bugün

entry'ler (270)

dışadönük kişilik

hep olmak istediğimdir ama tam tersi içedönük ve utangaç biriyimdir.böyle herkesle samimi olan kız olsun erkek olsun girişken canlı rahat filan falan.hep özenmişimdir böyle insanlara.öyle olmak istemeklede olunmuyor.en ufak olumsuzlukta hemen kabuğuma çekiliyorum

cemaatlerin kişiliksiz insan yetiştirmesi

Türkiye'de çoğu cemaat ve müntesibi için geçerli olandır.yukarıda biri ülkeyi yönetenlere bak demiş ki onlar cemaat değil parti cemaatlere gelecek olursak bak kardeşim bu iş böyledir.100 kişinin 100 ü de koyun olmayacak bir tane de çoban lazım.
cemaatler insanları itaat ettirmek üzere kuruludur.bunun için belli seyler kullanır.Günah ayıp filan ama burasan benim günah ayıp kavramlarını boş gördüğümü çıkarma.elbette ayıp ve günah var ama bunların içeriği var.yani sen birine iftira atıyorsan günahtır.
cemaatlerde ise bu kavramlara dair tek bir içini dolduracak söz yoktur sadece cemaatin istediğini yapmadığında bunun ayıp olduğuna dair şeyler söylüyorlar.içerik yok sadece ayıplama suçlama.çünkü kontrol etmek istiyor.bunun içinde ayıbı ve günahı bir silah olarak kullanıyor.ne ayıp ne günah hiçbir şey söylemiyor sadece o gün sana ne yaptırmak istiyorsa ve sen karşı çıkıyorsan ayıp.sen bunun farkına varmazsan bir kişinin iki dudağı arasına bakacaksın ve birbiriyle çelişik eylemlerde bulunacaksın.yani belli bir duruşun olmadığı gibi bağımsızlığında olmayacak.kişiliksizleşeceksin.yarın cemaatten ayrılsan bile bunu sorgulamadıkça başkası da kullanır illa dini gruplar olmaz.
hasılı sorun bir duruşn olması ve bağımsız olmak.kişilik sahibi olmak.bugün cemaatler var o yüzden cemaatlere diyoruz yarın bir örgüt bunu yapsa o da kişiliksizleştirecek seni.

saf olmak

bu aralar beyin yıkama,mobbing, psikolojik savaş,psikolojik baskı,kontrollü gerilim vb. konulara el attım.lan öğrendikçe bugüne kadar yaşadığı problemlere bakıyorum ve ulam diyorum ne kadar safmışım.ben kimseye karışmayayım kimse de bana karışmaz diye bir şey yokmuş.Bunları ben gördüm başıma gelenleri yeni anlamlandırıyorum.millette ne kafa varmış ya.çok safmışım

dostluk

benim hep dikkatimi çekerdi üniversite yıllarımda.bazıları birbirlerine hemencecik ısınır çok yakın davranır dost olurlardı.hep özenirdim.birbirlerine bu kadar kısa sürede yakın olmalarına kendileri gibi aynı idealleri paylaşan insanları bu kadar kolay bulmalarına hayret ederdim.bu kadar kısa sürede böyle büyük dostluklar kurmalarına.sonra üniversitenin sonlarına doğru ve üniversite bittikten sonra birbirleriyle konuşmamaları görüşmemeleri sorduğumda "valla en son okul zamanı görüştük" demelerine şaşırırdım.sonra sonra aklıma dank etti.Birbirleriyle bu kadar samimi olmaları öyle idealler filan değil tamamıyla o anki durumdaki geçici bir ittifak, beraber olup güçlenmek.öyle uzun soluklu düşünmüyorlar.pek seçici değiller.o yakınlık birlikte hareket etmek filan hep geçici.ve aslında doğru olan da bu.çok ayrıntılı düşünüp seçici olmamak lazım.sanki yıllarca beraber olacağın her konuda uyuştuğun biri olmak zorundaymış gibi.geçici olduğunu bil çok seçici olma ve diğerlerine karşı işbirliği yap birlikte hareket et.günümüzde dostluk bu.

akıllı uslu

aman ne akıllı uslu çocuk denenleri eğer değişmezlerse ileride büyüyüp malın eziğin önde gideni olacak çocuktur.Açıklamasına gelecek olursak şimdi herkes kendi açısından olaylara bakarak kendi amaçlarını gerçekleştirecek fırsatları kollar ve davranışlarda bulunur.Küçük bir çocukken yani daha bilgisiz çevreni etrafı insanları tanımak için ne yapacaksın? Meraklı çocukların yaptığı gibi bakacaksın kurcalayacaksın soracaksın yani büyüklerin "yaramazlık" dedikleri şeyi yapacaksın.Büyükler niye öyle der peki? Dedik ya yukarıda herkes olaya kendi açısından bakar.Onlarda azıcık huzur olsun kafa dinleyeyim der.
şimdi bu akıllı uslu çocuğumuz büyüklerinin lafını dinleyerek ve bunu da içselleştirerek aslında ne kadar ahlaklı iyi erdemli bir insan olduğunu sansa da aslında artık bir ezik adayıdır.Büyüyünce okulda yaramaz hayta denilenlere karşı da kendini ezdirir işe girince hakkını savunamaz çünkü aslında hakkı olduğunun bilincinde bile değildir.Hep iş işten geçtikten sonra aklı başına gelir.Kendi hakkını aramayi olaylara kendi açısından bakmayı ahlaki olarak kendine kabul ettiremez.Kendini bencil kavgacı uyumsuz görmemek adına hakkı yenen pısırık ezik biri olur.Siz siz olun o herkesin aman ne akıllı uslu dediği çocuklardan olmayın zira onlarda yarın öbür gün bir iş olunca aman bu da pek pısırık diyecek çünkü gerçek bu.

yalnizlik hissi

fiziki olarak tek başına kalmaktan ziyade manevi olarak insanlarla bağının olmaması ya da artık kalmamasıdır.

boşluk hissi

Uzun bir dönemdir içinde bulunduğum his.insanlarla iç içeyim ama bir bağım yok.Ailemin arkadaşlarımın yanında bile boşlukta hissediyorum kendimi ya da en fazla geçici bir kıpırtı sadece bu kadar.insanlığa insana dair ne varsa sahteymiş ya da yokmuş gibi bir his.

brezilyalı kızlar

Yurtdışında kısa süre bulundum ve Brezilyalı nüfusu baya fazlaydı gittiğim yerde.Böyle güzel sıcak kanlı kıvrak dans eden ama aynı zamanda zero-kibir kızlardır.
Lan vallahi ozledim sizi.Yeminlen.O güzel danslarınızı özledim.O nasıl kalça o nasıl danstır öyle.Geleceğim bir gün Rio sahillerine bi parayı vurayım

sözlükteki avukatlar

buyrun nasıl yardımcı olabilirim?

kızların muhafazakar erkekleri itici bulma sebebi

genellmeye karşıyım bir kısım öyle ve sebebi de şu:
aileleri tedirgin.aileleri oğlum yoldan çıkacak korkusuyla çocuğunu kontrol altına almak yoldan çıkarmamak için iradesini sakatlıyor.Ailelerin düşüncesi şu: iradesiyle hareket ederse bu yoldan çıkabilir ben şuna bir zincir vurayım (yetiştirme tarzı) ama sıkmayayım da ama zincir elimde de olsun ki istediğim de ihtiyaç duyduğumda zinciri çekebileyim.haliyle bu özgürlük olmuyor izin verme oluyor yani özgür değil izne/onaya tabisiniz.
Aileler bunu da açık değil zımni şekilde gelenek vasıtasıyla yaptıkları için çoğu zaman sadece ailesine değil çevresine de aynı ilişki şeklini (onay-izin) aktarıp başkaları karşısında edilgen kalıyorlar.
Bu durum kızlarla sınırlı değil arkadaş iş ortamı vb. de dahil.
Başta yazdığım gibi genelleme yapmak yanlış ama bir kısım böylesi var.Bu kişilerin otorite kavramı ve ilişkiye etkisi(otorite-itaat-isyan-isyan ahlakı) hakkında derince düşünmeleri problemlerini çözebilir.

the red pill

ekşide bu sıralar çok görüyorum başlığını.hipergsmi dedikleri kadının kendinden daha iyi birilerini bulma güdüsü gibi şeyler yazıyorlar ki mantıklı geliyor.Şöyle bir bakarsanız kadının konumu erkekten daha iyi ise garipseniyor zaten ve nadir de ama tersi pek yaygın ve garipsenmiyor.
tabi başka şeylerden de bahsediyorlar filan ama bu hipergami bana mantıklı geldi

geçmişte yaşayan insanların ortak özellikleri

geçmişinde yaşadıklarını anlamlandırmaya çalışıyor olabilir.anlamdırabilirse şimdiyi ve geleceği yaşar ama yapamazsa döner durur.aman boşver diyerek bundan kurtulamaz zira geçmişte kalsa dahi anlamdırmak lazımdır.

sessiz bir insan olmak

hep itham edildiğimdir.Keyfimizden böyleyiz sanki.Kimisi içten pazarlıklı der kimisi büyük düşüncelerin adamı kimisi efendi der.Yok aq hiçbirisi.Ben öyleyim.Yani var sebebleri ama öyle sinsi planlar yapmıyorum yada büyük düşünceler geçmiyor aklımdan.Efendilikle hiç alakası yok zaten.Sanki konuşan her adam terbiyesiz de susan efendi mi oluyor ne alaka aq?
Ha çekingenlik zamanında terslenme filan olabilir.

yazarlardan tavsiyeler

yapmak istediklerinizi yapmaktan başkaları ne der diye düşünüp vazgeçmeyin.sonra o insanların size bir faydası olmadığı sizin onlara zararınız olmadığını öğrendiğinizde iş işten geçmiyor.

anneniz babanız hariç şunun bunun kahrını çekmeyin.bi gün o da benimkini çeker diye beklemeyin.muhtemelen bir gün hayatınızdan çıkıp gidecek.görüşmeyeceksiniz bile.ne için kime niye katlanasınız.

ahmet davutoğlu nun sabrı

Taşmaz.

hırsızın polisi tutukladığı ülke

Hırsızlık yapıp soru çalarak polis olanların olduğu ülke.

sürekli yalan söyleyen arkadaş

Bazılarının sinsilik olsun diye yaptığı şey.bir oda arkadaşım var okul ortalamamı sormuştu ben de neyse onu söyledim 2,20 filan.kendisi de sana yakın bi şey dedi biraz altı filan dedi.şimdi az önce 3 dedi.şimdi aklı sıra aman öğrenmesinler nolur nolmaz diyo.bana ne senin ortalamandan Allah daha artırsın,neyin peşindesin oğlum?

22 temmuz 2014 cemaat operasyonu

Vay be 3 4 sene önce cemaatci polisler gece yarısı gidip birilerini ergenekon diye alırdı şimdi kendileri alınıyor sonra bu böyle gider döner durur,devlet ne garip bi şey.

rte yi yüzde 55 gösteren anketler

Hangi anket şirketiymiş ona göre değerlendirmeli.iktidar muhaliflerinin doğru anketçi dedikleri 30 martta yamuldu.iktidara yakın denilenler 1 2 puan farkla doğru tahmin etti.akape 32 29 en fazla 36 diyenlerde oldu ama sonuç ortada.şimdi kim atıyor ortada.

ilkokulda statü farkı yaratan nesneler

Benim için okul açıldığı vakit alınmış olan elbise ayakkabı filandır.ben ilkokuldayken ailem hep geç okul alışverişi yapardı.ama istisnasız her sene.hep aynı sıkıntıyı yaşayacağımı bilirdim.önce abiminkileri deneyecektim olduysa ne ala olmadıysa eskilerine sığmaya çalışırdım.kitaplar o zaman kendimiz alırdık hep 2 3 hafta gecikirdi.o haftalar bitmezdi her gün sorardı hoca kızarak ne zaman alacaksın yarın alacağım derdim öğretmen de kızardı bir daha sonra bir daha bitmezdi o iki hafta,eve gelip sorardım ne zaman alışveriş yapacağız kitap lazım derdi bu seferde evdekiler kızardı ne kitabı acelesi mi var sanki hemen ders mi çalışıyorsunuz sus! Yani huzur yoktu evde okulda.sonra herkesin üstünde illa ki yeni bi şey olurdu ayakkabı önlük veya çanta.ne bileyim işte bi ezik hissederdim sonra abiminkileri giyince böyle biraz utanırdım eski diye.defterlerin ciltle kaplanmak zorunda olmasından nefret ederdim çünkü cilt parayla alınırdı ve ben daha zorunlu ihtiyaçlarımı alamayacak kadar fakirdim.o defterler niye ciltli değilmiş kitaplar niye ciltli değilmiş ulan daha yeni almışım kitabı filan bi bimedi derdin sonra eve gidince gene para isterdim bu seferde bizimkiler kızardı ne cildi ne gerek var sanki ben çok istiyorum da.yani böyle işte benim için statü farkı yaratan zamanında alınan defter kitap kıyafettir.