bugün

nedense aklıma hep, küçükken giydiğimiz ve muhtemelen; freni olmayan bisiklete terlikle fren yaptığımız için ucu kopmuş terlikleri getiren söz. hani ayağımızın yarısının dışarda olduğu.
hatırladın? yanları yeşil fosforlu taytla kombine ettiğimiz terlikler.

hani böyle yolda görürsünüz bi bebeyi. o sogukta üstünde bi kazak ayağında terlik dilenir. çatlamış ellerine bakarsınız. siz sıcacık arabanın içindeyken size öyle bakar, bakar, bakar. zaman durur hani.

gözyaşlarınız göze, boğazınızdaki yumru kursağa asılı kalır.

sonra savaş resimlerindeki çocukların, tanklara taşla karşı koyduğu kareler gelir. yaşamadan daha gençliğini açmadan daha içindeki çiçeklerin solduğunu bilirsiniz ya.
asılı kalır hani umutlar bi kaktüsün ucuna, uçan balon misali.

sonra; tertemiz, üstü başı pak zengin veletlerin bombaların üstüne yazdıkları "nice mutlu yıllara filistinli çocuklar" yazıları gelir aklınıza, ve gökyüzüne bakar günaha girersiniz.

slayt olur da akar hani bu kareler kişinin dağarcığından aksak aksak. bi kez daha lanet edersiniz. çok değil 15 dakika sonra gündelik yaşama kaldığınız yerden devam edersiniz ya
işte öyle bişey.

öyle koyan sözlerden.

respect. no comment!

tanım: sagopa'nın 3 sefil şair şarkısından bi dize. çok can yakan. nedense her okuduğumda yüreği dağlayan.