bugün

ne güzel insandır.
özenilicek insandır.
severim annemi her gittiğimde kurabiyesiydi kekiydi, çok ilgi gösterir. ilk tanrı modelim, ilk aşkımdır kendileri.
aslında şanslı insan. yemek derdi yok, ütü derdi yok, sabah nasıl kalkıcam derdi yok - nasılsa anne uyandırır - , karşılıksız sevmesini de eklersek bence şanstır aynı evde olmak, yaşamak..
zordur zor... eve kız atmak için annenin bir yerlere gitmesini beklemek zorundasındır. anne de yavaş yavaş yaş almaya başladıysa artık bu tür beklentilerin de yok olmaya başlar. başka bir eve çıkmak ister, bir türlü cesaret edemezsin.
kimi zaman kendini bazen inanılmaz mutsuz, çaresiz hissedersin. bir an önce eve gidip düşünmek, susmak istersin. fakat bilirsin ki annen asla sana bu şansı tanımayacak, odana meyve kuruyemiş taşımaya ve ağzından laf almaya çalışacaktır. susturursun, alınır. onunla birlikteyken sanki daha hızlı yaşlandığını düşünmeye başlarsın. hayatın elinden kayıp gidiyormuş hissi seni bırakmaz.
ama her şeyi bir kenara bırakırsak, seni kayıtsız şartsız, saf ve temiz bir şekilde sonsuza dek sevecek bu kadınsız da ne yapacağını bilemezsin.
onun yerine, onun için bi çok şey yapan insana sahip en şanslı insandır.
yasayan en gerekli insandir.
edit: birakinda bi de kizlar bizi eve atsin, anamin yaninda oturayim ben.
kız düşürse bile annesinin onayını almak için kırk takla atması gereken insan.
(bkz: jonah falcon)demek ki keramet değilmiş.
hiç bir zaman kız düşüremez. hele hele kendi evi yoksa ve annesinin evinde yaşıyorsa kız meselelerini unutmalıdır.