bugün

20 yaşına gelip bakın ben dostoyevski okuyorum, haha edebiyat benim, entelektüel benim diyenden daha evladır. adam belki rus edebiyatını sevmiyordur, belki karakterlerin psikolojik çözümlemeleri ve bireysellik yerine daha toplumsalcı bir bakış açısını seviyordur.

edit: hata giderildi.
Kendi halinde takılan yazardır. Küçük düşünür, felsefeyle ve kitaplarla arası iyi değildir.
sayfalarca süren betimlemelere tahammül edemeyen yazardır. şahsen en sevdiğim yazarlardan olmasına, karakterlerinin ruh halini mükemmel bir biçimde yansıtışına hayran olmama karşın, bu mükemmel ifade edişin getirdiği bir kötü özellik olan betimlemeye boğulma halini dostoyevski okurken çok yaşamışımdır. o dönem okurları için bize sıkıcı gelen betimlemeler belki de hayati önem taşıyor olabilir, bir odayı direkt olarak gözlerinin önüne getiremiyor ve her ayrıntının anlatılması onlar için gereklidir belki; ancak 21. yy insanları için bu detaylar sıkıcı ve luzumsuzdur artık. yine de ''dostoyevskidir'' deyip okuyoruz ve seviyoruz. sevmeyene de ''nasıl sevmezsin?'' diyemiyoruz.