bugün

babaya duyulan öfkenin önüne geçer kadınlık bazen. güçlü, savaşan, var eden ve yok eden kadınsındır büyürken. küçük bir kızın içindeki kadınlık, anılar ve hormonlarla beraber kocaman olurken, çocukluk olağanca hızıyla terk eder onu. babasının öfkesi bile terk etmeye başlar yavaşça. aileyi toplumdan ibaret sanan bireyi, toplum ailesi sarmalar ya da itikler bu kez. kadın derler artık ona. kadın...

o kadın ki vücudunda yeni insanlar üretir, o kadın ki içinde insan öldürür. o kadın ki içinde taşır doğanın insan tarafını. doğayla insanın bağıdır o kadın. bir yağmur, bir güneş, bir aş, bir eş... o kadın...

her kadın güçlü, savaşçıdır içinde. içinde bedenler doğuran bir varlıktan daha az güçlü olması beklenir miydi? güçlü kadın zekiyse bir de... toplumun kurucuları olan erkeklerin itiklemesine, kendi hemcinsinin kıskançlığına ve içinde bulunduğu konuma öfkesinden saldırganlaşmasına, fesatlığına maruz kalır. hey gidi güçlü kadın... erkeklerin omzuna binen "erkeklik" kavramlarının altında ezilmiş olmalarının öfkesi de sardı mı onları... aman diyeyim. zeki kadın, kafası zehir gibi çalışan kadın beladır başlarına. erkeklik tahtlarını oynatabilir maazallah. güçlü, hayatla savaşan yorgun kadının elinden tutmaz, belinden tutmaya çalışır bu erkek. başı döner ellerinin gücünü görse, nasıl kavradıklarını bir tutkuyu. yeni bir bedeni kucaklayacak sevgiyi koynunda barındıran o kadını... zira koynunda memeden daha büyük ve daha güzel şeyler var. görmek istemez. *
hala çirkin ve tıknazım. *
feminel yaklaşımlar eşitlik niye yetmez , sen güçlüsün o güçsüz tartışması nedir , kadın arkamda ,önümde durma yanımda dur omuz omuza yürüyelim dediğim mevzuat.