bugün

babalar annelerin çeyreğidir. annen yemek yapar, çamaşır yıkar, asar, ütüler, katlar, evin işini görür. baba parayı getirir surat beş karış, sinir küpü. peki anne ne iş yaptı bütün gün? onun yaptığı iş değil mi? o senin donunu yıkadı senin kadar sinirli değil. babaya birşey sorsan hemen bağırır. evladını çorabını soy, suyunu getir, kazağını getir, yemeğini önüne koy diye kullanır. bir anne öyle midir? senin arkanı kollar. uyku saatini, yemeni içmeni, kirlilerini temizlerini takip eder. ama o yinede bir baba kadar sinirli değildir. sonuç olarak babaların siniri kendi kibirinedir.
babalar seldir, anneler göl.
sel, coşar; göl, sakin.
Babalar çünkü açtır, Sinirlenen babanın yakınından en 1500 mm mesafede geçmek gerekir. Bakınız ben aç olduğumda devamlı kızarım doyduktan sonra sorun yok. E babalık gereği aile reisliği vazifesinide üstlendiğimizden dolayı sinirlenmek doğal ve karizmadır.
babaya duyulan saygı! nın kaynağı korku olmamalıdır zira insandır yaşlanır, yaşlanınca haliyle kimse ondan korkmadığı için saygı da biter. babaya duyulan saygının kaynağı sevgi olmalıdır. yaşlanınca korku biter ama sevgi bitmez bu nedenledir ki baba, çocuğa korku yerine sevgi aşılamalıdır. Babalara duyrulur.
Babadan babaya değişir.
öğretmenin iyi olması durumunda öğrencinin bunu suistimal etmesi durumuyla aynıdır.