bugün

dini ve imanı bütün, iyi huylu nur nurani müslüman kitlenin akp çatısı altında birleşerek, yeni dünya düzeninde yeni bir güç oluşturmasından mütevellit; kafası karışık ve mantıklı düşünebilen vicdan sahibi laikçilerin de katılımıyla, ülkedeki laikçi popülasyonunu azaltması durumudur.
akıl ve mantık, ahlak ve vicdanın öngördüğü iyi huylu dindarlık modelini benimseyen insanların artışı doğal olarak laikçi sayısını azaltmıştır ve türkiye daha yaşanılabilir bir hal almıştır.
allah yar ve yardımcımız olsun.
akp iktidarıyla para ve güç için emperyalist kucağında oynaşan imamların sayısının artması gerçeğini değiştirmez.

abd emreder, komşu ve kardeş ülke halkına tecavüz edenlerin sırtını sıvazlarsın ama laikçiler (?!) azalır. allah müstehakınızı versin.
akp'nin yeni burjuvazinin temsilcisi olarak tek cephanesinin dini kullanarak onu alabildiğine sömürmek olmasının ve dizginleyecek mekanizmaların etkisini kaybetmesinin doğal sonucudur. özetle, cehalet kutsanmaktadır.

olay, sadece türkiye'ye özgü değildir. laik renklere sahip arap ülkeleri ve hatta batı ülkelerinde, din ve genelde muhafazakarlık yükseliştedir. türkiye dış etkilere son derece açık bir ülke olup, dünyayı takip etmektedir. sömürü sistemi, özgür düşünceyi ve bağıl olarak demokrasiyi, sınıfsal çıkarları için artık tehdit olarak görmektedir. sovyet sistemi varlığını sürdürürken, batıdaki sol akımların güçlü olması ve "özgür dünya" söylemi nedeniyle burjuva demokratik haklar üst sınırına erişmişti. berlin duvarının yıkılmasıyla simgelenen doğu blokunun çözülmesi ve kapitalizmin bu ülkelere egemen olması, emperyalizmi dizginsiz bir güç haline getirdi. sömürü sistemi, daha az ücret ve daha çok çalışma istiyor, yani maliyetleri düşürerek rekabet etmek ve aşırı kar elde etmek istiyor. böyle bir sistemde, demokratik haklar sömürücülerin kendi çıkarları için büyük tehlikedir. bu nedenle, tüm dünyada sosyal ve ekonomik haklar budanıyor, içeriği boşaltılıyor.

konuyu dindarlık vs. bağlamlarda ele almak, ekonomi politik bilimini yoksayan bir cahillik örneğidir. herşeyin arkasında, sınıfsal çıkarlar ve sömürü sistemini dine dayalı yarı demokratik ve "allah nasip ederse", "dikta" ortamında "ilahi güce dayanarak" ilanihaye sürdürme politikası vardır.
herkesi kendi gibi kaygan zeminde yaşadığını zanneden kişinin zırvasıdır. yoldan dönülmez o yolda ölünür.
sağlama miktarda popo korkusu nedeni ile olsa gerektir. ileri diktatokrasi ile yönetilen ülkemizde memleketin kültür bakanı(kültür bakanı ulan) bile erdoğan-tiyatrocular gamatosunda görüş belirtmekten ısrarla kaçınıyor, meclis başkanı(ss.urla izmir mot.taşıyıcılar koop. başkanı değil) dahi erdoğanın hışmından çekinip görüş beyan edemiyorsa daha ne olsundur. sizin de sağlam götünüz kasap çengelinde maydonoz tıkılı teşhiri ayan edebilir aman deyim ne o öle atatürk falan.hem siyasi simge kaka o pis.
kurnaz ve fırsatçı bir takım insanların konjektöre göre taraf değiştirmesi sonucu böyle şeyler oluyor, ayrıca laikliğin silahşörlüğünü yapan bazı insanların foyasının da meydana çıkmasıyla bu zihniyete karşı bir soğukluk yaşanmaktadır şu anda.
geçenlerde bir akp'li belediyenin afişini gördükten sonra inanmadığım tezdir. zira afişte belediye başkanı 'halkına laik projelere devam edeceğini' ilan ediyordu. böylece herşeye layık halkla, laik halk bütünleşmiş olduğundan bu tez de çürüyüp gitmiş oluyor.