bugün

bir gün çerez yerken kardeşim benden doğal seçilimi anlatmamı istedi. ben de önümüzdeki bir tabak antep fıstığını yerken anlatacağımı söyledim. geniş bir tabak olduğu için hepsini ayrı ayrı görebiliyorduk. fıstıkları doğal ortamında yaşayan canlılar olarak görmesini istedim. çoğu insanın yaptığı gibi doğal olarak önce kabuğu en açık olanları yedik. kabuk ne kadar zor açılıyorsa o kadar sona kalıyordu o fıstıklar. diğer bir yandan kardeşim benden çok daha iyi bir açıcıydı parmak yapısı yüzünden. daha fazla fıstığı alt ediyordu. bir süre sonra açabileceklerimizin hepsini yemiş, tamamen kapalı olanlar ve çok az açıklığı olanları bırakmıştık.

kalan fıstıklar çiftleştiğinde yavruları da zor açılan veya kapalı kabuklara sahip olacaktı. açık kabuklular ise biz 2 avcı tarafından çoktan elenmişti. daha iyi fıstık açan kardeşim benden daha iyi beslenebiliyordu ve bu ona pek çok fayda sağlıyordu. kıtlık durumunda hayatta kalma olasılığı daha yüksekti, daha iyi beslendiği için daha verimliydi. böylece bu genlerini yavrularına daha rahat aktarabilecekti.

yıllar geçecek, antep fıstığı daha sert, daha sağlam bir kabuğa sahip olacak; avcılar ise daha sert tırnaklara ve dişlere, belki de daha gelişmiş bir zekaya sahip olup antep fıstıklarını açmanın yollarını bulacak. bu, türlerin nesiller boyu birbirlerini nasıl geliştirdiğinin öyküsü. 3,8 milyar yıldır.