bugün

islam dinidir.

sakin, var böyle bir şey. araştırdım oradan biliyorum. hani hep, "balık hafızalı" diyerekten taşak yaptığınız insanlar vardı ya? hepsinden teker teker özür dileyin ve öpün onları. islam dinine göre, bu coğrafyanın büyük çoğunluğunun inandığı dine göre, günde 5 vakit ezandan rahatsız olmayanların inandığı kitaba göre balıklar insanlarla taşak yapıyorlar resmen.

kuran-ı kerim'de bile belirtilmiş bu. yahu konudan sapacağım biraz, benim hakkımda atıp tutarken iyiydi değil mi kolpazarlar, sizler için araştırıyorum, okuyorum, sizlere aktarıyorum. neyse, balıklar efendim sadece sofralarımızı, rakı masalarımızı süsleyen canlılar değillermiş islama göre.

allah ın insanları sınamak için kullandığı canlılarmış. gerçi dünya üzerindeki her şey insanı sınamak için değil mi? önemli olan öbür taraf. burası nefis mücadelesinin verildiği oksijenli bir ortamdan ibaret.

(bkz: ahahaha ben buna gülüyorum yaa)

"Vaktiyle Davud "Peygamber" zamaninda, Kizildeniz kiyilarindaki kasabalardan birinde, balikçilikla ugrasan bir Yahudi kabilesi varmis. Bu kabile geçimini bununla saglarmis. Ne var ki baliklar, her Cumartesi günü akin akin bu kiyilara gelip ertesi güne kadar beklerler ve ertesi gün, yani pazar günü hep birlikte kalkar giderlermis. Ve haftanin diger günlerinde bu kiyilara hiç gelmezlermis. Bu sekilde yapmalarinin sebebi Yahudilere oyun oynamak, onlari bastan çikarmak imis. Çünkü "idrak" sahibi bu kurnaz baliklar, bilirlermis ki Tanri, Cumartesi günleri avlanmayi Yahudilere yasaklamistir. Balik'lar bunu bildikleri için yukardaki sekilde Yahudilere oyun oynalarmis. Ne var ki, böyle bir yasaga boyun egmek, Yahudi'ler için aç kalmak demek olurdu. Çünkü Cumartesi yasagina uyacak olurlarsa, baliklar diger günler kiyiya gelmedikleri için, aç ve sefil kalacaklardi. Bu nedenle, Tanri'nin yasagina uymayip Cumartesi günleri avlanmaya baslarlar. Bunu duyan Davud "Peygamber" Yahudi'lere bedduâ eder. Onun bedduâ'sini isiten Tanri gazaba gelir ve bu kasabadaki Yahudi'lerin tümünü maymun'a dönüstürür!

Simdi yukardaki masal ile ilgili olarak size sorsalar: "Inaniyor musun bunlara?". Ne dersiniz? Eger akilci egitimle yetistirilmis bir kimse iseniz, vereceginiz yanit elbette ki su tür'den olacaktir: "Hayir! Böyle seylere inanmam; velev ki bunlar mucize niteliginde seyler sayilsa bile. Çünkü gerçek aydin bir kisinin mucizelere inanmasi olasi degildir; meger ki çilgin olsun". Fakat bunu söylediginiz an Kur'ân'i inkâr etmis, ve dolayisiyle kâfir durumuna düsmüs olursunuz. Çünkü bu masal, Kur'ân'in Bakara ve A'raf sûrelerinde yer almis olup, Muhammed'in söylemesine göre, Tanri sözleri olarak söyle ifâde edilmistir:

"(Ey Muhammed!) Onlara, deniz kiyisinda bulunan sehir halkinin durumunu sor. Hani onlar Cumartesi gününe saygisizlik gösterip haddi asiyorlardi. Çünkü Cumartesi tatili yaptiklari gün, baliklar meydana çikarak akin akin onlara gelirdi; Cumartesi tatili yapmadiklari gün de gelmezlerdi. Iste böylece biz, yoldan çikmalarindan dolayi onlari sinamaktaydik..." (K. A'raf sûresi, âyet 163)"