bugün

sesini duymadan, nefes alış verişini hissetmeden, telefonunda bir "nasılsın mesajını, halini hatrını soracak birkaç cümleyi, ikonu" görmeden özleyerek, bekleyerek geçen günler... her gün "acaba şimdi ne yapıyordur, nerededir, kimle konuşur, ne düşünür, ne yer, ne içer, tarla kuşlarının uçuştuğu gökyüzüne eş saçlarının rengi hala tokasından koyu mu, adımları yalnız akan nehirler misali dingin mi, kaşı, gözü, özü inceldi mi, elleri yemek kokar mı..." gibi ne yapar ne eder sorularından bıkarsın artık. unuttuğunu ve unutulmuşluğunu kabul etmek kolay değildir. kızgın da değilim artık. önceleri kızardım, içerlerdim. isyan da etmiyorum. her şey onun yokluğunda, bıraktığı ıssızlıkta eriyip gitti. artık sadede dokunur oldu kanıma. arayıp sormaması. beni hala aynı duygu dünyasında, onunla tartışıp canını sıkacağım zamanların adamı olarak görmekten başka bi yere koymadığını anladım. "sen niye arayıp sormuyorsun, veya mesaj atmıyorsun sorusunun cevabı yoğunluktan, bi hatamdan, günahımdan felan değil, ters bir cevapla karşılaşmak istemiyorumdur. sanmıyorum ama o iyi kalpli biri, her şeyden önce iyi bir insan. ama ben sınırlarımı çizdim, ötesine geçemiyorum. içinden gelirse, konuşmak isterse arar ya da mesaj atar. benim diyecek bir şeyim yok. " monoloğuyla meşalemi yaktım. bence şu an ay ışığı odasına doldu, aydınlandı her yer...
90 gün endişelenmek için yeterli bir gün sayısı değildir.
7 ay 11 gündür olmayan durum.

29 nisanda arayıp malum konuyu dile getirdi sadece. Nasılsın bile demeden.
bana külleri kalsın...öyle böyle de günler geçip gitmiştir. ama yaz ama kış ama sonbahar bi tanıma sokmak gerçekten güç. o kadar da yer aradım bir yere gömeyim, kurtulayım diye ne bi yer ne bi toprak bulamadım onu gömmeye. gömünce kurtulabilecek misin o da kocaman muamma. biz bi yerde fena çarpıldık ama nerde bilmiyorum. o ölmek için elinden gelen her şeyi yaptı. ben sürekli kalp masajı yaptım. dibine su döküp büyüttüm yine her sabah. şimdi geriye dönüp baktığımda bir çiçek büyütmüşüm saksıya sığmaz olmuş. konuşmaz, gülmez, duymaz. açmış rengarenk ben görmemişim...
insana yeter be zalımın(!) Kızı dedirten durumdur. Evet hiçbir şey yapmiyor, belki bu bir suç değil hatta değil ama bazen bir sey yapmamak bir seyler yapmaktan daha çok suç sayılır. Tıpkı bir cinayet işlemiş gibi olur. Tıpkı hırsızlık yapmış gibi... evet. Bence en büyük suç burada hırsızlık. Kalp hırsızlığından ziyade Zaman hırsızlığı...
sevgilisi vardır. *
o kızı şimdi kimler arayıp soruyordur allah bilir .
araya giren o mesafe direk aşık olan kişiye girer.
eski sistemde hattı iptal olmak üzeredir.