bugün

"nerede bu adalet? " diye bağırıp isyan edeceğine allah'ın kurduğu düzeni anlamaya çalış, başarılı olursun. bu dünyada aslan ceylanı yer çünkü bu dünyada hakim ismi şerifler arasında acziyeti çağrıştıracak hiçbir esma yoktur. dolayısıyla kuvvetli güçsüz olanı yer.
sen hiç ceylanın aslanı yediğini gördün mü? hayır.. o zaman yaratılan dünyada bir sistem var. onu anla.
"nerede bu adalet? " diye bağırıp isyan edeceğine allah'ın kurduğu düzeni anlamaya çalış, başarılı olursun. bu dünyada aslan ceylanı yer çünkü bu dünyada hakim ismi şerifler arasında acziyeti çağrıştıracak hiçbir esma yoktur. dolayısıyla kuvvetli güçsüz olanı yer.
sen hiç ceylanın aslanı yediğini gördün mü? hayır.. o zaman yaratılan dünyada bir sistem var. onu anla.
El kuddus ismi hatadan, gafletten uzak anlamına gelir. adaleti de hatadan, gafletten uzaktır.
kimi müslümanın oldukça liberal yorumlarıyla değerlendirdiği adalet anlayışıdır.

şahsen yaklaşımları bana hoş gelse de, doğruluk adına itiraz etmem şart maalesef. şöyle ki:

1- söz konusu yorumu destekleyen ayetler olduğu gibi, onunla çelişen bir çok kuran ayeti vardır. hadislere ise hiç girmeyelim..

2- eğer yerlinin kültüründe belirli şartlar altında insan öldürmek bir suç olarak görülmüyor ve hatta ibadet olarak görülüyorsa (misal aztek, maya, inka kültürleri), insan öldürmesini nasıl cennetlik olmasına engel olarak görürüz? kimi kültürde zina suç değildir, kimi kültürlerde kadınlar birden fazla kocayla evlenebilir. bunların hali ne olacaktır?

3- dinin var olma sebeplerinden biri zaten doğru davranış standartlarını ortaya koymak değil midir? eğer insanların doğru davranış standartlarını (insan öldürmemek gibi) keşfetmeleri için din şart değilse, dine ne gerek vardır?
Nicklere bakip okumayacagim adalet anlayisidir.
Şurada iki tane gereksiz insanın konuşamayacağı anlayış.
adaleti göksel safsatalardan beklemek dünyaya karşı duyarsız kalmak olur. insanları bu tür saçmalıklar teselli ediyor.

ayrıca suç buradaysa ceza da burada olmalıdır. cezasını kesemiyorsak bunun sorumlusunu başka tarafta aramak yerine gene kendimizde aramalıyız.

aksi halde boş hayallerle kendimizi tatmin etmiş oluruz, bu da hiçbir şeyi çözmez.
kimi dindarın, sadece inanç açısından değil, mantık düzleminde değerlendirildiğinde bile var olduğunu ispat etmeye çalıştığı adalet anlayışıdır. öncelikle düzeyli tutumları ve içten çabaları için kendilerine teşekkür ederim. bakalım son argümanları mantıki açıdan ne kadar tutarlı?

1- öncelikle şu (bkz: allahın adalet anlayışı/#31307665) entrydeki 1. maddeyi atlayıp, ölen bebeklerin ahvali konusuna girdiklerini görüyoruz. ziyanı yok.. o noktadan da devam edebiliriz. fakat yine de, kendileri "vay namazını kılmadın" diye cehennemde ızgara kebap edilirken, türlü türlü geleneklerine uygun olarak ve islam'a kesinlikle alakası olmayan bir hayat süren, islama ve hatta günümüz standartlarına göre insani açıdan kabul edilemez nice günahları, zulümleri işleyen yerlilerin, sırf tebliği almadılar diye cennet köşelerinde keyif çatmalarını adil bulup bulmadıklarını öğrenmek isterim.

2- kafirlerin de cennetlik olabileceğini söyleyenler, tebliğin onlara yeteri kadar doğru, açık ve tafsilatlı ulaşıp ulaşmaması kriterini ortaya koyarlar. bu açıdan sınır nedir? mesela çin'in ortasında yaşayan bir köylü islam'ı duymuş olabilir ama ne kadar tafsilatlı? bu kişi cennetlik olabilir mi? peki fransa'nın bir köyünde yaşayan hıristiyan için ne demeli? keza burada "aktif arayış", "pasif duyma" noktasında da bir ayrım yok mudur? mesela islam'ı iyi kötü duyan bir kişi ne olduğunu iyice araştırmak zorunda mıdır? yoksa elbette kötülemeleri de içeren duyduklarıyla tatmin olup dini üzerinde kalsa uygun olur mu? "yok, illa araştırmalıdır" denirse, bu açıdan müslümanların ahvaline ne demeli? diğer dinleri yeteri kadar araştırmışlar mıdır? hadi onu bırakalım, tenezzül edip kuran'ı okuyanları kaç tanedir? sonuçta bu konularda ne denirse densin, kuran temelinde bir şey söylemek çok zordur. zira kuran'da ehl'i kitabın ehl'i necat olduğu da söylenir, diğer taraftan islam'dan başka dinin kabul edilmeyeceği, diğerlerinin cehennemlik olduğu da söylenir. kuran'a göre ehl'i kitap olmayanların cehennemlik olduğu ise kesine yakındır. neden bu kadar çok belirsizlik?

3- erken yaşta ölen çocukların ahvali hakkında ne diyorlarsa sadece bazı alimlerin çelişkili yorumlarından ibarettir. ortada çelişki vardır, zira konuyla ilgili açıklamalar hadislerdedir ve o hadisler çelişkilidir. misal müslümanların erken yaşta ölen çocuklarının cennetlik olacağı konusunda ittifak vardır ama kafirlerin erken yaşta ölen çocuklarının durumu çok tartışmalıdır ilgili hadislere göre. merak eden olursa konuyla ilgili hadisleri ve alim yorumlarını refere ederim. yine de bu hususlar üzerinde durmayıp, devam edeyim.

4- erken yaşta olan çocukların daha yüksek cennet katlarına ulaşma imkanının kesilmesi adil midir? bu arada "karakteri oluşmamış bir bebeğe karakter yüklemesi mi yapılacak?" problemi de var ama bizi tartışmamızın dışına sürükleyeceği için üzerinde durmuyorum.

5- "daha yüksek cennet katları" tezinin özünde mantıki bir problem yok mudur? malum, kuran'da cennetlik olanların hiç bir eksiklik veya üzüntü duymayacakları ifade edilmiştir. bu ifadenin cennet katı bağlamında bir istisnası da yoktur kuran'da. peki birileri daha alt cennet katlarındayken, daha üst cennet katlarında olanların hallerine bakıp, "eksiklik ve üzüntü" hissetmezler mi? diyelim ki şu veya bu sebepten dolayı hissetmediler, o zaman daha alttaki cennet katında olmakla, daha üstteki cennet katında olmak arasında bir fark kalır mı?

6- askerine sermaye veren padişah örneği... olmadı maalesef. sebep? bir tarafta türlü zorluklarla mücadele edip, uzun süre veya sonsuza kadar cehennemde kalma tehlikesi, diğer katta hiçbir azaba, sıkıntıya düçar olmadan cennetin en alt katında da olsa keyif çatma imkanı. hadi ama, doğruyu itiraf edin, ikinci grupta olmayı daha çok istemez miydiniz?
Bomboş bir beynin bunu anlaması neredeyse imkânsızdır.
Kimsenin anlamadığında karışıklık çıkaran durumdur farketmeden günah işletir anlaşılmadığında.
Kardeşim inanmıyorsan zaten sıkıntı yok dilediğin gibi yaşa ama inanıyorsan bu dünyanın adaletli olmayışının amacının bir sınav olduğunu anlarsın.
Alıntıdır;

Allah mutlak adildir; hiç bir kuluna zulmetmesi düşünülemez. Bu dünyada kullarına zulmetmeyen yüce Rabbimiz, elbette ahirette de zulmetmeyecektir. Zaten o Adili Mutlak için böyle bir şey düşünülemez.

Çocuk yaşta ölenler günahsız oldukları için cennete gideceklerdir. Büluğ yaşından sonra ölen insanlar ise iman, sevap ve günahlarına göre cennet veya cehenneme gideceklerdir.

Çocuk yaşta ölen insanın günahları olmadığı için cennete gitmeleri, Allah'ın rahmet ve adaletindendir. Büluğ yaşından sonra ölen insanlara ise, Allah hak vermiş ve bu hakları doğru yerde kullanmaları hâlinde cennette ebedi hayatı vereceğini vadetmiştir.

Cennet makamları sonsuzdur. Bir vakit fazla namaz kılan bir insanın cennetteki makamı ile eksik kılan insanın cennetteki makamı aynı olmayacaktır. Aynı şekilde bir günahtan sakınan insan ile sakınmayan insan arasında da çok fark olacaktır. Öyle ise kendilerine verilmiş bu hakları doğru yerde kullanan bir kişi ile çocuk yaşta ölen insanın cennetteki makamları bir olmayacaktır. Hatta -henüz kendisine farz olmadığı halde- çocuk yaştayken ibadet eden bir çocukla, çocukken ibadet etmeyen bir çocuk arasında dahi fark olacaktır.

Demek ki bunda bir adaletsizlik yoktur. Allah bu kuluna namaz ve salih amel işleyebilecek zaman vermiştir. Bu zamanı doğru yerde kullanıp cennetin yüksek makamlarını kazanma imkanı verilen insan, bu fırsatı tepip yanlış yerde kullanmışsa artık "Neden beni cezalandırıyorsun? Neden çocuk yaşta öldürmedin." demeye hakkı olmaması gerekir.

Küçük bir esnafın kazancı ile büyük bir şirketin kazancı bir olmaz. Esnafın getirisi küçük olduğu gibi götürüsü de küçük olur. Ancak şirketin böyle değildir. Getirisi büyük olduğu gibi götürüsü de büyük olacaktır.

Demek ki Allah, bize ömür gibi büyük bir sermaye vermiştir. Bir padişah bir askerine ticaret yapması için bir sermaye verse ve eline de bir pusula verse, buna uyması halinde büyük kazançlar elde edeceğini söylese ve o asker buna uymasa, kendi kafasına göre nefsinin ve hevasının isteklerine göre harcama yapsa elbetteki suçlu asker olacaktır. Asker padişaha neden bu sermayeyi bana verdin dese, elbetteki padişahın cevabı şöyle olacaktır. "Ben bu sermeyeyi pusuladaki şartlar dahilinde kullanıp kâr etmen için sana verdim. Sen ise buna uymayıp nefsin ve hevanın doğrultusunda kullandın." Elbette ki bu askeri cezalandırmak padişahın adaletidir. Doğru ticarette mükafatlandırması nasıl adalet ise, kaybettiği zaman cezalandırması da aynı adalettir.
Çekerim emaneti sikerim adaleti anlayışı hakimdir.
Bütün ateistleri toplayan başlık. Pardon adalet anlayışı.

Siz beyninizle yaşadığınız için daha çok çıkarımlarda bulunur ve inananları küçümsersiniz. Allah bize sadık imanı öyle bir versin ki başkalarının vızırtılarına kulak dahi vermeyelim....
Allaha inanıyoruz, adalete değil.

Bir ilginçliğe denk gelerek editliyorum; "allah seni hic yoktan yaratmadi mi nankor pislik." Denilmiş. Ne ilginç. Yaratırken bana sordu sanki yaratayım mı diye. istemiyorum belki ben.
(bkz: peygamberlerini katleden hain halklar) meselesini önlerine koyduğumuzda, kimisinin bazı imamların birbirini tutmayan yorumlarını ortaya koyarak var olduğunu iddia ettikleri adalet anlayışıdır.

itirazlarımız şunlar:

1- eğer o insanların doğrudan cennetlik olacağını veya tek bir tanrı olduğunu keşfettikleri durumda cennetlik olacağını iddia ediyorsanız, daha uygar bölgelerde yaşayan insanların suçu nedir? bir tarafta bazıları yapmadıkları yamyamlığı bırakmadıkları halde necat ehli olsunlar, diğer tarafta inanan insanlar sırf namazları eksik kaldı filan diye azaba layık olsunlar?

2- aynı sorun öldüklerinde cennetlik olacakları iddia edilen bebekler için de geçerlidir. doğup ölmekten başka bir şey yapmamış olanlar cennetlik oluyorsa, bin türlü zorlukla imtihan edilenlerin cehenneme atılmasında nasıl bir adalet görüyorsunuz?

3- bu kadar mühim bir mesele neden kuran'da açıkça izah edilmemiştir? neden böyle yorum ve tartışma konusudur? sakın sebebi mantıki bir izah getirmenin mümkün olmaması olmasın?
olmak zorunda olmayan anlayıştır.
yazmak istediklerimi sevgili dostum entrysinde belirtmiş sağolsun (#31307076)
adalet, sevgi, korku, görmek, işitmek, iyilik, kötülük gibi tüm sıfatlar insan içindir. tüm bunlardan üstün olanda zaten bu sıfatları göremeyiz. düşünün evrendeki her şeyi yaratmış bir varlık neden adaletli olmalı veya iyi / kötü olmalı ki ?
" Biz peygamber göndermediğimiz hiçbir topluluğa ceza verici değiliz " ayeti gereğince;

imam ı maturidiye göre bir insan a tevhid güvenli elden ulaşmadığı müddetçe sadece Rabbin i bulmakla mükellef tir. Böylece cennete gidecektir.

Imam eşari ye göre ise bir insana tevhid güvenli elden ulaşmadığı müddetçe imandan sorumlu değildir. Yani öldüğünde cennete gidecektir.

Allah ın sistemini kabul etmeyenlere bakın; faızcı, tekelci, zinakar, kibirlı, sarhoş, çıplaklığı seven, komşusu açken tok yatan, yetimi itip kakan, borç vermeyen, insana tepeden bakan kişilerdir. Islamı beğenmez ama elındede birşey yokturdur, kendi heves ve arzularından başka.

Allah ın kendisini yaratmasından şikayetçi olan dinsizler samimi iseler ölmeyi istesinler. Onun yarattığı nimetlerde istifade etmesinler. Anne ve babalarına kendisini dünyaya getirdiği için isyan etsinler. Ölümü dilesinler, hayatta kalmak için hiç bir çaba harcamasınlar.

Allah insana dünyada herşeye rağmen adalet vermez. Adaletini kitabıyla göndermiştir. Aynı zamanda insanları imtehan eder.
Kaderinizi ben yazdım hangi saniyede osurcagınızı bile biliyorum fekat kötü biriyseniz cehenneme atıcam haberiniz olsun. Wtf? Kaderimi yazmıyaydın bari keko maça 10-0 yenik başlattın mk.

Edit:imla
adalet insan mahsülü bir kavramdır. o sebeple insan üstü olduğu iddia edilen bir varlığa atfedilemez. yani demem o ki tanrı varsa bile adaletli olmak zorunda değil çünkü sonuçta tanrı istediğini yapmakta serbest.
müminlerin inançlarını "kanıttır" diye ortaya koymaktan öteye gitmeyen ve bolca sövgü içeren sözlerle savunduğu anlayıştır.

yahu bunca traş yapacağınıza, bakın şurada (bkz: peygamberlerini katleden hain halklar) bir başlık duruyor aylardır en öksüzünden, neden "allah'ın adaletinin" orada sözü geçen insanlara nasıl tecelli edeceğini izah edemiyorsunuz?
çok iyi bi insan şirke düşüp insanı tanrı yaparsa elbet bi cezası olmalı. di mi? (bkz: hristiyanlık)
(bkz: jesus lord)
gerektiği zamanda, gerektiği şekilde tecelli eder. Aceleci davranmamak lazım.
Cidden kafasiz kafasiz konusmayin, insafsiz nankorler. Allah seni hic yoktan yaratmadi mi nankor pislik. Burda simdi seni yaratana karsi bu soyledigin sozler seytanin sozleri mi.. Sen, aklini basina al ve biraz dusun, bu kadar nankor olma. Senin gibi yaraticisina karsi bu kadar nankor olan bir insan, ne kadar "iyi" bi insan da olsa asla iyi olamaz. Senin zihninde iyilik kavrami nedir bilemem ama benim dusunceme gore nankor bi pislik ne yaparsa yapsin asla iyi bi insan olamaz, hele de yaraticisina karsi. Boyle bi insan cehenneme mustehaktir...
inançlı kişinin inançlarının gereği olarak var olduğuna inandıkları adalet anlayışıdır.

mantık çerçevesinde değerlendirdiğimizde var olmadığını kolayca ispatlayabiliriz. fakat önceki tartışmalardan çok iyi biliyorum ki hangi mantıki argümanı ileri sürersek sürelim, yanıt olarak alacağımız cevap "allah dilediğini yapar. mülk onun olduğu için ne yapsa adildir" minvalinde olacaktır.
güncel Önemli Başlıklar