bugün

ben, burada atasözlerimizi, deyimlerimize falan savaş açacak durumda değilim. ama olanı da söylemeyelim mi arkadaşlar? ne yani illa tuğba ekinci'nin 15 yıl önceki taş halinden mi bahsedelim? bir meme nasıl ısırılmalı, bu işin kararı nedir bunları mı anlatalım?

kutay hiç mi derman olmaz bir yaraya?

2 tane yanlış atasözümüzün versusu huzurlarınızda. ben, tabi atalarımızı da suçlamıyorum.

o dönemde pet şişe mi vardı? fabrika atığını nehre mi boşaltıyordu? en fazla hayvan leşi karışırdı o da nehrin aşağısına, sana gelene kadar dağılır giderdi. atalar da haklı.

peki ya terzinin kendi söküğünü dikememesi skandalı? düşündüm de bunda da suçlayamam. o dönemin terzisi demek ki sıkıntılıymış. belki de sadece kendisininkini değil sadece başkasının söküklerini de dikemiyorlardı. atalar naptı?

"terzi ahmetin mehmetin söküğünü dikemez" desek terziliği bitiricez babako en iyisi kendi söküğünü dikemez diyelim de milleti hafiften uyandıralım. isteyen gider yine terziye. sektörü bitirsek ahi teşkilatı kimden vergi alacak aga? dediler bence.

kutayla çıplak gerçek devam edecek.