bugün
- herkes fakirse neden avmler dolu9
- hasan can kaya12
- kitapçıya gidip dakikalarca vakit geçiren dallama9
- kürt kızlarının namuslu olduğu gerçeği12
- gideon reid morgan jj35
- erkekte en seksi göz rengi hangisidir sorunsalı14
- yazarlardan akıl almak24
- turk kizlarinin rus kizlardan daha guzel olmasi15
- 5 milyon tl verseler fatih ürekle sevişir misiniz16
- anın görüntüsü19
- kızlar kilolu erkeklerle seksten zevk alırmı30
- istanbul da yaşayan yazarlara soru10
- bazen ekmek arası salça yiyorum9
- hasan can kaya'nın gözaltına alınması9
- türk kızlarının türk erkeklerinden nefret etmesi20
- arap milliyetçiliği24
- yetkili yapsanız da yeter11
- özgür özel8
- epeydir sozluge fotomu atmamis olmam9
- özge özacar'ın memeleri11
- zall'ın yapacağı sözlüğe sokayım sorunsalı10
- tüm sözlük kölemdir25
- bir kızın sizi sevip sevmediğini anlama yöntemleri13
- memati192324
- manyak olmaya karar verdim12
- erkeklerin çoğunun yalnız olması15
- aydinoglu bombala27
- magnum un 2 tl olduğu yıllar9
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak8
- neden fenerbahçeliyim11
- bamya seven insan20
- memati1923'ün gelişiyle başlayan süreç14
- gideon reid morgan jj silik yesin kampanyası14
- tayyip erdoğan gazilik ünvanını nereden aldı12
- siradansiradisibiri12
- yazarlarin orgazm olurken kurduklari cumleler10
- dünyanın en güzel kızlarının olduğu ülkeler17
- travesti ile evlenmenin avantajları10
- ayet ile hadis çelişirse hadisten hüküm alırım14
- jose mourinho39
- artık kadınlardan uzak duruyorum11
- hiç kavga oluyormu sözlükte8
- sözlük yazarlarının kaç flörtü var11
- kel kadın olmaması9
- true'ya vurmak isteyen sözlük erkekleri tam liste8
- dinsiz kitapsız kafir ve küresel ıkınma ilişkisi8
- dolar neden düşmüyor avradnı sikiyim8
- insanlara nasıl faydalı olurum8
- sözlük erkeklerinin fotoğraf atmaması35
- 12 haziran 2024 istanbul sıcağı13
yazanın, kafasıyla pek haşır neşir olunmadığından mütevellit nasıl bir kafa ile yazdığı hakkında beyanlarda bulunamayacağımız ve fakat "sorun kesin türban idi" paranoyasıyla yaşamaya alışmışların ne denli zoruna gittiğini gördüğümüz mektuptur.
popülizm ne deseler, bir olayı çarpıtarak kendi yandaşlarını gaza getirip gözlerini yaşartmaya örnek ver deseler bu mektubu örnek gösterirdim, zira, can yücel şiirleri gibi sadece yandaşlarının ve ne dese zaten kabulleneceklerin anlayacağı dilde yazılmış, kalem olarak gazlı kalem kullanılmış bir yazı.
mektup ilginç gaza getirici. özellikle bu işin ustalarının yaptıkları eylemler anlatılarak bilinç altında "bu adamlar yaptıysa doğrudur" düşüncesi doğuruyor.sonunu da güzel bağlamış biraz daha uğraşılsa yılmaz özdil yazısı olacakmış.
bakalım atilla dorsay ne demiş:
http://www.sabah.com.tr/y...asbakanin-kizi-ve-tiyatro
bakalım atilla dorsay ne demiş:
http://www.sabah.com.tr/y...asbakanin-kizi-ve-tiyatro
oda tv muhabiri yazmış, kesin ergenekondur; provakasyon yapıyor. evet.
bu dönemlerde akp aleyhine ağzını açarsan "milleti galeyana getirmek" suçlamasıyla içeri dahi girebilirsin.
çünkü sen; evet, sen! gerizekalının başkanı; tam da sen. 80 ihtilali falan diyerek senden "evet" oyu alıp bağımsız yargıyı gemici düğümüyle bağladılar. veya gemicik düğümüyle. ne dersen de işte.
ne oldu darbeciler?
28 şubat sürecindekiler ne oldu? lan şu e-muhtırayı verenler vardı, onlara ne oldu?
hepsi dışarda?
bu dönemlerde akp aleyhine ağzını açarsan "milleti galeyana getirmek" suçlamasıyla içeri dahi girebilirsin.
çünkü sen; evet, sen! gerizekalının başkanı; tam da sen. 80 ihtilali falan diyerek senden "evet" oyu alıp bağımsız yargıyı gemici düğümüyle bağladılar. veya gemicik düğümüyle. ne dersen de işte.
ne oldu darbeciler?
28 şubat sürecindekiler ne oldu? lan şu e-muhtırayı verenler vardı, onlara ne oldu?
hepsi dışarda?
memleketin tiyatrosunu da sanatçısını da insanını da babasının malı sanmak yanılgısı. unutulan şu ki o devirler cumhuriyet dönemi ile bitmiştir.
verilecek onlarca ayardan sadece biridir. sonuç olarak sağlam verilmiş bir ayardır.
helal olsun dedikten sonra, mektubu yazan abimizide ergenekondan içeri almasınlar? diye düşünmüyor değiliz.
sümeyye kızım edepsizsen şu bir çok satırdan bir kaçını kendine edep edin.
çok güzel kafa bulmuş, anlayan olur mu? hiç sanmıyorum.
Aydınlık gazetesi yazarı Tuncer Cücenoğlu, Başbakan Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'a açık mektup yazdı. işte tiyatro tarihinden çarpıcı anıların yer aldığı o mektup:
Öncelikle geçmiş olsun kızım.
Anlatacağım olayları okuduğunda neden geçmiş olsun dediğimi anlayacak ve bana hak vereceksin.
Birinci olay yıllar önce Ankara Devlet Tiyatrosu Yeni Sahne'de yaşandı. Sahnelenmekte olan Bir Yastıkta; adında bir oyun. Oynayan aktörlerden biri Cüneyt Gökçer. Işıklar içinde yatsın Cüneyt Gökçer'i izlememişsindir ama adam Dünya çapında bir aktör ve rejisör. Üstelik Devlet Tiyatrolarının da genel müdürü o tarihlerde...
En ön sırada bir erkek seyirci; ayaklarını sahneye uzatarak yükseltiye yerleştirmiş. Elinde tespih, koltuğa iyice yayılmış ve oyunu seyretmekte. O zamanki görevliler salona aldıkları seyircilerin kabuklu yemiş ve meşrubatı içeriye taşımalarına izin vermediğinden olsa gerek, fındık fıstık da yemiyor, meşrubat da lıkırdatamıyor, mest olmuş bir şekilde Cüneyt Hocayı ve oyunu izliyor yalnızca. Cüneyt Hoca Seyirci velinimetimizdir; deyip oynamaya devam edeceği yerde, gözlerini dikmiş adama, önünden her gelip geçtikçe ya da gerekli gereksiz -ki bence bilinçli olarak- adamı kaş göz işaretiyle bacaklarını/ayaklarını toplaması için uyarıyor. Tıpkı Tolga Tuncer'in seni kaş göz işaretiyle ağzındaki sakızı çıkartman için uyarması gibi. Ama adamın tındığı falan yok. Birden ne mi oluyor?Oyun metninde olmadığı halde o koca Cüneyt Gökçer bir tekme atıyor zavallı seyirciye. Yandım anam! diye bağıran tiyatrosever, bacağının acısıyla kıvranırken bir ambülans isteniyor ve hastaneye kaldırılıyor zavallı adam.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Ferhan Şensoy'un bir oyununda, sıkıştığı zaman tuvalet için dışarıya çıkan, geri döndükten sonra da izleyemediği yerleri seyircilere soran meraklı bir seyircinin başına gelenler de ilginçtir. Ferhan'ın elinden kurtulması gerçek bir mucize örneği olmuştur bu zavallı adamın. Yani çişi geldiğinde tuvalete gitmeyip de salona mı işeseydi? işi bittikten sonra oyunu izlemeye geri dönmeyip Ferhan'ı izlemekten mahrum mu kalsaydı? Ferhan'a olan sevgisinin karşılığı bu mu olmalıydı?Ferhan Şensoy çok ayıp etmiştir yani.
Gene Levent Kırca'nın oyun sürerken cep telefonu ile konuşmakta olan masum bir seyircinin kafasına elindeki davulun tokmağını fırlatması ve tam isabet kaydederek adamın kanlar içinde koltuğa yığılmasına neden olması da hala konuşulan ve belleklerden silinmeyen bir olaydır.
Ya Müjdat Gezen'in, masumca çekirdek çıtlayan bir seyircinin kafasına, elindeki darbukayı geçirmesine ne dersin? Haldun (Dormen) ağabeyi bilirsin. Kibar ve zarif bir sanatçıdır. Ayakkabısını çıkartıp oyun izlemekte olan bir seyirciyi az kalsın boğacakken sağolsun Metin (Serezli) ağabeyin adamcağızı Haldun ağabeyin elinden güçlükle kurtardığı da hep anlatılır tiyatro çevrelerinde. Yani ayağını sıkmakta olan ayakkabıyı çıkartmasa mıydı bu zavallı adam?Üstelik bir haftadır banyo yapamamasının suçu onda mıdır, yoksa Sular idaresinde mi?
Bu tiyatrocular garip insanlardır Sümeyye kızım. Sen adını duydun mu bilmem ama bizim tiyatromuzu kuran Muhsin Ertuğrul diye bir adam vardı. Mustafa Kemal Atatürk istanbul Şehir Tiyatrolarında bir oyun izlemeye gelecek. Oyun başlamak üzere ama önder yok ortada. Muhsin Ertuğrul'daki cürete bak sen Perde zamanında açılacaktır; deyip başlatmış oyunu. Sonuç olarak yarım saat sonra gelmiş paşa. Muhsin Ertuğrul ne demiş biliyor musun Mustafa Kemal'e? ilk perde bitmeden alamayacağız sizi Sayın Cumhurbaşkanım. Sizi Müdüriyette ağırlayalım!; Paşa da kısmış sesini, yarım saat kadar paşa paşa oyalanmış orada. Yani kalıbının adamı değilmiş paşa. Sen yedi düveli hizaya getireceksin, bu ülkenin koskoca Cumhurbaşkanı olacaksın, kıçı kırık biri çıkıp seni içeriye salona almayacak. Olacak şey mi bu? Parayı veren o üstelik. Kapatırım dese kapatamaz mı tiyatroyu yani?
Aman bundan böyle daha dikkatli ol. Tiyatrocuların kurallarına uy... Sakız çiğneme, cep telefonunu da açık unutma...Sözün özü tiyatrocuların beter insanlar olduğunu da asla unutma...
Bak bir de şunu asla unutma ve hatta çerçeveletip başucuna as. Üstad Shakespeare bu aktör taifesi için diyor ki: Aktörlerin diline düşmektense lağıma düşmek evladır. Hele bir de bir kısım medya ile birleşip de cephe alırlarsa size!Çünkü bunlar Dünyanın her yerinde varlar. Aralarındaki iletişim ise inanılır gibi değildir. Afrika'dan Antarktika'ya, Sibirya'dan Yeni Zelanda'ya konuşulur durursun onların diline düştüğünde.
Birbirleriyle de pek geçinemezler ama sözkonusu tiyatro olunca gerisi teferruattır ve hemen kenetleniverirler.
Aman dikkat!
Seni ayrıca sakız meselesini başörtüsü gerekçesine dönüştürmendeki ustalığın için yürekten kutluyorum.
Geçmiş olsun tekrar.
Tuncer Cücenoğlu
Odatv. com
Öncelikle geçmiş olsun kızım.
Anlatacağım olayları okuduğunda neden geçmiş olsun dediğimi anlayacak ve bana hak vereceksin.
Birinci olay yıllar önce Ankara Devlet Tiyatrosu Yeni Sahne'de yaşandı. Sahnelenmekte olan Bir Yastıkta; adında bir oyun. Oynayan aktörlerden biri Cüneyt Gökçer. Işıklar içinde yatsın Cüneyt Gökçer'i izlememişsindir ama adam Dünya çapında bir aktör ve rejisör. Üstelik Devlet Tiyatrolarının da genel müdürü o tarihlerde...
En ön sırada bir erkek seyirci; ayaklarını sahneye uzatarak yükseltiye yerleştirmiş. Elinde tespih, koltuğa iyice yayılmış ve oyunu seyretmekte. O zamanki görevliler salona aldıkları seyircilerin kabuklu yemiş ve meşrubatı içeriye taşımalarına izin vermediğinden olsa gerek, fındık fıstık da yemiyor, meşrubat da lıkırdatamıyor, mest olmuş bir şekilde Cüneyt Hocayı ve oyunu izliyor yalnızca. Cüneyt Hoca Seyirci velinimetimizdir; deyip oynamaya devam edeceği yerde, gözlerini dikmiş adama, önünden her gelip geçtikçe ya da gerekli gereksiz -ki bence bilinçli olarak- adamı kaş göz işaretiyle bacaklarını/ayaklarını toplaması için uyarıyor. Tıpkı Tolga Tuncer'in seni kaş göz işaretiyle ağzındaki sakızı çıkartman için uyarması gibi. Ama adamın tındığı falan yok. Birden ne mi oluyor?Oyun metninde olmadığı halde o koca Cüneyt Gökçer bir tekme atıyor zavallı seyirciye. Yandım anam! diye bağıran tiyatrosever, bacağının acısıyla kıvranırken bir ambülans isteniyor ve hastaneye kaldırılıyor zavallı adam.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Ferhan Şensoy'un bir oyununda, sıkıştığı zaman tuvalet için dışarıya çıkan, geri döndükten sonra da izleyemediği yerleri seyircilere soran meraklı bir seyircinin başına gelenler de ilginçtir. Ferhan'ın elinden kurtulması gerçek bir mucize örneği olmuştur bu zavallı adamın. Yani çişi geldiğinde tuvalete gitmeyip de salona mı işeseydi? işi bittikten sonra oyunu izlemeye geri dönmeyip Ferhan'ı izlemekten mahrum mu kalsaydı? Ferhan'a olan sevgisinin karşılığı bu mu olmalıydı?Ferhan Şensoy çok ayıp etmiştir yani.
Gene Levent Kırca'nın oyun sürerken cep telefonu ile konuşmakta olan masum bir seyircinin kafasına elindeki davulun tokmağını fırlatması ve tam isabet kaydederek adamın kanlar içinde koltuğa yığılmasına neden olması da hala konuşulan ve belleklerden silinmeyen bir olaydır.
Ya Müjdat Gezen'in, masumca çekirdek çıtlayan bir seyircinin kafasına, elindeki darbukayı geçirmesine ne dersin? Haldun (Dormen) ağabeyi bilirsin. Kibar ve zarif bir sanatçıdır. Ayakkabısını çıkartıp oyun izlemekte olan bir seyirciyi az kalsın boğacakken sağolsun Metin (Serezli) ağabeyin adamcağızı Haldun ağabeyin elinden güçlükle kurtardığı da hep anlatılır tiyatro çevrelerinde. Yani ayağını sıkmakta olan ayakkabıyı çıkartmasa mıydı bu zavallı adam?Üstelik bir haftadır banyo yapamamasının suçu onda mıdır, yoksa Sular idaresinde mi?
Bu tiyatrocular garip insanlardır Sümeyye kızım. Sen adını duydun mu bilmem ama bizim tiyatromuzu kuran Muhsin Ertuğrul diye bir adam vardı. Mustafa Kemal Atatürk istanbul Şehir Tiyatrolarında bir oyun izlemeye gelecek. Oyun başlamak üzere ama önder yok ortada. Muhsin Ertuğrul'daki cürete bak sen Perde zamanında açılacaktır; deyip başlatmış oyunu. Sonuç olarak yarım saat sonra gelmiş paşa. Muhsin Ertuğrul ne demiş biliyor musun Mustafa Kemal'e? ilk perde bitmeden alamayacağız sizi Sayın Cumhurbaşkanım. Sizi Müdüriyette ağırlayalım!; Paşa da kısmış sesini, yarım saat kadar paşa paşa oyalanmış orada. Yani kalıbının adamı değilmiş paşa. Sen yedi düveli hizaya getireceksin, bu ülkenin koskoca Cumhurbaşkanı olacaksın, kıçı kırık biri çıkıp seni içeriye salona almayacak. Olacak şey mi bu? Parayı veren o üstelik. Kapatırım dese kapatamaz mı tiyatroyu yani?
Aman bundan böyle daha dikkatli ol. Tiyatrocuların kurallarına uy... Sakız çiğneme, cep telefonunu da açık unutma...Sözün özü tiyatrocuların beter insanlar olduğunu da asla unutma...
Bak bir de şunu asla unutma ve hatta çerçeveletip başucuna as. Üstad Shakespeare bu aktör taifesi için diyor ki: Aktörlerin diline düşmektense lağıma düşmek evladır. Hele bir de bir kısım medya ile birleşip de cephe alırlarsa size!Çünkü bunlar Dünyanın her yerinde varlar. Aralarındaki iletişim ise inanılır gibi değildir. Afrika'dan Antarktika'ya, Sibirya'dan Yeni Zelanda'ya konuşulur durursun onların diline düştüğünde.
Birbirleriyle de pek geçinemezler ama sözkonusu tiyatro olunca gerisi teferruattır ve hemen kenetleniverirler.
Aman dikkat!
Seni ayrıca sakız meselesini başörtüsü gerekçesine dönüştürmendeki ustalığın için yürekten kutluyorum.
Geçmiş olsun tekrar.
Tuncer Cücenoğlu
Odatv. com
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar