bugün

Su istasyonları:
Bildiğin benzin istasyonu gibi tankerle su geliyodu bidona doldurtturuyodun.

Pazarda soğuk su satmak:
Soğuk su dediysek öyle 0,5 litre pet Şişe değil. Bildiğin cami şadırvanından 2,5 litre kola bidonuna su doldurup buzlukta soğutup bardak bardak satmak. 1 bardağı günümüz karşılığıyla 25 kuruş filan.

Kendine has otobüs yolculuğu:
Su poşette geliyor, neskafe 3ü 1 arada daha icat olmamış, şekeri ayrı, süt tozunu ayrı, kahveyi ayrı poşette veriyorlar sen karıştıyorsun, otobüste 2 tane 37 ekran tüplü tv var. Onlarda da paso tanrılar çıldırmış olmalı filmi izleniyor.

Ototeyp hırsızlığı:
Millet eve giderken teybini söküp yanında götürüyor.

Askerlerin anlamsızca hep intikal etmesi:
Kırsalda yaşayanlar bilirler. 50-100 kadar askerin sanki savaş çıkmışta ülkenin makus kaderini değiştirecek son müfrezeymişler gibi tam teçhizat dağ bayır yürümesi. Öyle doğuda, güneydoğuda filan da değil, Anadolu’nun Karadeniz’in kuş uçmaz köylerinde filan.

Otomobiller için yakıt tüketim aparatı safsatası:
Üstü plastikle kaplı iki mıknatısın yakıt hortumuna bağlanması sayesinde tüketimin düşeceğine inanılması. Bunu hangi şerefsiz ülkeye soktuysa kazandığı paranın hayrını görmesin amk!

Macunlanmış ama boyanmamış kaportalar:
Halkın fakirliğinden midir, boyanın olmamasından mıdır bilmem ama lüks arabalar bile macunlanmış ama boyanmamış gezerdi lan.

Aşırı ölümlü trafik kazaları:
Özellikle bayramlarda yolların hep kan gölüne dönmesi, televizyonlarda hep üstü gazeteyle örtülü cesetler. Otobüslerin karıştığı kazalarda 45-50 kişi filan ölmesi, ölenlerin isminin haberlerde verilmesi. 1 hafta 10 günlük bayram tatillerinde acı bilançonun 4 haneli rakamlara ulaşması.