bugün

şu ülkede tatlı su solu, dinciler ve kürt/kürtçüler mağdur edebiyatını birbirlerinden öğrenmişlerdir..
kendilerine höyt dense yahut tırnakları kırılsa bunu bire bin katıp ballandırara ballandıra gündeme getirmekten usanmazlar..
"evin aranması" gibi normal sıradan bir şeyi sanki "insanların evleri silah zoruyla basıldı, gözleri bağlanarak karakola götürüldü" gibi lense ederler mesela..
dincilerin ikna odaları silsilesi de buna benzer. insanları üniversite önlerinde darp ettiler, bu odalara hapsederek aşağıladılar gibi anlatırlar bire bin katarak..
öbür tarafın yobazları (islami olmayan kesimin yobazları) da şu ülkede akabenin değirmenine su taşıyan, bu kadar güçlenmesinin önünü açanlardan olmuştur..
yıllarca islami kesimin müslümanlara yapılan sözde zulmün acısını çıkarmakta olduğu algısı yaratıldı, "ergenekon balyoz 28 şubatın intikamıdır." denildi. 28 şubatın sivil kanadı da çeşitli suçlamalara maruz kaldı.
akabeden ne kadar rahatsız olduğumu bilen bilir.. ancak tayyonun şu ülkede yaptığı ender/sayılı iyi işlerden biri medyadaki eski sosyalistleri, cihangircileri entelleri öncesinde iyice kullanıp sömürdükten sonra acımadan postalaması oldu. kimilerini medyadan çekti, kimilerini de gözünün yaşına bakmadan hapse yolladı..
aydın geçinenlerdeki bu kafa yapısı (batı saksoculuğu, kürt sempatizanlığı öte yandan habire kendi milletini kötüleme merakı, despot imajları.) akabe için altın madeni oldu malesef..