bugün

Yok kardeşim yok, olmayacak bu iş... Bu memlekette en okumuş yazmışların beyinleri bile dumura uğramış durumda. Okuduklarını anlamıyorlar katiyen ya da istedikleri şekilde anlıyorlar

Yahu ben burada uğraşıyorum, zihinsel azgelişmişlikten kurtulalım diyerek saçımı süpürge yapmış, didiniyorum.

Beyin dar kullanılmaktan küçülür, ama insanların beyinlerini kompartmanlara ayırması gerekir. Çünkü beynin zenginliğe ihtiyacı vardır ama küçülen beyinlerde kompartman yaratacak yer de kalmaz doğal olarak” diyen yazılar yazıyorum.

Sonra bir roman ortaya çıkıyor: Adı 'P', yazarı da adını Enis Roman olarak yazmış. P ile bunu birleştirince oluyor mu sana Penis Roman. Bu kadar kelime oyununa, kapağına da bazı muzlar konmasına rağmen, insanların bir tanesi dahi bunun bir kara mizah olabileceğine ihtimal vermiyor.

Başta gazeteciler olmak üzere romandaki penisin üzerine balıklama atlandı. Sadece onun boyu tartışılıyor edebi çevrelerde. Yahu kitabın tek bir sayfasını dahi açmasanız, sadece kapağından, adıyla yapılan oyundan, bir kara mizah olduğu apaçık belli.

Yok kardeşim yok, olmayacak bu iş... Bu memlekette en okumuş yazmışların beyinleri bile dumura uğramış durumda. Okuduklarını anlamıyorlar katiyen ya da istedikleri şekilde anlıyorlar. Ancak böyle davranarak rahat hissediyorlar kendilerini. Beyinleri tek bir bölümden oluşuyor. O kompartmana uymayan her şeyi reddediyorlar. Adam zor bir işe girişmiş, bir penisin romanını yazmış ya; onlar işin mizahını, yazarın becerisini, romanın kendisini bırakıp penis boyları ile ilgili tartışma açıyorlar. Çoğu insandan daha fazla beyin kapasitesine sahip olan, bu yüzden de beynini kompartmanlara ayırabilen Haydar Dümen, münakaşaya neden katılmadı bilemiyorum. Üstelik o, beyninin özellikleri nedeniyle iyi mizahtan da anlıyor.

Son tartışmada beni üzen nokta, neden kimsenin hatırımı sormadığı oldu. Çünkü malum; ben penis yazarı olarak bilinirim ya... Galiba toplumun geneli de benim gibi penisinden umudunu kesmiş olmalı. Bunun başka açıklamasını bulamıyorum.

Bir de benim romanım çıkınca ne olacak, onu endişeyle beklemeye başladım.

Yine malumunuz bir süredir, G noktasını ararken tamamen kaybolan ve bir daha bulunamayan adam başlıklı bir roman yazıyorum.

Şimdi söyleyeceğim, birçok insana sürpriz gelecektir biliyorum ama evet; bu da bir kara mizah romanı olacak.

Tek kompartmanlı beyinler, cehennemindeki insanlar eğer bu romandaki başlığı da ciddiye alırlarsa neler olacak, ondan korktum. Acaba beni bulmak için kaybolduğumu söylediğim bölgeye toplu aramalar filan mı düzenleyecekler? Ne olacak bunun sonu, mesele nerede bitecek nerede düzelecek işler?..

'P'yi mizah boyutuyla okursanız, kafanızı hayale takmazsanız, çok da keyif alacaksınız. Ben, bir başka projemden bu roman nedeniyle vazgeçtim. 'Uçan Penis' diye adlandırdığım kanatlı bir penisin maceralarını yazacaktım. Uçuyor ve konuyor bazı yerlere. Sonra da başına binbir türlü şeyler geliyordu. Artık yazamayacağım bunu. P romanından sonra orijinalite kalmadı. Üstelik o projemde sıkı bir çizgi filme dönüşme potansiyeli de vardı. Düşünsenize başlıkları; Homer simpson Uçan Penise Karşı veya Bugs Buny and the Flying Penis on the Road gibi şeyler.

serdar turgut