bugün

entry'ler (18)

yumuşak g nin tarifi

böyle puşt gibi ibne gibi bi şey.

kerem bursin ve shrek in ibretlik benzerliği

sadece ben mi benzetiyorum acaba lan? diye çelişkiye düştüğüm ama diğer normal insanların da benzetmesiyle içimin rahatladığı bu çok çok önemli olan konudur.

bebeğini evde bırakıp 9 günlük tatile giden anne

bebeğini evde bırakıp 9 günlük tatile giden " ANNE " mi dir? sorusunu aklıma getiren varlıktır. ulan ben ona insan demeye bile utanırım.

yirmilik diş

adına bakılırsa yirmi yaşında çıkması gereken ama nedense yirmi yaş dışında her yaş aralığında çıkabilecek potansiyele sahip dişlerdir.

gülşen

bütün şarkılarında "yanıyorum" teması olan çok değerli SANATÇIMIZ.

cem karaca nın en güzel parçası

sen de başını alıp gitme ne olur. dinlenilmeli.

sevgiliyle başbaşayken ortamı bozan şeyler

cep telefonun zırt diye çalmasıdır. çok sinir bozucudur.

hazırlık bölümü

lisenin bir devamıdır.

moral bozukluğu ile birlikte diş ve baş ağrısı

diş ağrısının baş ağrısını tetiklemesinden ya da bazı baş ağrılarının dişte de ağrıyor hissi uyandırmasından mütevellit, ayrıca bu iki durumun hangisi yaşanırsa yaşansın bir moral bozukluğu durumu kaçınılmaz olduğundan birbirini tetikleyen üç işkenceci vücut sinyali. öldürücü kombo. hayır! öldürmeyip süründürücü kombo.

komşu komşunun vajinasına muhtaçtır

ancak lezbiyen iki komşu arasında geçerliliğini koruyabilecek önerme. herkes vajinaya muhtaç değil yoksa. değişik değişik ihtiyaçlar var.

bayramda saat 11 pm de gelen misafir

bir saatten fazla kalması durumunda ''hadi baboş, iki gündür burdasın, yavaştan yollan'' denilerek bayat seneye görüşürüz esprisinin bir türevine maruz bırakılması gereken hadsiz misafir.

laleli

içinden dünyaya açılan tramvayların olduğu semt. biz bineriz. dünyayı gezeriz.

abdullah gül ün ses tonu

oldukça geriden gelendir. iki anlamda da yani. hem ses gerilerden bir yerden geliyor, hem de sanki ses senkronizasyonu bozulmuş gibi dudaklar kıpırdıyor ama ses salise farkla kulağa ulaşıyor. şimdi bu ikinci durum için televizyonu suçlamayın sakın. herkes konuşurken düzgün de o konuşurken mi sapıtıyor?

akvaryumda ki balıkların isyanı

ki balıklarının -ki bu yeni keşfedilen bir balık türü oluyor sanırım- akvaryumda çıkardıkları isyanı anlatan söz öbeği. daha açık bir örnek vermek gerekirse, kasabada cırcır böcekleri destanı gibi bir söz öbeği uygun olur galiba. benim bu söz öbeğinden anladığım bu şahsen. yazar bunu anlatmak istemese neden isim niteleyen ki'yi ayrı yazsın ki zaten?

esrar kullanmayan tiyatro oyuncuları

7/24 hayatlarına tanık olmadığımız için bilemeyeceğimizdir. çocuğuna satmıyorsa, göstere göstere seni ayartmıyorsa da bilinmemesi kimseye dert olmaması gereken insanlardır ayrıca. bugünlerde daha sık görmeye başladık rakının uyuşturucunun adını dahi ağzına almayıp türlü yolsuzluk, adam kayırma yapan adamları. devamlı kul hakkından bahseden insanların da yine aynı insanlar olması ise ayrı bir tezat oluşturuyor. ama biz bu bahsedenleri ve bahsedilenleri hala dinliyoruz. sadece dinliyoruz.

ilk emri oku olan dini gericilikle itham etmek

oku emrinin yanında sorgula gibi bir emir barındırmadığı için yapılan eylem. biri emredilip diğeri hoş karşılanmazsa böyle durumlar çıkabiliyor ortaya.

kadınlardan anlamak vs kadınları anlamak

kadınları anlayanın kanka, kadınlardan anlayanın ise peşinden koşulan piç sevgili statüsüne erişeceği ve bu yüzden kadınlardan anlayanın açık ara karlı çıkacağı versus.

harita mühendisi

yurdum insanınca fotoğrafçı sanılabilen ve karşısında poz verilen bahtsız mühendis.