bugün
- 26 mayıs 2024 konyaspor galatasaray maçı10
- hangi süper güce sahip olmak isterdiniz11
- yazarların bugün içtiği sigara sayısı18
- mert hakan yandaş26
- türk kızları neden gülümsemiyor15
- pornhub com10
- istanbul'a taşınmak isteyenler için tavsiyeler14
- türk erkeklerindeki iğrenç detaylar19
- neden yazarlık yapıyorsunuz20
- true bekarsa ispatlasın13
- evlenmelik sözlük erkekleri13
- sözlükteki en sapık 10 yazar16
- mika raun'un gelinlik giymesi10
- sokak hayvanları uyutulacak40
- fettullah gülen'in ölmesi22
- ölen arkadaşın karısının seksi olması9
- namaz kılan kemalist fayda görür mü11
- icardi190513
- kızlar kendi aralarında ne konuşuyor15
- fenerbahçe amblemindeki ot9
- yaya geçidinde kendini yola atan alman16
- dinci geri zekalılar ile insanlığın mücadelesi17
- online 28 yazar şu an ne yapıyor16
- bir kadın nasıl susturulur27
- 24 mayıs 2024 panathinaikos fenerbahçe beko maçı11
- türk kızlarındaki zenci merakı15
- menzilcilerin gay gay hareketleri13
- bir kadına söylenebilecek en güzel iltifat19
- iremga'yı taşlamak17
- türkiye fakirse halk neden obez37
- dünya türkiye'nin neyini kıskanıyor14
- lise eteğini saklayan hatun13
- karşı cinste çekici gelen özellikler14
- putine bir savaş taktiği ver12
- ideal erkek boyunun 195 olması16
- ameliyatla erkek oldum soruları alayım19
- rüyada olduğunu fark etmek8
- zalbert kızsa kanıtlasın11
- hayırlı cumalar9
- biontech aşısı olan insan9
- kitap okumanın zararlı ve gereksiz olması9
- iran cumhurbaşkanının cennete girişi12
- beşiktaş ın fenerbahçe yi geçmesi12
- 23 mayıs 2024 beşiktaş trabzonspor maçı19
- e f e8
- aydinoglu bombala21
- bir erkek nasıl rahatlar15
- kocaeli de asansöre sıçan adam8
okunması gereken yazıdır.
ekonomide yapılan tarihi yanlışları anlatan yazıdır.
yazı şöyle:
Büyük, gösterişli ve pahalı projeleri yetmedi kendine yeni saray yaptırdı. Devlet idarecilerinin lüks düşkünlüğü ve israftan kaçınmaması yüzünden malî sıkıntı yaşanmaya başlandı. Bu durumu aşmak için, para basıp vergileri yükseltti. Fakat malî sıkıntı daha da arttı.
Paranın hiçbir değeri yoktu. Halkın satın alma gücü o kadar zayıfladı ki, ülkede dert yanmayan, veryansın etmeyen kimse kalmadı!
Ülkeyi yöneten ise bu duruma karşı yiyecek ve diğer temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarını düzenlemeye çalıştı. Çünkü aç ahali isyankâr olabilirdi.
*
Bunu önlemek için çeşitli ekonomik önlemler aldı ama enflasyona çare olmadı. Baktı ki olmuyor bir şeyi 40 defa söylersen olurmuş misali, temel gıdada yaşanan korkunç fiyat artışlarını tüccarların açgözlülüğüne bağladı.
Gariban halk da bu duruma inandı.
Hemen ardından "Fiyatların En Üst Sınırına ilişkin Kararname"yi çıkardı.
Böylece bine yakın mal ve hizmetin tavan fiyatını sabitledi.
Aynı kararname ile bu fiyatların üzerinde mal ve hizmet satmaya kalkışacaklara da ağır cezalar getirdi.
*
Tüccarı hedef alan ve ceza içeren kararname halkta büyük bir memnuniyet yarattı. Hatta enflasyonun altında ezilen öfkeli tüketiciler esnafı suçladı.
Ülkede kısa süreli enflasyonda bir iyileşme sağlamış gibi göründü. Ama işin aslı ekonomi çökmüştü.
Zira acı gerçek çok kısa bir süre sonra ortaya çıktı. Çünkü kararnamedeki malların fiyatları üretim giderlerinden bile çok düşük tutulmuştu. Böyle bir durumda üretici zararına üretir mi?
Elbette üretmedi!
Ticaret durma noktasına geldi.
Maaşlı insanların paraları, değer kaybıyla pul oldu.
*
Satışları durduran esnaf bu kez stokçulukla suçlanıp cezalandırıldı. Ticareti terk edenler ise, "Baba mesleğini terk eden kişi, savaştan kaçan asker gibidir... Herkes babasının mesleğini sürdürmek zorundadır." şeklinde tuhaf yasalarla ticaret yapmaya zorlandı.
*
Bu dönemde yaşayan düşünürlerden biri o günleri şöyle anlatıyordu: "'O' aynı zamanda, yaptığı çeşitli hukuksuz işler yüzünden fiyatların korkunç derecede artmasına sebep oldu.
Bir yasa çıkararak fiyatları sınırlamaya kalkıştı. insanlar en küçük bir malı satışa çıkarmaktan korkar oldular ve görülmemiş bir kıtlık baş gösterdi."
*
"O" diye bahsedilen kişi, 284-305 tarihleri arasında başta olan Roma imparatoru Diocletianus'du.
(Bu dönemle ilgili detaylı bilgi için Hasan Malay'ın "imparator Diocletianus'un Yüksek Enflasyonla Mücadelesi" başlıklı makalesine bakabilirsiniz.)
*
Ekonomi uygulamaları ne kadar da tanıdık değil mi?
Nasıl olmasın ki, millet gider aya biz gideriz yaya.
Her işimiz ters.
iş bilen insan için yaptığı yanlış tecrübe olur, doğru bulunur.
Ama bizde yanlışlar dünyadan aya yol olur.
Bir de üstüne yol yaptılar diye alkışlanır.
*
iktidara geldiklerinden bu yana devletin tüm gelir getiren kurumlarını satıp, üstüne cumhuriyet tarihinin borçlanma rekorunu kırdılar.
Mirasyediler gibi davrandılar!
Ülkeyi üreten değil, tüketen bir topluma dönüştürdüler.
Ama bunları yaparken de sürekli böbürlendiler.
işte övündükleri bu ekonomiyi; el parasıyla, borçla, geçmiş dönemlerde yapılanları satarak çevirdiler.
Ama "Tulumbada su bitti."
Şapka düştü kel göründü.
Fakat suçlu ya da sorumlu hep başkaları oldu.
Oysa bir fabrikada bekçi olsanız fabrikanın güvenliğinden, bir okulda öğretmen olsanız, öğrencilerin eğitiminden, bir hastanede doktor olsanız, hastalarınızın sağlığından, en basiti bir çoban olsanız güttüğünüz koyunlardan sorumlu olursunuz. 18 yıldır ülkeyi AKP iktidarı yönetiyor fakat hiçbir sorumluluğu yok. Benzine ve motorine yapılan zammı bile "Otomatik sistem yapıyor, biz yapmıyoruz!" diye açıklamıştılar.
Vallahi pes doğrusu!
*
istedikleri kadar inkâr etsinler, yok öyle bir şey desinler görüyorsunuz işte hayat pahalılığını, alım gücünün düşmesini...
Artan gıda fiyatlarına karşı sorumluluk alıp, acaba biz nerede yanlış yaptık demek yerine, esnafı suçluyorlar.
Yetmiyor gıda fiyatlarına karşı vatandaşın ezilmesine izin vermeyeceklerini söylüyor, cezası ağır olabilir diye sanki bu fiyat artışlarının sorumlusu esnafmış gibi tehdit ediyorlar.
*
Aslında dönüp dolaşıp sürekli aynı yere geri geliyorlar.
18 yıldır hemen her şeyden vergi aldılar. Diğer yandan elde avuçta ne varsa "Devlet ekonomiyle, ticaretle, imalatla uğraşamaz." diyerek sattılar.
Sonra da çıkıp tanzim satışı adı altında domates, biber işine girdiler. Hatırlarsınız bunları. Galiba şimdi de market açacaklar.
Vatandaşı biraz da öyle oyalayacaklar.
Olmadı yeni bir anayasa tartışması başlatıp gündemi değiştirecekler.
*
Diyeceğim; Osmanlı torunuyuz diyorlar da, ecdat gemileri karadan yüzdürürken, bunlar ekonomi uygulamalarını 1753 yıl geriye götürdüler.
Yaptıkları yanlışlar "dinsiz" Diocletianus'a bile rahmet okuttu.
Emeği geçenleri tebrik ederim.
kaynak: https://www.gunboyugazete...ine-girecekler-5497yy.htm
yazı şöyle:
Büyük, gösterişli ve pahalı projeleri yetmedi kendine yeni saray yaptırdı. Devlet idarecilerinin lüks düşkünlüğü ve israftan kaçınmaması yüzünden malî sıkıntı yaşanmaya başlandı. Bu durumu aşmak için, para basıp vergileri yükseltti. Fakat malî sıkıntı daha da arttı.
Paranın hiçbir değeri yoktu. Halkın satın alma gücü o kadar zayıfladı ki, ülkede dert yanmayan, veryansın etmeyen kimse kalmadı!
Ülkeyi yöneten ise bu duruma karşı yiyecek ve diğer temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarını düzenlemeye çalıştı. Çünkü aç ahali isyankâr olabilirdi.
*
Bunu önlemek için çeşitli ekonomik önlemler aldı ama enflasyona çare olmadı. Baktı ki olmuyor bir şeyi 40 defa söylersen olurmuş misali, temel gıdada yaşanan korkunç fiyat artışlarını tüccarların açgözlülüğüne bağladı.
Gariban halk da bu duruma inandı.
Hemen ardından "Fiyatların En Üst Sınırına ilişkin Kararname"yi çıkardı.
Böylece bine yakın mal ve hizmetin tavan fiyatını sabitledi.
Aynı kararname ile bu fiyatların üzerinde mal ve hizmet satmaya kalkışacaklara da ağır cezalar getirdi.
*
Tüccarı hedef alan ve ceza içeren kararname halkta büyük bir memnuniyet yarattı. Hatta enflasyonun altında ezilen öfkeli tüketiciler esnafı suçladı.
Ülkede kısa süreli enflasyonda bir iyileşme sağlamış gibi göründü. Ama işin aslı ekonomi çökmüştü.
Zira acı gerçek çok kısa bir süre sonra ortaya çıktı. Çünkü kararnamedeki malların fiyatları üretim giderlerinden bile çok düşük tutulmuştu. Böyle bir durumda üretici zararına üretir mi?
Elbette üretmedi!
Ticaret durma noktasına geldi.
Maaşlı insanların paraları, değer kaybıyla pul oldu.
*
Satışları durduran esnaf bu kez stokçulukla suçlanıp cezalandırıldı. Ticareti terk edenler ise, "Baba mesleğini terk eden kişi, savaştan kaçan asker gibidir... Herkes babasının mesleğini sürdürmek zorundadır." şeklinde tuhaf yasalarla ticaret yapmaya zorlandı.
*
Bu dönemde yaşayan düşünürlerden biri o günleri şöyle anlatıyordu: "'O' aynı zamanda, yaptığı çeşitli hukuksuz işler yüzünden fiyatların korkunç derecede artmasına sebep oldu.
Bir yasa çıkararak fiyatları sınırlamaya kalkıştı. insanlar en küçük bir malı satışa çıkarmaktan korkar oldular ve görülmemiş bir kıtlık baş gösterdi."
*
"O" diye bahsedilen kişi, 284-305 tarihleri arasında başta olan Roma imparatoru Diocletianus'du.
(Bu dönemle ilgili detaylı bilgi için Hasan Malay'ın "imparator Diocletianus'un Yüksek Enflasyonla Mücadelesi" başlıklı makalesine bakabilirsiniz.)
*
Ekonomi uygulamaları ne kadar da tanıdık değil mi?
Nasıl olmasın ki, millet gider aya biz gideriz yaya.
Her işimiz ters.
iş bilen insan için yaptığı yanlış tecrübe olur, doğru bulunur.
Ama bizde yanlışlar dünyadan aya yol olur.
Bir de üstüne yol yaptılar diye alkışlanır.
*
iktidara geldiklerinden bu yana devletin tüm gelir getiren kurumlarını satıp, üstüne cumhuriyet tarihinin borçlanma rekorunu kırdılar.
Mirasyediler gibi davrandılar!
Ülkeyi üreten değil, tüketen bir topluma dönüştürdüler.
Ama bunları yaparken de sürekli böbürlendiler.
işte övündükleri bu ekonomiyi; el parasıyla, borçla, geçmiş dönemlerde yapılanları satarak çevirdiler.
Ama "Tulumbada su bitti."
Şapka düştü kel göründü.
Fakat suçlu ya da sorumlu hep başkaları oldu.
Oysa bir fabrikada bekçi olsanız fabrikanın güvenliğinden, bir okulda öğretmen olsanız, öğrencilerin eğitiminden, bir hastanede doktor olsanız, hastalarınızın sağlığından, en basiti bir çoban olsanız güttüğünüz koyunlardan sorumlu olursunuz. 18 yıldır ülkeyi AKP iktidarı yönetiyor fakat hiçbir sorumluluğu yok. Benzine ve motorine yapılan zammı bile "Otomatik sistem yapıyor, biz yapmıyoruz!" diye açıklamıştılar.
Vallahi pes doğrusu!
*
istedikleri kadar inkâr etsinler, yok öyle bir şey desinler görüyorsunuz işte hayat pahalılığını, alım gücünün düşmesini...
Artan gıda fiyatlarına karşı sorumluluk alıp, acaba biz nerede yanlış yaptık demek yerine, esnafı suçluyorlar.
Yetmiyor gıda fiyatlarına karşı vatandaşın ezilmesine izin vermeyeceklerini söylüyor, cezası ağır olabilir diye sanki bu fiyat artışlarının sorumlusu esnafmış gibi tehdit ediyorlar.
*
Aslında dönüp dolaşıp sürekli aynı yere geri geliyorlar.
18 yıldır hemen her şeyden vergi aldılar. Diğer yandan elde avuçta ne varsa "Devlet ekonomiyle, ticaretle, imalatla uğraşamaz." diyerek sattılar.
Sonra da çıkıp tanzim satışı adı altında domates, biber işine girdiler. Hatırlarsınız bunları. Galiba şimdi de market açacaklar.
Vatandaşı biraz da öyle oyalayacaklar.
Olmadı yeni bir anayasa tartışması başlatıp gündemi değiştirecekler.
*
Diyeceğim; Osmanlı torunuyuz diyorlar da, ecdat gemileri karadan yüzdürürken, bunlar ekonomi uygulamalarını 1753 yıl geriye götürdüler.
Yaptıkları yanlışlar "dinsiz" Diocletianus'a bile rahmet okuttu.
Emeği geçenleri tebrik ederim.
kaynak: https://www.gunboyugazete...ine-girecekler-5497yy.htm
güncel Önemli Başlıklar