bugün

Bu bşlıkta sizlerle Dünyaca ünlü bilim insanlarının veya ünlü olmasa bile konunun uzmanı olan yüzlerce üniversiteden, yüzbinlerce profesörün Biyoloji ve Evrim ile ilgili sözlerini paylaşacağız. Bunu neden yapıyorum? Çünkü Steve Projesi gibi çalışmaların Dünya çapında bilim insanlarının %95-99'unun Evrim'i bir doğa gerçeği olarak kabul ettiğini ortaya koymasına rağmen hala birçok insan, bilim insanlarının Evrim'e şüphe ile yaklaştığını ve hatta Evrim'i kabul etmedikleri gafletindeler. Burada vereceğim sözler, farklı bilim insanlarının Evrim ile ilgili görüşlerini sizlere sunabilecektir.

Ayrıca bu yazının bir diğer önemi, Dünya çapında ünlü olmuş veya çok değerli çalışmalara imza atmış bilim insanlarını tanıyabilmektir. Bu sebeple sözlerin arkasına, sözün sahibi olan bilim insanının kim olduğunu ve nelerle uğraştığını açıklayan minik bir yazı da ekleyeceğim. Bunu neden yapıyorum? Çünkü Modern Bilim'in gelmiş geçmiş en güçlü kuramlarından biri olan Evrim Kuramı'nın, işin uzmanları tarafından nasıl görüldüğünü ve bu uzmanların kendilerini ne kadar geliştirmiş kişiler olduğunu görmemiz şart. Çünkü hala sokaktaki vatandaşımız, bu konuda akademik bir birikime sahip olmadığı halde (hatta herhangi bir birikime sahip olmadığı halde) kahvehanelerden Evrimsel Biyoloji'yle ilgili ileri geri konuşabilecek kadar yüzsüz ve cahil. Umuyorum ki buradan yayınladığımız isimleri ve yaptıklarını görenler, bir nebze olsun utanç duyacak ve günümüz tabiriyle "yerini bileceklerdir".

Son olarak, bildiğiniz gibi sağda solda Evrim Kuramı'nı karalamak adına Darwin'in kitap ve mektuplarından tek bir cümle çekerek onu karalamaya çalışan ve utanmaz bir şekilde Kuram'ı sadece Darwin'e indirgeyerek 150 yıldır hiçbir şeyin değiştirilip keşfedilmediğini sanan insanlara istinaden, ve tabii ki meraklısı için de, bilim insanlarının çarpıtılan sözlerinin tam hallerini, kaynaklarıyla birlikte burada yayınlayacağız. Böylece taraflı kaynakların kendi yarım iddialarını desteklemek için çaresizce bilim insanlarının düşüncelerini nasıl çarpıttıklarını görecek ve sözlerin kaynaklarını ve tam hallerini bizden öğrenerek, gerçeklere ulaşabileceksiniz. Ayrıca bilimin, öyle bir kitaptan, tek bir cümle çekilerek yapılmadığını, yapılamayacağını göreceksiniz. Bilim düşmanlarının ne kadar çaresiz ve acınası bir halde olduklarını anlayacaksınız. Aralıklarla bu notumuzu güncelleyip tekrar yayınlayacağız.

Sözlerin hepsinde kaynak bulunmuyor; ancak o sözlerin zaten risk taşıyan bir durumu da yok, sadece güzel, etkileyici veya hayata yön verebilecek kadar kıymetli olduğunu düşündüğümüz için buraya taşıyoruz. Ancak yanında kaynak bulunanlar, net bir şekilde farklı şekillerde çarpıtılan ve bilim insanlarını ya da bilimin ürünlerini karalamak için kullanılan cümleler, paragraflar, kalıplardır.

Çok Önemli Uyarı: Yazıların içerisinde bazı bilim insanlarının dini görüşleriyle ilgili cümlelerini ve açıklamalarını göreceksiniz. Bunun paylaşılma sebebi, bu kişilerin dini görüşlerini destekliyor olması ya da paylaşıyor olması kesinlikle değildir! Bana göre bir bilim insanının dini düşünceleri (ateist, teist, deist, agnostik, vs. fark etmez) kesinlikle önemli değildir ve sırf o kişi inanıyor ya da inanmıyor diye dini argümanları desteklediğimi sanmak açıkça aptallıktır. Bilim insanlarının bilimleri, herhangi bir dini ya da herhangi bir dinin herhangi bir Tanrı'sının geçerliliğini veya geçersizliğini ispatlamaz, şimdiye kadar asla da ispatlamamıştır. Bu dini görüşlerin burada paylaşılma nedeni, haksız yere taraflarca çarpıtılmasındansa, tarafsız olarak yalın gerçeklerin okuyucuya aktarılmasıdır. Böylece yersiz çarpıtmalar, yüzsüz iddialar ve aşağılık ithamların önüne geçilmesi hedeflenmektedir. Unutmayın ki bir insanın görüşleri ömrü içerisinde bir ya da birden fazla defa değişebilir; dolayısıyla sözlerin kronolojik (zaman içerisindeki) sırası da önemlidir. ben de kronolojik sıraya göre sözleri paylaşmaya çalıştım.
Öyleyse başlayalım.



Charles Robert Darwin:


Türlerin Kökeni Bitiş Paragrafı:

"Çeşitli bitkilerle kaplı, çalılıklarında kuşların ötüştüğü, türlü böceklerin uçuştuğu; nemli toprağında tırtılların, solucanların süründüğü bir yamaca bakıp, birbirinden böylesine farklı, ve birbirine böylesine karmaşık bir tarzda bağımlı ve ustalıkla yapılmış bütün o canlı biçimlerin, çevremizde etkilerini sürdüreduran yasaların ürünleri olduğunu düşünmek ilginçtir. Bu yasalar -geniş bir anlamda- Üreme ve Büyüme; Soyaçekim (hemen hemen üremenin kapsamında kalır); yaşam koşullarının ve parçalarının kullanılıp kullanılmamasının doğrudan ve dolaylı etkilerinin sonucu olan değişkenliktir; üreme öylesine hızlıdır ki Yaşama Savaşına yol açar; ve bunun sonucu Iranın Iraksamasını ve az gelişmiş biçimlerin tükenmesini zorunlu kılan Doğal Seçmedir. Böylece, doğanın savaşından, açlıktan ve ölümden, düşünebildiğimiz en yüce ereğe, daha yukarı hayvanların oluşmasına varılır. Bir ya da birkaç biçimde başlayan yaşamı böyle anlayan ve bu gezegen çekimin değişmez yasasına göre dönüp dururken, böylesine basit bir başlangıçtan en güzel, en olağanüstü biçimlerin evrimleşmiş ve evrimleşmekte olduğunu kavrayan bu yaşam görüşünde gerçekten ihtişam vardır." (Türlerin Kökeni, 1. Baskı Taslağı'ndan çeviri)

Darwin, Kuramı'na Güvenmiyor Muydu?

"Okur, yapıtımın bu bölümüne [Türlerin Kökeni'nin 6. Bölümü olan "Teorinin Güçlükleri" kısmına] varmadan önce bir yığın güçlükle karşılaşmış olacaktır. Bunların bazıları bugüne dek üzerlerinde belirli bir ölçüde duraksamadan düşünemediğim kadar çetindir; ama, bunların çoğu yalnızca görünüştedir, ve gerçek olanlarsa teorim için yıkıcı değildir diye düşünüyorum."(Türlerin Kökeni, 6. Bölüm giriş paragrafı, sf. 189)

"Ama, bu teoriye göre sayısız geçisel biçimler olmak gerektiğine göre, onlara yer kabuğuna gömülmüş olarak neden çok sayıda rastlamıyoruz? Bu soruyu, Yerbilmsel Belgelerin Eksiklliği bölümünde tartışmak daha uygun olacaktır; burada yalnızca şunları söylemek isterim: Gerçekte bu sorunun yanıtı belgelerin genellikle sanıldığından çok daha eksik olmasında gizlidir. Yer kabuğu pek büyük bir müzedir; ama doğal koleksiyonlar eksiktir ve ancak uzun zaman aralıklarıyla yapılmıştır. (...) Peki ama bu geçit bölgelerde, yaşam koşullarının geçiştiği yerlerde, neden birbirine yakın geçişsel çeşitlere rastlamıyoruz? Bu güçlük, uzun bir süre kafamı karmakarışık etti. Ama bunun büyük ölçüde açıklanabileceğine inanıyorum." (Türlerin Kökeni, 6. Bölüm, sf. 190-191, Darwin bu cümleden sonra sayfalar uzunluğunda bu güçlüğü açıklamakta ve teorisi için sorun teşkil etmediğini göstermektedir)

"Ayrı ayrı ve sayısız yaratma eylemine inanan bir kimse, böyle durumlarda [Evrimsel Süreç sonucu oluşmuş canlılardan bazılarının, atalarının yerini almasından bahsediyor] Yaradan'ın bir tipin başka birinin yerini almasını dilediğini söyleyebilir; ama bu, bana, gerçeğin yalnızca ağırbaşlı bir dille yeniden söylenmesi gibi görünüyor." (Türlerin Kökeni, 6. Bölüm, sf. 201)

"Gözün odağını farklı uzaklıklara uydurması, içeri bırakılacak ışık tutarını ayarlaması, küresel ve renksel sapmayı düzeltmesi gibi eşsiz düzenlenişlerinin tümünün doğal seçmeyle oluşabildiğini düşünmenin pek saçma göründüğünü açık yüreklilikle itiraf ederim. Ancak mantık bana şöyle söylüyor: Basit ve eksik bir gözden, karmaşık ve yetkin bir göze çıkan ve her biri gözü taşıyan canlıya yararlı aşamaların varlığı (durum kesinlikle budur) gösterilebilirse; daha sonra, gözün durmadan değiştiği ve değişimlerin soyaçekildiği (durum gerçekten böyledir) ortaya konabilirse; ve bu türlü değişimler, değişen yaşam koşullarında bir hayvana yararlıysa, o zaman, yetkin ve karmaşık bir gözün doğal seçmeyle oluştuğuna, bu bizim hayal gücümüzü aşsa bile, inanmanın güçlüğü teorim için yıkıcı sayılmamalıdır." (Türlerin Kökeni, Bölüm-6: Teorinin Güçlükleri, sf. 202; Darwin bu cümleden sonra sayfalar uzunluğunda gözün nasıl evrimleştiğini anlatmaktadır; Darwin'in tahmini açıklaması, bugün net bir şekilde gösterilerek gözün teori için herhangi bir yıkıcılığı olmadığı ispatlanmıştır)

"Çok sayıda, ardışık ve küçük değişikliklerle oluşamayacak bileşik bir organın varlığı gösterilebilseydi, teorim kesinlikle çökerdi. Ama böyle bir örnek göremiyorum." (Türlerin Kökeni, sf. 206)

"Bu bölümde teorimin karşılaşabileceği güçlüklerin ve itirazların bazılarını tartıştık. Bunların çoğu önemlidir; ama bağımsız yaratma eylemleri inancının tümüyle karanlıkta bıraktığı olguların bu tartışma sırasında aydınlandığını sanıyorum." (Türlerin Kökeni, 6. Bölüm'ün Özet kısmı, sf. 227)

"Bazı eski biçimlerin, bir iç güç ya da eğilimle, birdenbire değiştiğine, örneğin kanatsızken kanatlanıverdiğine inanan kimse, örneksemenin tümüne aykırı olarak, birçok bireyin aynı zamanda değiştiğini varsaymak zorunda kalacaktır. (...) Bu büyük ve ani değişimlerin embriyonda hiç iz bırakmadığını kabul etmeye zorlanacaktır. Bütün bunları kabul etmek, bana öyle geliyor ki, bilim alanını bırakıp mucizeler alanına girmektir." (Türlerin Kökeni, 7. Bölüm olan Doğal Seçme Teorisi'ne Yöneltilmiş itirazlar kısmı kapanış paragrafı)

"Sonunda, yavru guguğun üvey kardeşlerini yuvadan atması, karıncaların köleleştirilmesi, tırtıl sineği kurtçuklarının canlı tırtılların içinde beslenmesi gibi içgüdülerin, özellikle bağışlanmış ya da yaratılmış iç güdüler olarak değil de, bütün organik yaratıkların ilerlemesine yol açan genel bir yasanın, yani çoğalmanın, değişmenin, en güçlülerin yaşamasının ve en zayıfların ölmesinin küçük belirtileri olarak görmek, mantıklı bir sonuç çıkarma olmayabilir, ama benim hayal gücüm için çok daha doyurucudur." (Türlerin Kökeni, 8. Bölüm olan içgüdüler kısmı kapanış paragrafı)

Darwin'in Dini inancı, Dinle ve Tanrılarla ilgili Görüşleri Neydi?

"En ciddi çalkantılarımda bile bir Tanrı'nın varlığını reddedecek kadar ateist olmadım. Genel olarak, özellikle de yaşım ilerledikçe düşünüyorum ki, akıl durumumu ve düşüncelerimi en iyi yansıtan terim, agnostik olacaktır." (1879, John Fordyce'a mektup)

"Kendinize neden ateist diyorsunuz? Tanrı'nın var olduğuyla ilgili şiddetli ısrarların doğru olmadığını bildiğinizi biliyorum. Ben de, düşünce olarak size tamamen katılıyorum. Ancak kelime olarak ateisttense, agnostiği tercih ederim. Biliyorum ki agnostisizm ateizmin kibar halidir ve ateizm de agostisizmin agresif halidir. Ancak neden bu kadar öfkeli olmak zorundasınız? insan kitlelerinin akıllarına bu fikri dayatmanın verdiği bir kazanç var mıdır? Dinin kanıtlarla desteklenmediğini kabul ediyorum ve 40 yaşıma gelene kadar Hıristiyanlık'ı asla terk etmemiştim. Dönüşümüm çok yavaş bir şekilde tamamlandı." (1881, ölümünden 1 sene önce, Aveling, Büchner ve Muhterem John-Brodie Innes ile yemekte)

"Uyduların, gezegenlerin, yıldızların, Evren'in ve olabilecek her türlü evren sisteminin yasalar çerçevesinde çalıştığını kabul edebiliyoruz; ancak en ufak bir böceğin bir seferde, özel bir etki ile yaratılmasını umuyoruz."

"Bir insanın hem Evrim'i savunup, hem teist olabileceğini kabul etmemek, ciddi derecede absürttür."

"Kendimi her şeye gücü yeten ve yarattıklarını çok seven bir Tanrı'nın, parazitik eşekarılarının canlı tırtılların bedenlerine yerleştirdikleri larvalarını özenle tasarladığına inandıramıyorum."

Darwin Ölümü Sırasında Korkarak Dine Döndü Mü?

"Ölmekten asla korkmuyorum. Bana çok iyi davrandınız ve bunun için size teşekkür ederim." (Ölümünden önce, eşine ve çocuklarına, oğlu Francis Darwin'in ağzından)

"Sizin tarafınızdan tedavi edileceksem, hasta olmaya bile değer!" (Ölümünden önce, doktorlarına, oğlu Francis Darwin'in ağzından)

Darwin'in Hayat Görüşüyle ilgili Diğer Sözleri:

"Bilimsel bir insanın arzuları, tutkuları olmamalıdır - tamamen taştan bir kalp..."

"Kölemiz yaptığımız hayvanları, eşitimiz olarak görmek istemiyoruz."

"Hayatının bir saatini boşa harcamaya cesaret eden bir insan, hayatın değerini anlamamıştır."

"Bir Amerikan maymunu, belli miktar brendi içip sarhoş olduktan sonra bir daha asla ona dokunmaz ve bu bakımdan, bir insandan çok daha bilgedir."

"Cehalet, bilgiden çok rahatlığı beraberinde getirir: bir problemin bilim tarafından asla çözülemeyeceğini ısrarla iddia edenler çok bilenler değil, hiçbir şey bilmeyenlerdir."

"Hayatta kalabilen en güçlü olan tür değildir, en zeki olandır. Değişime en çok adapte olabilendir."

"Bir hatayı yok etmek en az yeni bir gerçek keşfetmek veya kuram ortaya atmak kadar iyidir -ve kimi zaman daha bile fazla iyidir-."

"Eğer fakirliğin sebebi doğanın yasaları değil de bizim kurallarımız ise, suçumuz ne büyüktür!"

"Son zamanlarda Shakespeare okumaya çalıştım ve inanılmaz sıkıcı buldum, midemi bulandırdı."

"Bir insanın değerinin en iyi ölçülerinden biri gösterdiği arkadaşlıktır."

"insan, sahip olduğu bütün asil özellikleriyle birlikte hala düşük kökenlerinin izini bir damga gibi üzerinde taşımaktadır."

Doğum: 12 Şubat 1809
Ölüm: 19 Nisan 1882
Uzmanlık Alanı: Doğa bilimcisi, Jeoloji, Biyoloji, Davranış Bilimleri
Eserleri: Beagle Gezisi, Türlerin Kökeni, insanın Türeyişi, Cinsel Seçilim, insanlarda ve Hayvanlarda Davranışların ifadesi gibi ses getirmiş birçok kitabın yazarı, Evrim Kuramı'nın babası
Bazı Önemli Ödülleri: Kraliyet Madalyası (1853), Wollaston Madalyası (1859), Copley Madalyası (1864)

Albert Einstein:

Einstein'ın Tanrısı ve Dini inancı:

"Kuantum Mekaniği açık bir şekilde heybetlidir. Fakat içimden bir ses bana hala bunun bir gerçek olmadığını söylüyor. Kuram birçok şey söylemektedir; ancak bizi eski kuramların getirdiği gizemlere yaklaştırmamaktadır bile. Ben, herhangi bir oranda ikna oldum ki, Tanrı bu Evren'de zar atmaz." (4 Aralık 1926, Kuantum Mekaniği'nin ortaya atılmasıyla Einstein'ın deterministik Dünya görüşüne darbe vurulması üzerine, Max Born'a yazdığı mektuptan)

"Doğanın gizemlerini zorlayıp, içerisine girmeyi başardığımız zaman göreceksiniz ki, birbirini tekrar eden, fark edilebilir olanın haricinde, derinlerde yatan, çözülmesi güç, açıklanamaz bir kuvvet bulunmaktadır. Bu kuvvete duyduğum hayranlık ve saygı benim dinimdir. Bu bağlamda, evet, ben bir dindarım." (1927, Alfred Kerr'e mektup)

"Kendisini var olan her şey ile birlikte, yasalar dahilinde harmoni içerisinde ortaya çıkaran; insanın kaderi ve yaptıkları ile kendisini sınırlandırmamış olan Spinoza'nın Tanrısı'na inanıyorum." (24 Aralık 1929, Herbert Goldstein'a mektup)

"Herhangi bir bireyin yaşam sonrası ölümsüzlüğüne inanmıyorum ve etik düşüncelerin, arkasında insan-üstü hiçbir varlığın bulunamayacağı kadar insana özgü olduğunu düşünüyorum." (vaftiz edilmeyle ilgili bir soruya cevaben)

"Yarattıklarını ödüllendiren ve cezalandıran veya bizim bilincimiz içerisinde var edilmiş bir Tanrı fikrine inanmıyorum. Ölümden sonra, kendi fiziksel ölümünü aşan bir bireyin olabilirliği benim anlayışımın ve kabulümün ötesindedir ve açıkçası böyle bir ölümden sonra yaşam veya bu yaşamı algılamak da istemem. Bu tip iddialar bedelli ruhların korkuları ve absürt egolarından kaynaklanmaktadır. Yaşamın gizemleri, varlığın muhteşem yapısının ipuçları ve mantığın, kendisini doğanın içerisinde göstermesini tek ve açık yüreklilikle en azından ufak bir kısmını anlamamız benim için fazlasıyla yeterlidir." (Kendi kaleminden çıkan Benim Gözümden Dünya isimli kitaptan)

"Ben bir ateist değilim. Panteist olarak adlandırılabileceğimi de sanmıyorum. Bahsedilen sorun bizim zihinlerimiz için aşırı engindir. Birçok dilde yazılmış kitaplarla dolu olan devasa bir kütüphaneye giren küçük bir çocuk konumundayız. Nasıl yapıldığını bilmiyoruz. Hangi dilde yazıldığını bilmiyoruz. Çocuk, çaresizce kitapların dizilişinde gizemli bir sıra olduğu hissine kapılıyor; ama bunun ne olduğunu bilmiyor. Bu, bana kalırsa, en zeki insanın bile Tanrı'ya bakış açısını göstermektedir. Evren'in büyüleyici bir şekilde düzenlendiğini ve belli başlı yasalara uyduğunu görüyoruz ancak bu yasaları sadece bulanık bir şekilde anlayabiliyoruz. Sınırlı zihinlerimiz, yıldızları hareket ettiren gizemli kuvveti algılayabiliyor. Spinoza'nın panteizmine hayranlık duyuyorum; ancak onun modern düşünüşe yaptığı katkılara daha büyük hayranlık duyuyorum çünkü ruh ve bedenin birbirinden ayrı olmadığı görüşünü savunan ilk filozoftur." (G. S. Viereck'in Büyüklüğün Parıltıları isimli kitabıyla ilgili olarak 1930 yılında yapılan bir röportajdan)

"Bir rahip ile asla görüşmedim ve halkın benimle ilgili bu kadar kolay yalan söyleyebilmesini hayranlıkla izliyorum. Bir rahip gözünden ben, elbette ki bir ateistim ve her zaman öyle kalacağım. insansı özelliklerden yola çıkarak, insanın küresi haricinde olabileceklere insanı özellikler yüklemek her zaman yanıltıcı olmuştur; bunlar, çocukça benzetimlerdir. Evren'in büyük ve güzel harmonisini anlayabildiğimiz kadar anlamalıyız. Her şey bundan ibarettir." (1945, Guy Raner'ın Einstein'ın bir rahiple görüştükten sonra ateist olmaktan vazgeçmesiyle ilgili sorular sorması üzerine)

"Tanrı'ya karşı olan tutumum agnostiktir. Hayatın asilleştirilmesi ve daha iyi hale getirilmesi için var olan ahlaki prensiplerin açık olan, birincil öneminin varlığının herhangi bir yasa-verici gücün varlığını gerektirmediğine ikna olmuş durumdayım, hele ki ceza-ödül mantığı üzerine kurulu bir yasa-verici güce..." (1950, M. Berkowitz'e mektup)

"Kişisel bir Tanrı'ya inanma fikrine son derece yabancıyım ve bana kalırsa bu, oldukça saf bir düşüncedir" (17 Aralık 1952, Beatrice Frohlich'e mektup)

"Kilisenin otoritesi üzerine kurulu hiçbir Tanrı konseptine inanmıyorum. Hatırladığım kadarıyla kitlesel bir zorla kabul ettirişi reddetmiştim. Bireysel olarak bir Tanrı'nın var olmadığını size ispatlayamam, fakat eğer ki onunla kişisel olarak konuşacak olsaydım, bir yalancı olurdum. Dindarların iddia ettiği gibi ödüllendirip cezalandıran bir Tanrı fikrine asla inanmıyorum. Onun Evren'i, umut içerikli dualarla değil, karşı konulamaz yasalarla çalışmaktadır." (1954, William Maler ile görüşme)


"Benim dini görüşlerim ile ilgili okuduklarınız, elbette ki, sistematik olarak sürdürülen çarpıtmalardan ibarettir. Kişisel bir Tanrı'ya inanmıyorum ve bunu asla reddetmedim ve bunu net bir şekilde ifade ettim. Eğer içimde dini sayılabilecek bir his varsa o da Evren'in yapısına ve bilimin bu yapıyı açığa çıkarmasına duyduğum karşı konulamaz hayranlıktır." (24 Mart 1954, J. Dispentiere'ye mektup)

Einstein'ın Hayata Dair Diğer Sözleri:

"Sezgilere ve ilhama inanıyorum. Hayal gücü, bilgiden daha önemlidir. Bilgi, bildiğimiz ve anladığımız ile sınırlıdır ancak hayal gücü uyarıcı bir süreçtir ve Evrim'e yol açar. Bu, açık konuşmak gerekirse, bilimsel araştırmalardaki gerçek unsurdur."

"Eğer ki A hayattaki başarı ise, A = x + y + z. Çalışmak x'tir, oyun y'dir ve çeneni kapalı tutmak z'dir."

"Hayat, bisiklete binmek gibidir. Dengede kalmak için hareket etmek zorundasınız."

"Barış, kuvvetle sağlanamaz. Sadece onu anlayarak barışa ulaşabiliriz."

"Sorunları, onları yarattığımız bakış açısından bakarak çözemeyiz."

"Eğitim, bir insanın okulda öğrendiği her şeyi unuttuktan sonra geriye kalandır."

"Önemli olan sorgulamayı bırakmamaktır. Merakın bilimsel bir var olma sebebi elbette ki vardır."

"iki şey sonsuzdur: Evren ve insanın aptallığı; ancak Evren'den emin değilim."

"Üçüncü Dünya Savaşı'nda hangi silahlar kullanılacak bilemem; ancak dördüncüsü sopalar ve taşlarla olacaktır."

"Ölüm korkusu, korkuların en asılsız olanıdır. Çünkü ölmüş biri için kaza yapma riski yoktur."

Doğum: 14 Mart 1879
Ölüm: 18 Aralık 1955
Uzmanlık Alanı: Fizik, Astrofizik, Kozmoloji
Eserleri: Genel ve Özel Görecelilik Kuramları, Fotoelektrik Etkisi, Kütle-Enerji Eşitliği, Browniyen Hareket Teorisi, Einstein Alan Denklemleri, Bose-Einstein istatistiği, Birleşik Alan Kuramı, EPR Paradoksu ve nice fizik kitabının yazımı
Bazı Önemli Ödülleri: Nobel Fizik Ödülü (1921), Matteucci Madalyası (1921), Copley Madalyası (1925), Max Planck Madalyası (1929), Time Dergisi Yüzyılın insanı (1999)


Jared Diamond:

"Biyoloji bilimdir. Evrim ise, onu eşsiz kılan gerçektir."

"Belki de bir hayvan türü olarak, hayvanlar arasında bizim en büyük farklılığımız Evrim'e karşı kararlar alabilme kapasitemizdir."

"Bilim her zaman 'laboratuvarda yapılan kontrollü deneyler sonucu elde edilen bilgiler bütünü' olarak, yanlış anlaşılmıştır. Bilim aslında çok daha geniştir: Evren hakkında güvenilir bilgi elde edebilmenin tek yoludur."

Doğum: 10 Eylül 1937
Ölüm: -
Uzmanlık Alanı: Coğrafya ve Fizyoloji Profesörü (University of California at Los Angeles, UCLA).
Ayrıca Çalışma Alanları: Biyofizik, Ornitoloji, Çevrecilik, Evrimsel Biyoloji, Antropoloji.
Eserleri: Tüfek, Mikrop ve Çelik, Üçüncü Şempanze, Çöküş: Ülkeler Başarılı veya Başarısız Olmayı Nasıl Seçerler gibi Dünyaca ünlü kitapların yazarı.
Bazı Önemli Ödülleri: Trinity College Fizyoloji Onur Ödülü (1961-1965), National Geographic Cemiyeti Ulusal Bowditch Ödülü (1976), MacArthur Vakfı Deha Ödülü (1985), Los Angeles Times Bilim Kitabı Ödülü (1992), Septikler Cemiyeti Randi Ödülü (1994), Pulitzer Ödülü: Tüfek, Mikrop ve Çelik (1998), Uluslararası Kozmos Ödülü (1998), Ulusal Bilim Madalyası (1998), Kraliyet Cemiyeti (Royal Society) Bilim Kitabı Ödülü (2006), Bilim dalında Dickson Ödülü (2006)

Yazımı ilerleyen zamanlarda güncellemeye çalışacağım.
Saygılarımla.