bugün

suskunluğum,
ciğerimden çıkan dumanın,
boğazımdaki boğukluğu.
öfkem,
görünmeyecek kadar,
acıyla karışık.

en zoru,
böyle yaşamak.
bile bile, yana yana.
hala onun yanına gideceğini bilmek,
kızgın ateşlere basmak gibi belki senin için,
ama daha kötüsü
beni korlamak bir yandan.

beni bile bile, yürüdükçe sen,
belki de zamanla bu bir bilinçsizlik değil,
bir tercih olacak.
ve işte o zaman heryer,
alev alev yanacak.

umudum var hala,
ellerim,
yüzüm ıslak.
hüzünle gelen
yine bu şubatın sonu.

göğsümdeki eli,
bir başkasına tutturan
bir verip, bin alan
o gözleri sahibinden çalan
yine bu şubatın sonu.