bugün

Ahlak ve Ahlaksızlık üzerine
-------------------------------------

ahlaklı ve ahlaksız kime göre neye göre?

ahlak kavramı topluma ve insana göre değişebilecek kavramdır.
bana göre ahlaksız olan size göre ahlaklı bir davranış olabilir.

bir kitap üzerinden size bunu örnekle anlatmam daha doğru olacak eminim sefiller'i herkes okumuştur. okumadıysa bile ana temasını en azından biliyordur. yiğenleri aç olan bir adamın ekmek çalması ile başlayan hüzünlü bir serüven.

o dönemin fransa'sı için bu adamın yaptığı bu davranış ahlaksız ve suç.
neden yaptığı önemli değil hırsızlık yapmış olması ahlaksızlık.
ancak kitabı okurken hepimizin aklına ne yapsaydı ? açlıktan ölmelerine izin verseydi ahlaklı bir davranış mı olacaktı sorusu geliyor. işte ahlak dediğimiz kavram böyle ince bir çizgi birimizin ahlak anlayışı hepimize uymak zorunda değil.

benim için bir kadının bir erkeğin sevişmesi seks yapması ahlaksız değil iken çoğunuz için bu ahlaksızlık olarak görülebilir oysa bana göre doğaldır. doğanın kendisidir.

ve ya bir tecavüzcüyü pedofili suçlusunu oracıkta öldürmek bana göre ahlaksızlık değildir.
ancak sonuç itibariyle bir insan öldürmektir ve bir kısmı bu davranışı ahlaka aykırı bulabilir.

kısacası aziz dostlarım. ahlak anlayışınız sizindir sizinle kalmalıdır üçüncü şahıslara aynı ahlaki yargıları dayatamazsınız dayatmamalısınız . bu üçüncü şahıs kendi çocuğunuz dahi olsa kendi ahlaki değerlerini kendi oluşturmalı.

ve ernest hemingway'in dediği gibi;
bir şeyi yaptıktan sonra kendini iyi hissediyorsan o ahlakidir; eğer kendini kötü hissediyorsan o gayri ahlakidir.
Homoseksüel Olmak
-----------------------------

dna'larımıza kodlanmış cinsel yönelimler vardır.

2014 senesinde araştırmalar bu genleri ispatlamış ve kabul etmişlerdir.

bir insanın heteroseksüel doğması homoseksüel doğması durumu bu genler neticesindedir.
üstelik nasıl ki birine ne zamandan beri heteroseksüelsiniz ve kadınlardan vs erkeklerden hoşlanıyorsunuz demiyorsak homoseksüellik içinde durum aynıdır. ilk olarak tavşan köpek ve benzeri hayvan ırklarında gözlem edilmiş bu deney uzun yıllar sonucu insanlar üzerinde test edilerek onaylanmıştır.

örneğin homoseksüel doğan bir kız çocuğu henüz 6 yaşlarında erkeksi yani maskülen dediğimiz davranışlara sahip olabiliyor.
ayırt etmeniz gereken husus erkek ve kadın olmak ile eşcinselliğin bir ilgisi yoktur.
eşcinsellik yani homoseksüellik. heteroseksüellikle kıyas olabilir.

maskülen ve feminen davranışların hormonlarla bir ilgisi yoktur örneğin testesteron seviyesi normal olan bir erkek çok feminen davranışlarda bulunuyor olabilir. bu tamamen dna sına kodlanmış davranışsal yönelimsel kodlar neticesindedir.
ayrıca birinin feminen ve maskülen tavırları olması eşcinsel olması demek değildir.

dediğim gibi davranışsal kodlar misal bir babadan alınan oturuş biçimi sadece örneklem değildir.
dna'mıza işlenmiş ve babadan geçmiş kodlardır. ve ya annenin kaş kaldırma hareketi erkek çocuk aynısını sık sık yapıyor olabilir bu örneklem değildir istemsiz gerçekleştirir dna'sına annesinden geçmiştir.
karakterin bir kısmı dışardan bir kısmı dna yardımı ile oluşur.
sık sık tekralanan bir klişe olarak bu duruma örnek bir cocugu evlatlık aldığımızda nasıl biri çıkacağını bilemememiz olabilir her ne kadar biz büyütsek bile davranışsal ve yönelimsel olarak biyolojik anne babasından bir şeyler mutlaka taşıyacaktır.

tavır yönelim ve dürtüler nasıl kontrol edemediğimiz mekanizmalarsa eşcinsel olmak bir yönelim bir dürtüdür tıpkı heteroseksüel bir erkeğin kadın gördüğünde arzulaması gibi homoseksüel erkeklerde erkekleri kadınlar kadınları arzuluyorlar. ve bu önüne geçebilecekleri bir olay değildir.
Kimsenin beni bulamayacağı bir köye yerleşmek istiyorum bazen.
Küçük sevimli çalıştığım bana yetsin açık fikirli insanlardan oluşsun istiyorum.

istanbul'da o kadar yoruldum ki. istanbul sizin olsun.
Ben gitmek istiyorum.

Bazı insanlar vardır kalabalık olmayan yerlerde yaşayamaz. Kalabalıklar içinde yalnızsan ne önemi var bu kalabalığın. Ben yalnızım, kalabalık çok kalabalık ama kimse kimsenin gerçekten gözünün içine bakıp nasıl olduğu ile ilgilenmiyor ki çok yalnızım anlayacağınız tüm bu kalabalık içinde yapayalnızım.

Bazen düşünüyorum Mecidiyeköy Meydanda kendimi öldürsem kaç kişi fark eder öldüğümü.
Kaç kişi ismimin ne olduğunu merak eder. Kaç kişi derdimin ne olduğunu önemser.

Politikacılar muhtemelen beni eylem yapan bir komünist ilan eder.
Ve ya ahlaksız düzene kafa tutan bir mümin.
Tabi sistemin parçası olmak istemeyen bir anarşist olduğumu da düşünenler olacaktır.
LGBTTQ muhtemelen paylaşımlarımdan dolayı homofobi yine bir can aldı diye başlık atacak sayfasına.

Ya işte öyle azizim kimse beni yine anlamayacaksa anlamaya çalışmayacaksa ölmenin bile ne faydası var?
estetikden yoksun nasrettin hocamsı heykelcik hakkında benim de bir kaç kelamım olacak elbet.

çağdaş sanat kayınço akımı diyenler oldu.
bu heykeli yapan kör diyenler oldu.

bana göre bu heykel bir toplumun algı katilidir. hayal dünyamızda yetiştirdiğimiz büyüttüğümüz zeki tatlı yaşlı amcamız nasrettin hocamızı öldürmüştür.

hepimizin başı sağolsun.