bugün

türk savaş tarihinin kısa özetidir. ünlü tarihçi Fernard braudel'in, "ancak fethedilmek isteyen toplumlar fethedilebilir" önermesinin türk tarihi açısından değerlendirildiğinde doğruluğunun bir kanıtıdır.

türklerin en önemli alamet-i farikası olan dinsel ve etnik fanatizm tanımamaları dolayısıyla, girdikleri bütün topraklarda yaşayan ahali önceden türkleri benimsemiş ve mevcut tabiyetinden kaçmak için türk egemenliğine sığınmıştır.

örneğin, türkler anadolu kapısına yaslandıklarında, bizans zulmü altında ezilen ermeni ve süryanilerin bir kısmının türklere bazı yardımlarda bulunduğu bilinmektedir. bizans'ın baskısına rağmen, türklerin adaleti ve hoşgörüsü, anadolu'daki birçok kalenin kendiliğinden teslim olması sonucunu doğurmuştur.

din konusundaki tarafsızlığı ve hoşgörüsü nedeniyle selçuklu sultanı melikşah ermeni mathieu, ani'li samuel ve gürcü vakanüvisler gibi birçok hristiyan din adamı ve tarihçi tarafından övülmüştür.

girişteki özdeyişin sahibi olan braudel daha da ileri giderek istanbul'un 1453'te kendi kendini türklere verdiğini iddia eder. ortodoks kilisesi, kendini kurtaracak yegane yol olan latinlerle birleşmek yerine türklere boyun eğmeyi tercih etmiştir. bu karar onlar açısından isabetli olmuştur. zira latinlerle birleşselerdi, katolik baskısı altında dayanamayacakları kesindi. ancak, türklerin dinsel hoşgörüsü, doğu hristiyanlığı ve ortodoksluğun bugün dahi özerk olarak yaşamasına izin vermiştir.

bugün gelinen noktada ise doğu hristiyanlığı ve helenist milliyetçilik, can borcuna vefa göstermek bir yana, türkleri anadoludan atma sevdasına her zamankinden daha fazla sarılmış durumdadır. son günlerde, türk hükümetinin anadolu'nun eski sakinlerine yaptığı "size de yer var" çağrısı üzerine, yunan gizli servisi, anadolu'ya gönderdiği turist görünümlü memurları vasıtasıyla, mübadele ile terkedilen ve türklerin eline geçen arazilerin envanterini çıkarma işini neredeyse bitirmek üzeredir.

ermeniler ise lübnan ve tehcirle gönderildikleri diğer ülkelerden tekrar çağırıldılar. gelecekleri kesindir.

ancak, gelen eski dostların, dostane amaçlarla mı başka niyetlerle mi geldiklerini zaman gösterecektir. ancak unutulmamalıdır ki zaman bir gösterge olarak basit olduğu kadar acıdır da. çünkü geri almak imkanı yoktur ve gidenleri geri getirmek mümkün olmayacaktır.
bir bakıma doğru bir önermedir. çünkü feth etmek demek, artık onu kendinden saymak yani sahiplenmek demektir. bunun içinde yerli halkın seni özümsemesi gerekir. bunun dışında olanlara zaten fetih değil işgal denirdi. osmanlı kuruluş ve yükseliş yıllarında hoşgörüsünü hat safada tuttuğu için fetihleri hızlı ve kalıcı bir şekilde ilerlemiştir.