinciri öngörseniz bile o sebepler bir başlangıçta tükenecektir.
hem hayatımızda öncesi olmayan o kadar kavram var ki. birinciden önce gelen birinci, güneşi aydınlatan güneş, a harfinden önceki harf, bizden önceki biz totolojileri ne kadar anlamsızsa, başlangıcı ve sonu olmayan allahtan önce bir allah olduğunu iddia etmek de o kadar anlamsızdır.
zaten başka bir varlıktan doğan sonsuz allah olamaz. çünkü her doğan gelişir büyür ve ölür. allah dediğimiz kavramın en önemli özelliği sonsuzluk olduğuna göre o başka bir varlıktan doğmamıştır ve sonu da yoktur.
iki gözü de mavi gözlü bir insan kahverengi gözlü değildir, turuncu renkli portakala siyah renkli diyemeyiz, 1,50 metre boyundaki insan da 2 metre uzunluğunda değildir. sonsuz olan allah da sonlu değildir.
ateistler de bunu açıklayamaz inananlar da. ama şöyle bir şey var ateist her şeyi beyniyle açıklayabileceğini düşünür hadi açıkla amk madem maddeüstü bir şey yok buyrunuz açıklayınız. inanan da açıklayamaz ama en azından madde üstü varlık olduğuna inandığı için açıklayamıyorum ama inanıyorum diyebilir.
allah kendinden olup ezeli ve ebedidir.inanmak ile inanmamayı bizlere bırakmış yaradanımızın burada bile bizlere saygılı olduğunu anlayabiliriz.ilim ve irfan sahibi olduğu burada apaçık ortadadır.böyle soruların her türlü cevabı kesinlikle vardır ama anlayana ve anlamak isteyenleredir.
güncel Önemli Başlıklar