bugün

1-Ankara Fişek Fabrikası (1924)
2-Gölcük Tersanesi (1924)
3- Şakir Zümre Fabrikası (1925)
4-Eskişehir Hava Tamirhanesi (1925)
5-Alpullu Şeker Fabrikası (1926)
7-Uşak Şeker Fabrikası(1926)
8-Kırıkkale Mühimmat Fabrikası (1926)
9-Bünyan Dokuma Fabrikası (1927)
10-Eskişehir Kiremit Fabrikası (1927)
11-Kırıkkale Elektrik Santrali ve Çelik Fabrikası (1928)
12- Ankara Çimento Fabrikası (1928)
13-Ankara Havagazı Fabrikası (1929)
14-istanbul Otomobil Montaj Fabrikası (1929)
15-Kayaş Kapsül Fabrikası (1930)
16-Nuri Killigil Tabanca, Havan ve Mühimmat Fabrikası (1930)
17-Kırıkkale Elektrik Santrali ve Çelik Fabrikası (1931- Genişletildi)
18-Eskişehir Şeker Fabrikası (1934)
19-Turhal Şeker Fabrikaları (1934)
20-Konya Ereğli Bez Fabrikası(1934)
21-Bakırköy Bez Fabrikası (1934)
22-Bursa Süt Fabrikası (1934)
23-izmit Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası (1934 Temel atma)
24-Zonguldak Antrasit Fabrikası (1934 Temel Atma)
25-Zonguldak Kömür Yıkama Fabrikası (1934)
26-Keçiborlu Kükürt Fabrikası (1934)
27-Isparta Gülyağı Fabrikası (1934)
28-Ankara, Konya, Eskişehir ve Sivas Buğday Filoları (1934)
29-Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası (1935 - Tamamlandı)
30-Kayseri Bez Fabrikası (1934 Temel atma)
31-Nazilli Basma Fabrikası (1935- Temel atma)
32-Bursa Merinos Fabrikası (1935 Temel Atma)
33-Gemlik Suni ipek Fabrikası (1935 Temel Atma)
34-Keçiborlu Kükürt Fabrikası (1935)
35- Ankara Çubuk Barajı (1936)
36-Zonguldak Taş Kömür Fabrikası (1935)
37-Barut, Tüfek ve Top Fabrikası (1936)
38-Nuri Demirağ Uçak Fabrikası (1936- ilk Türk Uçağı NUD-36 Üretildi)
39-Malatya Sigara Fabrikası (1936)
40-Bitlis Sigara Fabrikası (1936)
41-Malatya Bez Fabrikası (1937 temel atma- Bu fabrika hariç bütün bez ve dokuma fabrikaları Atatürk'ün sağlığında açılmıştır.)
42-izmit Kağıt ve Karton Fabrikası (1934- Temel Atma)
43-Karabük Demir Çelik Fabrikası (1937- Temel Atma)
44-Divriği Demir Ocakları (1938)
45-izmir Klor Fabrikası (1938- Temel Atma)
46-Sivas Çimento Fabrikası (1938-Temel Atma)

NOT: Bu fabrikalar sayesinde 1929-1938 yılları arasında ağır sanayi üretimi %152 artarken toplam sanayi üretimi %80 artmıştır. Kömürde %100, Kromda %600, diğer madenlerde %200 artış olurken demir üretimi 0'dan 180.000 tona çıkmış, şeker üretimi 200 misli artmıştır. 1926'da başlayan şeker üretimi 1927-1930 arasında 5162 tondan 95.192 tona çıkmıştır. Tekstil sanayi ülkenin tekstil ihtiyacının %80'ini karşılar duruma gelmiştir. Tekstil ürünleri ithalatı 1927'de 51.000.000 Türk Lirası iken bu rakam 1939'da 11.900.000 Türk Lirasına düşmüştür. 1924-1929 arasında pamuk ürünleri üretimi 70 tondan 3773 tona, yün 400 tondan 763 tona, ipek 2 tondan 31 tona çıkmıştır.

Son 11 yılda satılanlarla karşılaştırın.

yol yaptık şunu bunu yaptık demekle olmuyor. üretim yapan neyimiz var sayın bakalım bize ait olan.

edit: şimdi çıkar 2 tanesi yabancı sermayeyi yazar. lan o paralar ülkede kalmıyor.
serbest piyasa ekonomisi ile devletçi ekonomi arasındaki farkı anlayamayan 1938den ileri gelememiş klasik kemalist beyanatıdır.

(bkz: he abim he).
türkiye cumhuriyeti tarihinde o dönemde "sanayide" kalıcı 11.6 büyüme olmuştur. tarihimizde rekordur. bu öyle bir büyümedir ki geçmişe gidip bu yapılanları yok etmiş olsanız bugün türkiye cumhuriyetinden eser bulamazdınız.
şakirtlerin zoruna gitmiş fabrikalardır. evet.
yazacak bir şey bulamayınca milletin bok atmaktan ileri gidemeyeceği gerçeklerdir.

bugün nato bile avrupada yaşanan kriz için mustafa kemal atatürk'ün 30 yıllık kalkınma planını uygulamayı ön görüp kabul ediyorsa oturunda bir iki dakika düşünün denilesidir.

kit (kamu iktisadi teşebbüsü) ler için zarardır diyenler zararın nerden doğduğunu hesap edip fabrikalar içerisinde hiç bir teknolojik yeniliğe gitmeyip, denetleme kurumlarını yönlendirip aksaklıkların giderilmesini sağlayamıyorsa bıraksın bu işi.

tarım ve hayvancılık lokomotifi olan bir ülkede tarım'a kota getirilip amerikanın kamışına (şeker kamışı) avrupanın angusuna tabii tutulmalarını açıklayacak tek bir kelime yoktur.

ülkeler yalnız başına özel sektör değil aynı zamanda kendi oluşturdukları sektörler ilede vaariyetni sürdürmektedir.

liberal ekonomi geldiğinde de sağlanamayan denetlemeler yüzünden sadece firmalar kasalarını doldurmuş, liberal sermaye liboş olmuş ve kendi parasal hukukunu kurmuştur.
yazan yazarın düz kafa yazdığı başlıktır. osmanlıda epi topu 5-10 fabrika vardı %152 böyle geldi şuan ise milyonlarca var ve unutmayalım o zaman devlet kurardı şimdi ise türk özel girişimcisin binlerce fabrikası var.
sınır tanımayan liberalleri ortaya seren konu.

o çok sevdiğiniz abd ekonomik kriz sonrası kaç finans kurumunu kurtardı bi göz atın isterseniz.

devletin özel sektörün gücünün yetmediği yerde proaktif olması gerekir.
atatürk dönemi devletçiliği budur.

devletin özel sektör ile rekabete girmesi değildir.

basit bir örnek: onun izinden gidenler otomobil fabrikalarını kursalardı şimdi milyarlarca usd ithalat yapmazdık.
kendi markamız olurdu. sadece montaj üssü değil aynı zamanda caziba merkezi de olurduk.
Bacaları kimilerinin götlerine girmiş fabrikalardır. Inkar etmeyin mal şakirtler, bu havlamalarınız ve anırmalarınız götünüzün acısından.. bunu biliyorsunuz.
O zamanlar halk fakirdi. Ekonomiye devlet müdahalesi kaçınılmazdı. Şimdi serbest piyasa ekonomisi var.

(bkz: bırakınız yapsınlar)
atatürkü sevmesemde kalkınma planlarının gerçekten harika oldugunu belirtmek istiyorum. kalkınma planlarının devam etmemesi o dönemde savaş çıkabilme ihtimalinin yüksek olmasına bağlanmıştır. doğru bir kanıdır. köy ensitülerinin imam hatibe dönmesiyle beraber üretimin azaldığı belirtmek istemekte haklıyım herhalde.
şakirtlere kalsa fabrika falan kurmaz her şeyi duayla hallederlerdi.

+başım ağrıyooo yok mu ağrı kesici?
-eroin günah ben sana şimdi bi ayetel kürsi okurum bi şeyin kalmaz.
devlet kapısında memur olabilmek için binbir takla atan kişilerin bok attığı yapılanmadır. satıp yemek kolay.
fabrika satanların hoşuna gitmeyen gerçekler.
rahmetli yaşasa maçlar da şifreli olmazdı, trt verirdi.
orospu analı piçlerin... şerefsiz aşagığılık haysiyetsiz mahlukların rantları ugruna ya kapattıkları ya da özelleştirdikleri fabrikalardır.
kapatırsınız ama unutturamazsınız.
50 kilo esrarla yakalanan akp linin yeğenini savunanlar ilaç olarak kullanılan eroin e kafayı takmışlar. kokain ise hala anestezik madde olarak kullanılıyor.

(bkz: mehmet erdoğan)
milletimizin alın terleriyle kurdukları, şimdilerde birçoğu özelleştirilen fabrikalardır.
şimdikiler de atatürk olmak için savaş yaparlar.

iş savaş yapmakta değil koçum fabrika kurmakta.
dil sorunu şu sorunu bu sorunu yoktu o zamanlar.

üretim vardı, birlik beraberlik vardı.
Mustafa Kemal Atatürk , 1923-1938 yılları arasında tam 46 fabrika kurmuştur . Cumhuriyetin ilk 15 yılında yakalanan büyüme hızı %32 olarak tespit edilmiştir.

şimdiki gibi ülkeye sıcak para doldurup koftiden büyümüyorduk o zamanlarda.
Devletçi karma ekonominin başarısıdır. Liboşlar düşünsün..
(bkz: fesli ibne Kadir sen misin)
götoş çomarların işine gelmeyendir.

sanki bir fabrika yapılırken aynı anda başka fabrika yapılmıyor koduğumun cahili.

akp yalayacağım diye mantığı devre dışı bırakmış ibiş.
o zaman belki faydalı ama daha sonra modern ekonomide devlete ayak bağı olan fabrikalardır, mesaiye uğramadan dededen toruna aynı fabrikadan emekli olan adamlar var. kadrolu işçi kavramı böyle bir şey, iliklerine kadar sömürür devleti.