bugün

bu gün vefat eden sadun aren türkiye işçi partisi'nin önderlerindendir ve mahir çayan'ın bu yazısıyla kimi noktalarda haklı yanlar taşısa da daha çok yanlış yönlerden eleştirdiği, aslında sadece eleştirmediği, ayrıca bol bol hain dediği kişidir; çayan aklında ve zekasında birisi eğer öldürülmemiş olsaydı dün söylediği bu sözlerin çoğundan dolayı muhtemelen öz eleştiri yapardı; bu hem çayan'ın hem de sadun aren'in büyüklüğü olurdu; çünkü o dönemde thkp c, kırlardan gelip kentleri zapt etmek için tüm romantizmi, ataklığı, emperyalizmden nefreti, deneyimsizliği ve cahilliğiyle kır gerillası modelini önerirken; deniz gezmiş ve arkadaşları thko aracılığıyla benzeri duygular ve gerekçelerden yola çıkıp bezeri yetersizliklerle kentlerde gerilla mücadelesi vermeyi önermekteydi; buna karşı türkiye işçi partisi ise başta işçiler olmak üzere ezilen tüm kesimler içinde örgütlenmek, yılmadan, usanmadan onları milim milim eğiterek birlikte sosyalizme gitmeyi öneriyordu. bu konumuyla hemen sosyalizm önerdikleri için aslında türkiye işçi partisi bir anlamda fazla ileri bir hedef ortaya koyarak, cephe olanaklarını bir yana itmiş ve gerçekte sosyalizmi de demokratik aşamayı da uzağa atmış oluyordu; deniz ve çayan ise demokratik aşamayı öne koyarak, cephe gereksinimlerini belirterek doğru yapıyor ancak teorik yetersizlikler nedeniyle cepheyi dar küçük gruplara indirgiyor, günlük demokratik mücadeleye, burjuva demokrasisine ve onun olanaklarına nefretle gözünü kapatarak onları küçümsüyor ve hata yapıyordu. büyük yenilgi işte böyle geldi. ne sadece çayan, ne deniz, ne de aren, behice boran ikilisi değildi hatalı olan; sol kesim, çocukluk hastalığını yaşayarak, yanılarak, yenilerek kendini aşmaya çalışıyordu. bugün onların bu hatalarını görmeden gelip, benzeri romantizmle onları savunmak; onların hatırasına, deneyimine ve canları, kanları pahasına oluşturdukları birikime de bir anlamda ters düşmek demektir. geçmişin ilericileri, kendilerine eşit mesafeden bakılmasını hak etmişlerdir. hiçbirine haksızlık yapmamalıyız ama onların yanlışlarına gözümüzü kapatıp romantik, nostaljik tekrarlarla nereye gidebiliriz. en fazla az bir miktar yeni gençlik bundan biraz etkilenir... ve kısa zamanda ayılıp safları terk ederler. burada eksik olan gerçek bir değerlendirme, eleştiri, özeleştiri sürecidir. bu olmadan, sadece ölü sevicilikle, cahil ama atak olunarak, o günlerde söylenmiş sözleri ezberden sunarak ileri gidilebilseydi aradan geçen 37 yılda çoook uzaklara gidilmişti... konu, bir de bu açıdan bakılmayı hak etmiyor mu?
tip'den milletvekili seçilen sadun aren ile fikir ayrılığına düşen mahir çayan'ın kaleme aldıgı, ağır denebilecek eleştiriler içeren ve dönemin aydınlık dergisinde yayımlanan* makale.

edit : türk solu dergisinde yayımlanmış.