bugün

terk edilmekten daha acı olan bi durumdur. herşey çok güzel giderken, en azından siz herşeyin çok güzel gittiğini düşünürken birden dünyanız başınıza yıkılır. terk edilmişsinizdir, hem de bir başkası için. başkası size tercih edilmiştir. sizden daha mı güzeldir, daha mı akıllıdır, daha mı uzundur, daha mı kısadır, çok mu konuşkandır yoksa çok mu sakindir, nedir sizden daha üstün yönü? günler geceler boyu sadece bu soruları sorarsınız, cevabını hiçbir zaman bulamayacak olmanıza rağmen. kendinizi değersiz, ezik hissedersiniz. kendinize olan güveninizi yitirirsiniz. bir daha hiç sevemeyeceğinizi ve bir daha hiç sevilmeyeceğinizi düşünürsünüz.

geceler günün en uzun saatleri olur çıkar, yatağınız size düşmandır. yorgunluktan sızacak duruma gelene kadar ayakta kalırsınız, her sabah işe giderken düşünmemek için yoldan geçen her arabanın plakasını okur, ezberlemeye çalışırsınız. okuduğunuz kitapların her paragrafı romanın kahramanıyla başlar sizin acınızla sona erer, tekrar tekrar aynı cümleleri okursunuz. yaşamın, yaşamanın hiçbir tadı kalmaz çünkü siz artık hiçkimsenin vazgeçilmezi değilsinizdir. onun yaptığını yapar ve siz de kendinizden vazgeçersiniz...
kişinin, aslında hep yalnız olduğunun göstergesidir...
olabilir...olursa kötü olur...ama çoğunlukla olur...*
bir gezginin istasyonlarından sadece biri olmaktır.
gelip kaldı, benim oldu sanırsın ama o bir başka istasyona gitmek için seni ardında bırakır. harcandığına mı, aşk diye sarıldığın yalana mı yoksa başkasının, senin içini titreten sevgiye sahip olduğuna mı yanacağını bilemezsin. ne desem öyle boş ki! ardından ağıt yakmak geliyor sadece aklıma:

yürüyorum hasretin, acının üstüne
sığmıyorum dünyaya, dar geliyor!
geceler mi uzadı, bu karanlık ne?
gönlümün bayramları, şenliği söndü...

seni kimler aldı, kimler öpüyor seni?
dudağında, dilinde ellerin izi var
deli gözlerin gelir aklıma
gülüşün, öpüşün, iç çekişin gelir...
güncel Önemli Başlıklar