bugün

benim bu.

alıyorum kitabı elime aradan 1-2 dakika geçiyor sanki kitap aydınlıkta okunulmaz gibi bir his oturuyor aniden içime. aydın hava pek bir laubali geliyor ve kitap dediğin gece loş ışıkta okunur diyorum içimden. fakat sadece çok saygı duyduğum ve sevdiğim kitapları gece okurum çünkü gecenin sakinliği ve olgunluğu , aydınlığın gümbürtüsü ve çocukluğundan yeğdir.

lan aklıma bir özlü söz geldi bunu yazarken bak yazıyorum:

insan bir güne benzer,
gün doğumu insanın doğumudur daha bebektir o zaman,
öğlenleyin bebek büyür ilkokul çağına gelir tek amacı hayattan zevk almaktır,
ikindi ergenliktir, arada kalmışlıktır; öğlen ile akşamın, karanlık ile aydınlığın, çocukluk ile büyüklüğün bu yüzden hırçındır çünkü bilir karanlığın geleceğini ...
akşam olgunluktur, artık beklenmedik şeyler olmaz bu insandan, karakteri oturmuştur bir hedefi vardır ve düşe kalka birşeyler yapmaya çalışır,
gece ise bu insan ölür, gün'ün bittiği gibi ...