abdullah öcalan ile ilker başbuğ u kıyaslamak

ilker basbug basliginin altinda veya bu müebbet hapis cezasinin istenmesiyle ilgili yerlerde sürekli, öcalan'i cikariyorsun ama basbug'a müebbet istiyorsun falan diyerek aciklama getiriliyor.

1. öcalan icerden sittin sene cikamaz. hali hazirda yemis oldugu 3-4 tane müebbet cezasi var. görüsmeleri bahane ederek, kemalizm'i doruklarina kadar yasamak sığ düsüncedir.
2. Basbug isledigi iddia edilen suclarla, öcalan kadar olmasa da ülkeyi tehdit altinda tutmustur. zaten istenen ceza da öcalan kadar degildir.

dolayisiyla elma ile armutu karistirmamak lazim. Başbuğ değil, atatürk olsa bu eylemlerin icine girdiyse kesilir ceza.

Askeriyenin 1. numarasi olmasi bir sey ifade etmez, zira derin devletle yönetilen bir ülkede yüksek makamlarda oturanlarin ne kadar o makami hak ettigi tartisilir.

-akpciliği doruklarında yaşayanlara gerçeği söylemektir efenim.

-akp kadar derin devlet olamaz.

-ya da şu anki sözde müebbet cezasını yazanlar da derin devletin ta kendisidir.

imkansızdır.

abdullah öcalan akp hükümetinin baş tacı iken, ilker başbuğ intikam alınacak bir düşmandır. zaten gizli tanık adı altında pkklı teröristlerin ifadeleri ile mahkum edilmesi, ilker başbuğ' un akp ve pkk' nın ortak düşmanı olduğunun kanıtıdır.

hükümeti devirmek ve darbe planı yapmakla suçlanmış bir genel kurmay başkanı bir yanda, 30 yıldır aleni bir şekilde türkiye cumhuriyeti' ni böylemeye çalışan abdullah öcalan diğer yanda.

şu sıralar hangisinin itibarı daha fazla? bunu görebilen gözler durumun farkına varacaklardır.

darbe marbe hakgetire de, akp' nin 10 yıldır aralıksız sürdürdüğü sivil darbe ne olacak amk?

şu son günlerde herkesin sık sık yaptığı şedir

binlerce insanın katili neredeyse affedilme noktasına gelmişken, genelkurmay başkanın ise sadece site kurmaktan müebbet hapsi istenmektedir

bu da ne insafa ne de hukuğa sığmaktadır...

postalcı kafasının yan etkisidir.
arkadaş, apo ile kıyaslayacaksan herkes melek kalır tabiki. kimi istersen kıyasla bak. kota açık.

Askere gitmeyenlerin veya gitse bile izmir sahillerinde görevini yapmis olanlari görmemizi saglayan kiyaslama olmustur.

dogu taraflarinda askerlik yapanlarin, daga cikip teröristleri sıkıştırdığınızda telsizden vur izni beklersiniz ama o izin gelmez.

+ Komutanim bir grup pkkliyi sıkıştırdık, teslim olun cagrisi yaptik atesle karsilik verdiler, vuralim mi ?
- Beni bekleyin, haber vericem.

( Aradan yarim saat gecer)

+ Komutanim, kacmak üzereler vuralim mi ?
- Bir sey yapmayin bekleyin.

( Aradan 1 saat gecer)

- dönün hicbir sey yapmayin.
+ tamam komutanim.

Bu teröristten daha cok teröristliktir.

Ama böyle seyler acik ve net ortadayken hala askeri iceri tikiyorlar ülke elden gidiyor diye feryat figan ediyorlar. ulan ülke elden gitmesin diye o askerler iceri aliniyor. uyanin artik amk. kör zihniyetle, kör gözle bakmayin her olaya.

-askerin bir postalı bile edemeyenlerin işidir efendim.

-apoyla karşılaştırınca potalcı diyenler de melek sayılmazlar.

Türkiye cumhuriyeti devleti savıcısının ve yandaş medyanın yaptığı iştir.

abdullah öcalan sittin sene içerinden çıkamazmış da, ölene kadar oradaymışmış.

çıkmasa kaç yazar amk! bu ülke şu anda 550 milletvekili + abdullah öcalan ile birlikte yönetiliyor mu yönetilmiyor mu? daha bir hafta önce imralı tutanakları ortalara döküldüğünde başbakan recep tayyip erdoğan yaptığınız gazeteciliği sikeyim demekten başka ne yaptı? bunun hakkında herhangi bir yalanlama geldi mi?

yüzlerine hassiktir oradan diyen adamla masaya otur du mu oturmadı mı?

daha utanmadan arlanmadan, taviz vermedik geri adım atmadık diyorlar ya üstelik yüzleri de kızarmadan. ulan başbakanlığını yaptığın meclisin üyelerini terörist başına ayağına gönderip ne istiyor neler yapalım diye sorduttun. daha nasıl bir taviz vereceksin!

ergenekon, balyoz ve türevleri davalar, ortak paydada buluşan pkk ile akp' nin intikam güdümlü davalarıdır. yargı denilen kuklaya istediğini yaptıran ısmarlama cezalar mevcuttur. aksi bir durum olsa deniz feneri davası hala görülüyor olurdu, deniz feneri hakkında örgüt var diyen savcılara 11 yıl istenmezdi, kopya var diyen savcılar merkeze çekilmezdi, madımak davasının zaman aşımına uğramazdı, hizbullahçıların serbest bırakılmazdı, erzurum' da hizbullah var diyen savcı açığa alınmaz, valiye sen ne iş yapıyon orada diye hesap sorulmazdı.

şöyle bir ortamda, kalkmışlar orospu olmuş adalete güven diyorlar.