bugün

şimdi onlar düşünsün. ortalık karışır.
insanların nasıl zor para kazandıklarını düşünürsek,
halk tabakasından birinin ev kredisi çekme şartlarını gözden geçirdiğimizde
Ki;
zar zor yaşamaya çalışan bir insanın alabileceği en uygun, en insaflı kredinin ev kredisi olduğunu eklediğimizde
gerçekten beklenecek durumdur.
karşılaştırma yapmak için;
30 bin tl krediyi 3 senede ödeyeyim deseniz sizden aşşağı yukarı 40 bine yakın para isterler.
karşılaştıracağınız kredi;
pek açıklanmaz ama ben geçen sene yakalamıştım
zengin kobicilerin iş yapmak adına aldıkları ama o fabrika duvarının hep yarım kalmasını sağlayan kobi kredileridir.
örnek vereyim 80 bini 2 senede 82 olarak istediklerinin haberini yapmışlardı.
söylenen bu, söylenmeyenleri sizin hayal gücünüze bırakayım.
yıllarca ödemeye mahkum edilmiş insanlar planladıkları işlerde kaç yıl çalışabilecekler?
ortada bakkal- market ilişkisine dönmüş;
taşeron mütehait - toki durumu varken ve toki denen kuruluş heryere ev pompalarken,
eskişehir gibi evin altın değerinde olduğu öğrenci şehirlerinde bile mütehatilerin önemli kısmı iflas etmiş, ev kiraları 300 tl civarına düşmüş, hatta önemli sayıda inşaat yarım kalmışken,
iStanbul dan bile hoş olmayan haberler gelirken...
gerçekleştiğinde şaşırmamanın gerekeceği sanılandan daha etkili olacak kriz türüdür.
her ülke zaman zaman ülke ekonomisini canlandırmak için yada krizdeki durgun ekonomilerini canlandırmak için keynesyen ekonomilere başvurabilir. bu yapılır tarihte birçok örneği vardır. sıkıntı bunun kronikleşmesidir, bu kolaycılık, sürekli canlı gibi görünen ekonomik yapıyı seçim malzemesi haline getirmek kaçınılmaz sonun başlangıcıdır.

efendim şimdi bir müteatçilik başlamış gidiyor. herkes heryerde ev yapıyor. sürekli kontrolsüzce bir yapılanma var. evet bu binlerce kişiye ekmek kapısı oluyor ama bir de arka yüzüne bakmak gerek. bu firmalar bu inşaatları yaparken ne kadar devlete borçlandılar. yapılan kolaylıklar ve arazilerin bedavalaştırılmasını saymıyorum bile. kesin demesekte bu tür imtiyazlar firmalara muhtemelen hükümet güvencesinde verilmişte olabilir. ortaa milyarlarca dolar döndüğü düşünülüre muhtemelen bir hükümet değişikliğinde neler olabilir (ki önümüzdeki süreç işin bu yöne doğru sürüklendiği konusunda büyük çoğunluk hem fikir, geri kalan ise güçlü gibi görünen iktiadara bunu hala kondurabilmiş değil) devlet kayırmacılığı altında onun bir uvzu gibi mütahitçilik yapan firmalar devlet kurumları el değiştirdiğinde yaşaycağı bocalamayı düşünelim. akp'nin yaratığı bu büyük balon patlayacak. alınan krediler ödenemeyecek belki bazı usulsüzlükler ortaya çıkacak hatta ama halk kalkıp dicek ki . "ulan akp varken çalışıyorduk gittiler işsiz kaldık, bide kriz oldu, demekki akp iyiydi" bu kadar kolay bir çıkarımla muhtemelen kahraman ilan edilecekler. gelen iktiadar da ( chp-mhp ortaklığı muhtemel) kötü olacaklar.

bakarsanız biraz aslında hepsi bir öncekinin tekrarı gibi; banker krizi, 2001 krizi, 94'teki devalüasyon. bunlar hep üstün körü değerlendirmeleri ile hükümetleri yerlerinden etmiş. kötü popülist yöneticileri değil sonrasında gelen kader mahkumlarına fatura edilmiştir. toroslu bülent ecevit bunlardan biridir.

neyse sonuç olarak bu duruma bir çözüm bulunmazsa sonuç olarak hükümet değişmezse balon büyüyecek, hükümet değişirse hemen sıkı bir ekonomik kriz olup çıkacak.