bugün

aylardır endişelerimiz boşa değilmiş. süreç ocak ayında ankara gata'da başladı. babam yutkunmada zorluk çektiğini söyledi. dilinde bi yara vardı. gata normal bir ilaç tedavisini başladı. 2 ay sonra gittik kontrole.yara geçmemişti ve birazcık da olsa büyümüştü. durumun ciddiyetini fark edince tam virüsün en yoğun yaşandığı zaman dilimi olan martın 3.haftasından itibaren bizim hastane maceramız başladı.

ilk önce onkoloji hastanesinin kulak burun boğaz servisine gittik. patoloji sonuçları iyi çıkmadı. tümür kötü huyluymuş dediler. pandemiyi bahane eden onkoloji hastanesi doktorlar ileri bir tarihe ameliyat tarihi verince biz de hacettepe hastanesi öğretim görevlisi Taner Yılmaz'a ulaştık. 1 hafta önce hacettepe'de ameliyata giren babamın operasyonu 8 saat kadar sürdü. dilinin yüzde 40'lık kısmını aldılar. çeneye platin taktılar. şu an burundan besleniyor.

konuşma şu an oldukça zor. ama doktor 3 ay sonra normal konuşabileceğini söyledi. ama vücudun diğer bölümlerine metestaz yapıp yapmadığı 2 hafta sonra belli olacak.

şu an 2.evrede. sapasağlamdı babam, hastaneye yatışını kendisi yaptı, iştahı , duygu moral hali hastaneye yatmadan önce son derece iyiydi. ama şimdi...

bu yazıyı neden yazdım? deneyimlerimi paylaşıyorum, aynı hatalara düşmeyin.

1. asla asistan , intör denilen bazı doktorumsu zatlara soru sormayın. söyledikleri moral bozmaktan bir işe yaramıyor. hocalara sorun.

2. araştırma hastaneleri ,üniversite hastaneleri döner sermayesi olan hastaneler ücretli. bu tür ameliyatlarda prof. giriyorsa ameliyata, 6.000 liraya yakın bir ücreti var.

3.üniversite hastanelerindeki muamele-- özelllikle hacetttepe-----devlet hastanesindeki muameleden kötü. biz ameliyattan 3 gün sonra hocaya ameliyatla ilgili sorular sorabildik.

4.doktorların birisine babamın çenesi ile ilgili bir soru sormak istedim. diyaloğu aşağıya aktarıyorum. kelimesi kelimesine:

Ben:Bir bakar mısınız? Bir şey sorabilir miyim?
Genç Doktorumsu: Çabuk söyle, ne var?(odaya yöneldi)
Ben: Tamam, gelme. istemez.Çık burdan!
Genç Doktorumsu:( 1 dk sonra gelir) Neden böyle konuşuyorsunuz?
Ben: Sizden bir şey rica ettik. Bu tavrınız doğru muydu ?..

devlet hastaneleri çok çok iyi demiyorum ama burada sonuçta bir devlet adabı var. üniversite hastanelerinde ise daha çok özerk bir yapı var.
Allah şifa Versin.
Umarım kısa sürede iyileşir brom...

Bazen sözler anlamsız kalıyor böyle anlarda.

Yazıp yazmamak arasında kalıyorum ama benimde iki yakın akrabam kanserdi.

Birini gözlerimin önünde kaybettim ama ötekisi şuan sapasağlam hayatta.

Ümidini kaybetme.

Güçlü ol.

Üzüntünü kesinlikle ama kesinlikle onun yanında belli etme.

Her zaman gül ve pozitif enerji saç kendisinin yanında.

Biliyorum çok zor ama kendisi için yap bunu.

Çünkü yapabileceğin en iyi şeylerden biri bu olacaktır.
Allah acil şifalar versin. Dermansız dert vermesin kimseye.
geçmiş olsun.
Geçmiş olsun acil şifalar diliyorum.
Zor bir durum. Yorucu bir süreç. Tedavi boyunca Bu dönemde en çok gerekli olan ailece destek sevgi umut sabır mücadele. Daima pozitif olmak iyidir. Tüm hastalara Allah şifalar ve kolaylıklar versin. Eğer insanın yiyecek ekmeği varsa iyi olur. inşallah. Maddi tüm tedavilerin ve moral desteğin yanında Duaya da devam edin mutlaka. insanı hastalık değil ecel öldürür. Doktorların 6 ay ömrü kalmış dedikleri çene kanseri çok yakın tanıdığımız bir hastanın 12 sene yaşadığını gördüm. O yüzden cenabı allahtan ümid kesmemek lazım. Tekrar allah şifalar versin kardeşim..
Moralinizi bozmadan tedaviyi gerçekleştirin.

Sizin umudunuzu gördükçe, baban da umutlanacak.

Karamsarlık bu hastalığın baş düşmanı. Bak Özkan uğur ikinciye yendi bu illet hastalığı. Bunun gibi binlerce örnek var.

Bugün sana yarın bize.

Umudunuzu kaybetmeyin dostum. Acil şifalar.
keşke benim annenin başına gelseydi bu kanser. senin babana değil sayın yazar.

neyse geçmiş olsun umarım iyileşir.
geçmiş olsun, allah şifa versin kardeşim..
Hastane gercekten sans isi. Benim kiz kardesim belki 10 yil boyunca hastaneye gitti dogustan gelen hastaligi yuzunden. Ben onemli bir kismina sahitlik edemedim tabii, cok kucuktum. Ancak annem hastaligin tam teshisine ve dogru doktoru bulana kadar yasadiklarini her zaman anlatir. Oyle durumlardan bahseder ki, bu doktorlarin allah belasini versin dersin. Ama oyle de doktorlar var ki allah onlardan razi olsun der hep.

Anliyoruz doktorlarin uzerinde cok baski var, ama unutmasinlar ki baktiklari kisiler de birilerinin anasi, babasi, cocugu. Zaten insanlar aci cekiyor, kaygili ve yorgunken moral bozmaya, isleri zorlastirmaya gerek var mi.

Yazara da gecmis olsun, umarim 2 hafta sonra bu entrye bekledigimiz guzel bir edit yaparsiniz.